İş yerinden çıktığımda sanki yağmurda bugün hırçın,kızgın ve kırgındı bana.Her geçen dakika daha da öfkelenip yağmaya devam ediyordu.Soğuk hava rüzgarla birleşmiş,git gide daha da sert bir hal alıyordu.Kendimi bildim bileli yağmurdan ve ıslanmaktan nefret ederdim.Adımlarımı daha da hızlandırdım.Yağmur ne kadar sertse ben de ona okadar sert karşı koyuyordum.Karanlık sokakta hiç korkmadan emin adımalrla ilerledim.Zihnim sadece tek bir cümleye kilitlenmişti.''Git ve vicdanını körelt,küçüğüm''
Okan'a karşı birşeyler hissediyorsam eğer kendimi kasmamalıydım.Talha artık benim umrumda olmamalıydı çünkü şu yoldan geçen sıradan herkesden bir farkı yoktu artık benim için.Ki ben tüm gün o geceyi unutamamıştım.Bunu kendime itiraf ederken bile zorlanıyordum ama ben Okan'dan hoşlanıyordum.'En büyük aşklar nefretle başlar'' derler ya sanırım doğruydu.Şimdi küllerimden yeniden doğmalı ve yeni bir aşka yelken açmalıydım...Herkese inat...Kendime inat...Dünyaya inat...
Herşeyin bir sonu ve bir de başlangıcı vardır hayatta.Bu yüzden yeni bir başlangıç yapmalıydım ben de.Yaşadığımız sürece her şey mümündür.Her an her şey olabilir.Bir saniye de dünyamız değişebilir.Yalnızca kader vardır.Belkide benim kaderimde Talha değil de Okan vardır.Talha ile güzel bir hayatımın olması için Okan sadece beni ona götüren bir merdivendir.Bu yüzden eksik kalan bir şey varsa yaşanmalı.Yaşamda canımızı acıtan şeyler var,tebessüm ettiren anılar var...Var da var...
Apartmana girdiğimde bu sefer merdivenleri değil de asansörü tercih edecektim.Bu gün yorucu bir gün geçirmiştim.Günlük rutünler benim için yeterliydi.Fazla gürültü ve kargaşayı beynim kaldırmıyordu.Değişiklikleri ve ani olayları hiçbir zaman sevmezdim.Sıradan değildim ama her zaman garantici bir insandım.En ufak şey bile kalbimin kırılmasına neden olabiliyordu.
Eve girdiğimde vücudumun yorgunluktan mayışmış olduğunu farkettim.Zor da olsa yatağıma girip uyudum.Hem de sabaha kadar aralıksız...
Sabah erkenden uyandım.Gece hiçbir şey yemediğimi farketmem çok da uzun sürmedi çünkü karnım açlıktan gurulduyordu.Kendimi iyi hissedersem günüm de iyi geçiyordu.Bu yüzden kendime krep yapmaya karar verdim.
Kahvaltımı henüz bitirmiştim ki telefonum çaldı.Arayanı siz tahmin edin bakalım.
''Güzelim n'apıyorsun''
''Kahvaltı yapıyordum noldu ki''
''Bir saate seni almaya geliyorum hazır ol''
''Neden ben kendim de gidebiliyorum''
''Sana bi sürprizim var ''
''Ne sürprizi''
''Adı üstünde sürpriz...Söylememei beklemiyorsun herhalde.Bir saate kapındayım...Öpüldün''
Öpüldün mü...Sürpriz mi...N'oluyor ya.Biri bana bütün bu olan biteni açıklayabilir mi?
Ne giymeliydim acaba salaş,rahat bişeyler mi yoksa göz alıcı bir elbise mi?Off!Aklım çok karıştı şimdi.
Ama yine de ben gösterişli bir şey giyinmeyi tercih etmiştim.
Bir saat sonra gelen mesaj ile heyecanlandım
''Aşağıdayım,seni bekliyorum''
Çok güzel bir arabası vardı.Arabalara karşı bir ilgim yoktu ama eminim ki bu araba herkesin hayalidir.Arabadan inmemle tüm benliğime kadar işleyen rüzgar içimi titretmişti.Uçuşan saçlarım yüzümü kapatsa da ben bu durumdan rahatsız değildim.
Okan da her zamankinden daha şık bir takım giymişti bu durum beni daha da heyecanlandırıyordu.Gözlerinin parrıltısını görebiliyordum ve o bana hayranlıkla bakıyordu.Okan Kesinlikle aşk adamıydı buna tüm gücümle inanıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bende Kalp Var! (KİTAP OLDU) #Wattys2018
Teen FictionGizli bir şey yapıyordum ve korkuyordum. Ne kadar tedbirli olursam olayım dışarıda hep kötü bir şeyler olacakmış gibi geliyordu. Yolları kapatacak, haberleşmeyi engelleyecek bir doğal afet gibi, 5.6 şiddetinde yaşanacak bir deprem gibi, ani bir darb...