Güne başlayışım sinirli ve itici olmuştu. 2 saatlik uykuyla oldukça yorucu bir tempoda çalışmak zor hissettirmiyordu benim için. Alışkanlık haline gelmiş az uyku normalde dert etmeyeceğim bir sorundu. Kulaklığı takıp bölmeye iliştirdiğim kutu kahveden bir yudum aldım. Tam günlük raporlar için Samet' i arayacaktım ki geç kaldığımı anlamış olsa gerek telefon çaldı.
"Günaydın..." sesi algılayamıyordum.
"Günaydın Samet....Bugün şirkette..."
Sözlerim yarıda bölünmüştü çünkü araya kaynayan ses Samet diye hitap etmeme tepki göstermişti.
"Uraz DEMİRKİRAN da senin şirkete olan takıntını anlamaya çalışıyorum."
Tek elimi direksiyondan kaldırıp yavaşça alnıma vurdum. Her seferinde aynı şey olmak zorunda mıydı? Olağan en şirin ses tonumu takınıp yarı öfkeyle konuşmaya başladım.
"Şirketle olan takıntılarımdan önce anlamamız gereken başka şeyler var Urazcığım . Örneğin numaramı nerden bulduğun gibi..."
Gülüşü kulaklarıma değince şuan yanında olsaydım izlediğim görüntü kafasını yukarı kaldırmış Uraz ' ın gamzelerinin ve dişlerinin gövde gösterisi olurdu diye geçirdim kafamdan.
"Numaranı bulmak ? Imm bana bir kahve sözü verirsen detaylı anlatırım. Belkiii ..."
Sözlerini böldüm çünkü numaramı bulabileceği tek insan idari yönetici bozuntusu Azra Hanım' dı.
"Azra Hanım?" Deyip duraksadım.
Tekrar güldü ve devam etti.
"Yine de kahve sözünü alırım."
Ne kadar ısrarcı bir insanla karşı karşıya kalmıştım ben. Elimi sinirle saçlarımdan geçirip tısladım.
"Okulda görüşürüz Uraz' cığım ."
Kulaklığı çıkarıp fırlatırken elimi hırsla direksiyona geçirmeye başlamıştım. Birkaç darbeden sonra duraksayıp bu hatayı iki kez yaparak kendimi nasıl ifşa ettiğimi düşündüm. Arabayı okula yanaştırıp park etmem yaklaşık 15 dakika sürmüştü. Öğretmenler odasına doğru attığım adımlardan sonra üzerimde beyaz bir önlükle lavaboya yöneldim. Tanrı aşkına sözel Bir derse öğretmen olmuştum. Hiçbir boya veya paletle işim yoktu. Ters tarafım bir türlü susmak bilmiyor yaptığım her harekete bir kusur buluyordu. Bulduğu kusurları yüzüme vurmak için çırpınırken, dozajı fazla kaçırdığı gerçeğini göz ardı ediyordu. Topuklu ayakkabıların tıkırtısı öğrencilerin sesinden pek duyulmasa da varlığını hissettiriyordu. Ufak takıntılarımdan birisi ise topuklu ayakkabımdan gelen tıkırtıydı. Lavoboya girip ellerimi beyaz mermer tezgaha yasladım. Önce şirkete yapılan siber saldırı şimdi de ikinci defa açık vermem sinirlerimi germişti. Ellerimi mermerden çekip kafamı eğdim. Büyük bir oyuk oluşan beyaz mermer kısmın rengi kararmış daha değişik bir hal almıştı. Parmağını yavaşça oyuğun üzerine sürtüp ne olduğunu anlamaya çalıştım. Bembeyaz oldukça sağlam bir mermerin hem kocaman bir delikle mıhlanmasına hemde renk değişikliği yapmasına ne sebep olmuş olabilirdi ki?
Elim sebebini anlamadığım bir hisle boynumdan açtığım tırnak izine gitti. O gün boynumu kanatıncada buraya gelmiştim diye düşünen iç sesimin susmasını sağlayıp suyu açtım. Tazyikli suyu avuçlarıma doldurup yüzümdeki makyajı umursamadan elmacık kemiklerime çarptım. Sanki midemde birşeyler düğümleniyor, içimde büyüyordu. Bugün bu kadar gergin olmamın itiraf edemediğim sebepleri vardı aslında. Ne uykusuzluk ne şirketle ilgili açık vermek.. altına sığındığım bahanelerden biriydi. Yine beliren o lanet his uyandığımda beri yakamdan düşmeyip düşünmeye itiyordu. Neden kötü hissettiğimi bilmiyordum ama birşeyler olacağı kesindi. Ve ne zaman bu hisle yüzleşsem sonunda hep hissin galip geldiğini varsayarsak ona güvenmem olağan sonuçtu. Elimden sızan su damlalarının rahatsız etmesine engel olmak için birkaç kez silkeleyip dışarı çıktım. Eğitim verdiğim özel sınıflar için ayrıca bir hazırlık yapmıyordum çünkü kulağıma yerleştirdiğim küçük verici sayesinde tekrarını yaptığım sözcükler ve onları bana iletmekle yükümlü 2 yeni çalışanıma güveniyordum. Ellerimi tekrar silkeleyip sınıfa girdim. Kısa bir selamlaşmadan sonra nihayet derse başlayabilmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIRADIŞI
FantasySAFİR ✖ Ve beklenen an gelecek İsrafil Sur' a üflediği an iyi kötü, amaçsız, arafta kalmış kararsız ruhlar dahil tüm ruhlar tek nefeste yıllarca hayat bulduğu bedeni terk edecek. O kutsal zaman gelene kadar lanetli ruhumu adadığımı bilmediğim bu is...