Şuan 31 yaşındayım ve Türkiye'nin en büyük şirketlerinden birinin sahibiyim...
Artık Orhan dan ''eski bir arkadaş'' diye bahsediyorum...sonuçta üstünden 13 yıl geçti ve bende iş hayatına adımımı attım...
Nasıl Türkiye'nin en büyük şirketlerinden birinin sahibi oldun?? diye sormayın...
Çünkü cevabı herkes biliyor...(Çalışmak)
Etrafımda bir sürü insan var , sağ olsunlar hepsi geçmişimi unutturdular . Geleceğime odaklanmamı sağladılar ...
Sekreterim, arkadaşlarım,yardımcılarım...
İş hayatı ne değişikmiş diye düşünüyor insan en başlarda, ama sonradan alışılıyor.
Benim bu iş hayatında öğrendiğim en iyi şey büyük düşünmek ,her zaman , her yerde...
Tam işler çok iyi gidiyor diye düşünürken bide rakip şirket çıktı başımıza.
Benim bildiğimce onların şirketi pek yürümez,iflas ederler çünkü onlarda dayanışma , birlik, beraberlik yok.
Ben ne zaman onların sahibini görsem herkese kızarak bakar . Azarlar . Onun kızması yüzünden bizim çok iyi bir şirket olduğumuzu bilenler oradan çıkıp direk buraya gelirler.
Geçen gün duydum ki , beni suçluyormuş sahibi. Güya ben ona iftiralar atmışım da o yüzden çalışanları çıkıp bana geliyormuş...
Benim İFTİRA kelimesinden nedir çektiğim ya. Hem bana iftira atarlar, hem arkamdan ona iftira attığımı söylerler..
.Ama o yinede çalışan kazanmaya devam ediyordu,bizim çalışanlarımız dolduğu için tüm işsizler oraya gidiyordu ve böylece ayakta duruyordu orası.
Bizim gibi bir iyi şirkete böyle rakip oluyorlardı herhalde, yani patronda iş yoktu tüm iş çalışanlarındaydı, bi süre işsiz kaldıkları için verilen işe 4 elle sarılıyorlardı
Hayat giderek zorlaşıyordu benim için , hem işte hem hayatta...
Annem Mersinde , uzakta , Ben İstanbul'da......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çocukluk Arkadaşım.!
Roman pour AdolescentsKüçükken tüm sırlarını paylaştığın biriyle , büyüyünce rakip olmak ve arkadaşının sana böbreğini verdiğini bilememek çok acı... Dostluk ; İki ayrı bedendeki tek bir ruhtur...