9 - Kırk

36 3 0
                                    


İmam'ın kırkı gelmiş idi.

Mevlid okumak lazım idi.

Herkes birbirine sordu,

Kimse bilemedi mevlidi.


Mevlid nedir, niyedir,

Dua mıdır, edep midir?

Nasıl mevlid okunur?

Kim bu işin ehlidir?


İmam okurdu mevlidi,

O da mefta oldu gitti.

Kim yapacaktı bu işi?

Köy ahali karar verdi.


Öd nehrinin bittiği köyde ünlü bir imam var idi.

Güzel sesi şanı olmuş, diyar diyar gezmişti.

İmam'ın mevlidini okumaya ancak o münasipti.

Biri seçildi, gitti, köyünden imamı aldı getirdi.


İmam oturdu başladı yanık sesle söylemeye,

Ahali sesi duydukça başladı titremeye,

Hıçkırıklar, gözyaşları seller olmuş akıyor,

Biri de çıkıp demiyor ki; Sıddık nerede?


Sıddık pek arada kaldı, kararında zorlandı.

Bir yanda İmam'ın, bir yanda Baki'nin kırkı.

Hangi birini seçecekti, hangi kırk çıkacaktı?

Zühre'yi aldı karşısına, durumu bir güzel anlattı.


Zühre hiç zorlanmadı kararını verirken.

Biz Baki'nin kırkını çıkaracağız dedi yekten.

Zühre böyle kararlı, dimdik lafı edince,

Sıddık'ın gönlüne de ferah sular boşandı.


Geceden hazırladılar gerekli edavatı

Bir tas, bir taş, bir de su dolacak leğenin yarısı.

Yarın İmam'ın mevlidi okunurken meydanda,

Baki'nin başından döküvereceklerdi tası.


Yarın oldu bugün, Mevlid başladı,

Dedim ya imam ahaliyi iyi ağlattı.

O sırada Zühre evde leğeni hazırladı,

Baki'yi koydu içine, eline aldı taşı.


Zühre salavat getirdi tam başlayacaktı ki;

Sıddık tutamadı dilini bir sual ediverdi.

"Kız Zühre, sen nerden bilirsin bu kırkın ilmini?

Zühre ters bir nazar etti, fesuphanallah çekti.


Baki leğende yatmakta,

Kaşlarını çatmakta,

FÂNİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin