7. Bölüm

400 66 362
                                    

-Natsu-

Luce plastik tabak, çatal ve ihtiyacımız olan diğer şeyleri çantalarımıza doldururken nasıl bu işe karıştığımı anlamaya çalışıyordum.

Yani... Dağ başında piknik yapacağız ve ırmakta yüzeceğiz. Bu KESİNLİKLE  olmamalıydı. Ama Luce beni -her zamanki gibi- ikna etti.

''Dikkatli olun tamam mı? Üşütmeyin.'' diyen Zeref-nii-chan, hazırladığı havlularımızı çantama tıkıştırdı.

''Teşekkürler Zeref-san.'' dedi Luce gülerek. Zeref-nii-chan -görmediğimi sanıyor herhalde- Luce'ye yaklaştı ve kulağına fısıldamaya başladı. ''Natsu sana emanet.''

''ZEWEF-Nİİ-CHAN!''

''Pekala, pekala.'' dedi gülerek ve odasına geçti. Muhtemelen biz yokken Mavis-san'ı eve çağıracak-neyse.

''Her şey hazır!'' diyen Luce çantasını sırtına takmıştı. Ben de benimkini alarak, kenardan ceketlerimizi aldım ve ayakkabılarımızı giyerek evden çıktık.

''Natsu?''

''Hm?''

''E biz oraya nasıl gideceğiz?''

''Ha?''

''Ş-şey biraz uzak-''

''BUNU DÜŞÜNEMEDİN Mİ LUCE?!'' diye bağırmamla yerinden sıçradı ve yutkundu.

Sinirle elimle saçlarımı karıştırdım ve derin bir nefes verdim. O sırada o kısık sesle mırıldandı. ''Sting'in arabası-''

''Sence o olaydan sonra bize verir mi Luce?''

''Ş-şey...'' cevap veremeden gözlerini kaçırdı. -tekrar- derin bir nefes vererek telefonumu çıkardım. ''Belki Poyraz ikna edebilirse...''

Rehberden Poyraz'ın ismini seçip arama tuşuna bastım. Telefon elinde olmalı ki birden açtı. ''Ne oldu? Arabayı mı istiyorsunuz yine?'' dediği bıkkın sesi duyuldu.

''Evet.'' dedim sakin bir sesle. ''Evimin önüne getirir misin?''

''Denerim.'' dedikten sonra telefon yüzüme kapandı. Luce bana çekingen bakışlar atarken onu umursamadan olduğum yere çöktüm ve beklemeye başladım.

Ona yardım etmeye başladığımdan beri -tam anlamıyla- sömürülmüştüm.

Bir on dakika sonra Poyraz geldi. Sting'in arabasını getirmişti neyse ki... Nasıl izin verdiğini bilmiyorum ama Poyraz bir şekilde ikna etmiştir.

Ona teşekkür edip uyuşturucu gibi her zaman yediği lolipoplarından verdim ve arabaya bindik. Poyraz bizimle gelmemişti. Luce'nin tarifiyle gideceğimiz yere arabayı sürerken tık çıkmıyordu arabada.

Piknik yapacağımız yere geldiğimizde adeta büyülenmiştim. Luce böyle yerleri biliyor muydu? Güzel bir ormanın içinde harika bir alanda pikniğimizi yapacaktık ama... Biraz uzağımızda uçurum kadar yüksek olmayan ama yine de yüksek olan bir yer vardı.

Bekle bir dakika... Dediği ırmak? Hızlı adımlarla oraya ilerledim. Altımızda akan ırmak vardı. Sesli bir şekilde yutkundum. ''L-luce? Biz bu ırmağa nereden g-gideceğiz?''

''Atlayacağız.''

''CANINA MI SUSADIN SEN?!''

''Annem gibi davranmayı keser misin? Bir şey olmayacaktı-''

''BU KADAR YÜKSEKLİKTEN ATLAMAYI MI PLANLIYORSUN SENİ DELİ SARIŞIN?! NASIL BİR ŞEY OLMAYACAK?! BUNA İZİN VERMEYECEĞİM!''

''B-bağırmayı k-kes...''

Dilek DefterimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin