Vay canına. Ne kadar da güzel bir mekân böyle... Kendimden emin adımlarla resepsiyona yaklaştım. Her şey yolunda gidiyordu. Sorun yok... Sakin ol Ezgi...
-Davetiyenize bakabilir miyim efendim?
Davetiye mi ne davetiyesi!
-Çok acele çıkmak zorunda kaldım sanırım evde unutmuş olmalıyım.
-O zaman isminiz ve soyadınızı öğrenebilir miyim? Listeden bakmam gerek.
Eee Şey...
-Adınız ve soyadınız lütfen.
Oyalama taktiği bulmak zorundaydım. O zaman listeden birinin adını görürdüm sanırım.
-Orda çektikleri benim arabam mı acaba?
Adam arkasını dönmüştü. Eğilip bakmaya çalışıyordum. Ahmet... Hakan... Yeliz... Hah! Yeliz...
-Benim Adım Yeliz...
-Yeliz Hanım Soyadınızı öğrenebilir miyim?
-Evet evet. O çektikleri araba benim...
Çok yaklaşmıştım... Olacak... Hadi gayret Ezgi... Biraz daha yaklaş.
-Hah. Öztürk. Benim soyadım Öztürk.
Listede göz gezdirdikten sonra.
-Maalesef sizin isminiz davetliler arasında yok. Sizi içeri alamayız.
-Nasıl yani? Orada benim ismim yazıyor. Bakın hatta şurada.
-Burada Yeliz Özütürk'ün davetli olduğu yazıyor.
Hay aksi şimdi ne yapacaktım!
-Ezgi!
-Biri Ezgi'mi dedi. Genel yayın yönetmenimiz yanıma gelerek Ezgi Benim misafirim diye ekledi.
Oh be! Az kalsın rezil olacaktım. Resmen hayatımı kurtardı.
-İsmimi yanlış yazmışsınız. Onu düzeltmeyi unutmayın...
-Senin burada ne işin var Ezgi?
-Merak ettim, dayanamadım geldim.
-Neyse. Talha Bey'in önemli misafirleri var. Yurt dışından firmalar lansman için geldi. Fazla dikkat çekmezsen sevinirim.
-Tamamdır. Ben şöyle bir göz gezdirip, çıkacaktım zaten.
Dikkat çekmemek için arkalarda bir yere geçtim. O da ne? Okan Bey'in yanında sarışın, havalı bir kadın oturuyor. Kim bu şimdi? Nereden çıktı... Okan Beyle de çok yakın gibiler... Belli ki bu camiada tanınan birisi. Baksanıza herkesin gözü onun üstünde. Magazincilerden biri geliyor biri gidiyor. Flaşlar havalarda uçuşuyor vallahi. Aaa şuradaki Gizem değil mi? Bakayım valla o.Hemen yanına gidip, bir çıtlatayım bakalım. Kimmiş bu kadın ne inlesiymiş?
-Aaa Gizemcim nasılsın?
Gizemcim mi kadında şaşırdı baksana.Yüzüme nasılda bön bön bakıyor..
-İyiyim de şaşırdım biraz.
-Şaşıracak bir şey yok canım ya. Atmosfere ayak uyduruyorum ben de. Biraz kibar olduysak ne var yani...Maksat ortama uyum sağlamak.
-Haklısın. Gelsene yanımıza ayakta kalma.
-Geldim.Geldim..
-Eee Gizemcim Okan Bey'in yanındaki hatun kim biliyor musun?
-Melda'dan bahsediyorsun sanırım. Gerçekten bilmiyor musun?
-Hayır. Bilmem mi gerekiyordu?
-İlahi. Çok komik bir kızsın sen ya. Melda bizim yurt dışındaki temsilcimiz. Okan Bey'in sağ kolu bir nevi. Yurt dışındaki işleri o bağlıyor. Okan Bey için çok önemli birisi kısacası.
-Anladım pek de çirkinmiş.
-Hah lafı ağzımdan aldın. İnsanlar boşa Allah çirkin şansı versin demiyorlar. Okan Bey bu kızın neyini seviyor anlamıyorum ki. Bak bak hareketlere. Nasıl da sarılıyor kıza...
-Kız çok mu iyiymiş. Neden ona önem veriyor?
-Yurt dışında büyümüş, orada eğitim görmüş. Dışarıyla ilişkileri de iyi işte. Yoksa o görevi ben çoktan hak ediyorum. Ama Melda yellozu ne yaptı etti Okan Bey'i etkilemeyi başardı. Bilirsin bu işleri... Geminin yürümesini istiyorsan köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin.
-Hı. Bize ters bunlar işte. Biz yapamayız, elimize yüzümüze bulaştırırız.
-Doğru diyorsun.
-Neyse ben kalkayım Gizem... Geç oldu.
-Tamam canım. Bak arada iş yerinde odama da uğra. Çaylarımızı içerken az çekiştiririz milleti.
-Olur, canım hadi görüşürüz.
Iy. Bu kızda ne dedikoducu çıktı canım. Artık ne kadar dolduysa az kalsın hayatını anlatacaktı. Neyse en azından öğrenmiş oldum kimin ne olduğunu. Artık kimseye görünmeden gitsem iyi olacak.
-Taksiii!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bende Kalp Var! (KİTAP OLDU) #Wattys2018
JugendliteraturGizli bir şey yapıyordum ve korkuyordum. Ne kadar tedbirli olursam olayım dışarıda hep kötü bir şeyler olacakmış gibi geliyordu. Yolları kapatacak, haberleşmeyi engelleyecek bir doğal afet gibi, 5.6 şiddetinde yaşanacak bir deprem gibi, ani bir darb...