Medya: Hira ÇETİN
Güneş son kalan gücüyle ortalığı aydınlatmaya çalışsa da nafile karanlık yıldızlarını gökyüzüne serpmeye başlamıştı. İki genç kız akşamın karanlığında yeşil gözlü'nün evine doğru yürüyorlardı.
Yeşil gözlü montunun cebinden sigarasını çıkartıp çakmağıyla yakarak dudaklarına bir ödül sundu. Ardından pakedi hira'ya uzattı 'Al' dercesine... Hira paketten bir tane çekip gecenin karanlığına bir ışık bıraktı. 10 dakika sonra evin önüne gelmişlerdi. Yeşil gözlü anahtarını çıkartıp kapıyı açtı. İçeri girerek ışıkları teker teker açmaya başladı. Ne kadar karanlığın kızı olsada aydınlığı seviyordu genç kız.
Hira bu duruma şaşırsada bir şey demedi. Yeşil gözlü şefkat tınısı içeren sesiyle,
"Ne içersin ? " diye sordu hira'ya.
"Votka alırım" dedi hira.Yeşil gözlü mutfağa doğru giderken hira etrafına bakınmaya başladı. Evre'nin bir kaç fotoğrafı ilişti gözüne. Fotoğrafların içeriğinde evren elinde madalya tutuyordu. O sırada yeşil gözlü elinde 2 bardakla çıkageldi. Koltuğa oturarak bardağı hira'ya uzattı. Yeşil gözlü votkasını yudum yudum içerek boğazının yanma keyfini hissetti. Hira ise düşünceliydi. Genç kız bunu farketmiş olacak ki,
"Sor" dedi.
Hira bi an affallasada kendini toparladı eliyle fotoğrafları işaret ederek ,
"Bunlar ne" diye sordu.
Yeşil gözlü umursamaz bir sesle,
"Ahh kafes dövüşleri işte bilirsin. Akıl hastanesindeyken ara ara çıkardım. kazandıklarım sadece" dedi.
Hira bu cevaptan memnun olmamıştı. Evren hiç kavga etmeyi sevmezdiki, ayrıca o kavga etmeyi bilmezdi.Tam o soruyu soracakken yeşil gözlü'nün kendisine bakan soğuk ve keskin gözlerini farketti. Güçlükle yutkundu birşey diyemedi. Yeşil gözlü korkutmak istememişti hira'yı ama bu kadar bilmesi kâfiydi onun için. Hira bir kez daha yutkunarak güçlükle sordu sorusunu,
"Şimdi ne yapmayı planlıyosun evren?"
Yeşil gözlünün tek bir amacı vardı "intikam."dedi düz bir sesle,
"Sadece kardeşimin hesabını soracağım. Onun öldürmenin cezasını çekecekler."
Genç kız bir kez daha lanet etti kendine. Ne diye o adamlar geldiğinde bir korkak gibi davranarak dolabın içine saklanmıştı ki ? Gözlerinin önünde annesine ve kardeşine tecavüz edilmisti. Annesi hakediyordu fakat küçük masum kız kardeşi o zerre kadar haketmiyordu. Ama bulacaktı o soysuzları, bulduğunda da diri diri toprağa gömecekti.Yeşil göz çok sinirlenmişti. Hira'nın varlığını unutup bağırmaya başladı. Gözü dönmüştü adeta, eline geçen herşeyi fırlatıyor kendine lanetler yağdırıyordu. Hira olayı idrak ettiği an evrenin kollarını tutmaya çalıştı. Yeşil gözlü ise hira'nın suratına yumruk geçirdi. Hira bir an şaşırsada pes etmedi tekrar yanına gidip bir tokat patlattı yeşil gözlü'nün yanağına. Genç kız transtan çıkmış gibi gözleri durdu, kendine gelmeye başladı. Bir anda yere yığıldı, sayıklamaya başladı. Hepsi benim yüzümden , benim yüzümden... Hira genç kızın yanına oturdu onu elleriyle sarmaladı. Bak ben burdayım kendine gel evren'im diyerek kendine getirmeye çalıştı. Yeşil göz bir an durdu, hira'nın elini kendinden uzaklaştırarak soğuk bir sesle,
"İyiyim, bi duş alıcam." diyerek yerden kalktı ve üst kata çıkmaya başladı. Hira ise başını sallamakla yetindi.
Yeşil gözlü banyonun kapısını açıp küvete girdi. Soğuk suyu açtı yavaşça. Su bedeninden aktıkça daha iyi hissediyordu kendini. Soğugu seviyordu yeşil gözlü , akıl hastanesinde de böyle öğretilmişti ona.Birden tecavüz edildiği anlar geldi gözünün önüne çok çaresiz hissetmişti o an kendini. Çığlık attıkça, debelendikçe adam aletini dahada ileriye sokuyordu. Genç kız çok ağlamıştı o zaman ama kimse gelmemişti. Adam onu bıraktığında ise ölüden bir farksız olarak eve gelmiş duş alıp yatmıştı. O sırada genç kız cenin pozisyonu almış kesik kesik hıçkırarak ağlıyordu. Sesi duvarla bütünleşip dahada acınası bir hâl alıyordu.
Ayağa kalktı genç kız eline bir bez alıp vücuduna sürmeye başladı, sürttükçe ağlıyor, sürtmenin acısından dolayı sanki vücudu da ağlıyordu. Kadınlığına geldi sıra orayı koparırcasına sürtmeye başladı. Sürttükçe sürtüyor bedeni daha da halsiz bir hale geliyordu. Birden durdu genç kız bezi yere atıp küvetten çıktı. Merdivenlerden aşağıya inip gecenin dondurucu soğugunda dışarı çıktı ve merdivenlere oturdu.Yeşil gözlü'nün yaptığı şey bedeninden iğrenmesi ve ondan kurtulmak istemesiydi. Aklı sıra bedenine ceza uyguluyordu. Hira onu görmemişti giderken. Birden bir soğukluk hissetti teninde. Dış kapının açılabilmiş olabileceğini düşündü, oraya doğru ilerledi. Gördüğü manzarayla dehşete kapıldı. Evren çırıl çıplak bir şekilde merdivenlerde oturuyordu. Kızgınlıkla evre'nin kolundan tutup,
"Ne halt yediğini sanıyorsun sen burda ve bu halde !" diyerek gözleriyle vücudunu işaret etti. Yeşil gözlü ise sadistçe gülümseyerek ,
"Bedenime ceza veriyorum."
Hira bu son sözü duyduğunda dahada sinirlendi, evre'ni kaldırdığı gibi içeri soktu. Merdivenlerden yukarıya çıkarak onu banyoya soktu, sıcak suyu açtı ve can dostunu yıkamaya başladı. Evren ise ifadesizdi. Hira onu yıkarken hem şarkı söylüyor hemde şefkat gösteriyordu sanki küçük bir çocukmuş gibi. Yıkama işlemi bittikten sonra onu kuruladı ve giydirdi. Ardından onu yatağına yatırdı. "İyi geceler can dostum" diyerek yanağına bir öpücük kondurdu. Yeşil gözlü ise "Allah belanı versin hira" diyerek karşılık verdi genç kıza. Hira'nın dudaklarını samimi bir gülümseme aldı, odanın ışığını kapatarak misafir odasına gitti. Yatağa yatarak kendini uykunun kollarına teslim etti.Güneş her yeri sarmıştı fakat havada kasvetli bir soğukluk vardı sanki. Yıldızlarla, Ay son bir kez gökyüzüne bakarak görünmez oldular. Yeşil gözlü bir kez daha gözüne gelen güneşe küfrederek yataktan kalktı.
Elini yüzünü yıkayıp aşağıya indi. Masada bir kahvaltı tabağı ve küçük bir not gördü. Not'u eline alarak okumaya başladı.
"Evren'im barda sorun çıkmış, oraya gitmem gerekti. Masadaki kahvaltıyı bitir işim bitince arıycam seni."
Genç kız şöyle bir masaya göz attı adeti değildi ki kahvaltı yapmak. Bugün çok önemli bir işi vardı ayrıca vakit kaybedemezdi. Siyah bir pantolon, üstüne kırmızı bir kazak, saçlarını ise dağınık topuz yaptı. Yeni aldığı siyah deri montunu giyerek aşağıya indi. Sigarasını, çakmağını, telefonunu ve anahtarını alarak dışarı çıktı. Botları dışarıdaydı , dün almamıştı onları içeriye. Onlarıda giyerek yolda ilerlemeye başladı.Sabah kahvaltısı olan sigarasını yakıp midesini dumanla doyurmaya başladı. Ayakları onu Karaca şirketine götürmüştü. Sevmiyordu bu şirketi , ailesin'den kalan şirketlerden birisiydi ama diğerlerine göre daha büyüktü. Şirkete adımını atar atmaz herkes yalaka bir şekilde başıyla selam veriyor kendilerini acınası bir hale sokuyorlardı. Genç kız asansöre girdi 20.kata bastı.
Kapı açıldığında etrafta sekreter ve bir kapının başında dikilmiş 2 korumadan başka kimse yoktu. O korumaları da evren istemişti zaten. Korumalar onu başıyla selamlarken o babasının odasına girdi. Her şey yerli yerindeydi. Genç kız bütün dolapları talan etmeye başladı. İşi bütün dosyalara bakmak katillerle ilgili bir ipucu bulmaktı. Bütün dosyalara baktı ama pek kayda değer birşey bulamadı.Kilitli bir kasa göründü genç kızın o yeşil gözlerine. Dudakları bir saniye kıvrıldı sonra tekrar eski halini aldı. Kilitli kasada şifre vardı. Babasının doğum tarihini yazdı olmadı. Bütün aile bireylerininkini yazdı olmadı. Evlilik tarihlerini yazdı olmadı. Genç kız umursamadan evren yazdı ve tık sesi odanın sessizliğini bozdu. Genç kız şaşkınlıkla kilitli kapağı açtı ve içindekilere bakmaya başladı. Bir silah, bir not, 3 dosya ve bir oda anahtarı vardı. Genç kız notu eline aldı ve okumaya başladı.
"Bu silah senin evren."
Yeşil göz not'u bırakıp dosyalara yöneldi. 2'si mavi renkli diğeri ise kırmızı idi. Kırmızıyı alıp içini açtı.Okudukça her yeri titriyor, başı ölümcül derecede ağrıyordu , eli ayağı tutmuyordu sanki genç kızın, nefes alma yetisini kaybediyordu saniye saniye...
Genç kız ayağa kalkmaya çalıştı ama yeşil gözleri karanlığı istercesine onu yerle buluşturmuş , karanlığa çekmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
❄LAVİNİA❄
ChickLitSadece intikam istiyordu genç kız. Ölmek için yaşıyordu Evren. Ölüm çiçeğiydi o. Herkesin imrendiği, ona benzemek istediği ilâhi bir çiçek. Kendini değil başkalarını öldürmekle görevlendirilmişti.