Emir?!

142 11 1
                                    

Duygu'nun Ağzından;

İngilizce nedir ya? Hiç bir sey anlamıyorum. Ne iğrenç ders bu ya? O sırada Esra arkasını dönüp "Kanka cinler sarışınlara musallat olmuyor değil mi?" dedi. Ekin kıkırdarken Arda kafasını sıraya gömüp güldü. Bende "Mal mısın kızım sen? Olur mu olur" dedim. O sırada zil çaldı Esra hemen yana dönüp İrem'e "Hadi bakalım çifte kumrular" dedi gülerek. İrem utanıp başını önüne eğerken Can gülümsedi. Esra Ceyda'ya dönüp "Ceyda ve Burak çifti" dedi aynı anda kafalarını çevirince Esra "Çok tatlısınız inşallah ayrılırsınız" dedi. Ceyda gözlerini büyütüp "Tövbe de lan senin bedduaların tutuyor" dedi sonra bize dönüp "Siz ayrılmayın lan, ben sap kalıyım hep" dedi.

O sırada zil çalınca Ceyda "Bu tenefüsleri 10 dakika diye bize yutturuyolar yaa 7 dakika tenefüs" dedi atarlı bir şekilde. Bende "Matematik yapma Ceyda otur şuraya" dedim. "Kazıklanıyoruz" dedi Ceyda ve yerine oturdu.

O sırada Edebiyatçı geldi ve yanında bir çocuk. Oha ama o çocuk! Lan! Esra "Oha ama" dedi. Ceyda'da bize bakarak "Ne iş lan?" dedi. İrem "Sorunlu" dedi, bende "Yok ama bu çocuk dayak istiyor" dedim. "Kim bu çocuk?" dedi Arda. "Ardacım tenefüste anlatırız" dedim. Bu çocuk İrem' e takıntılı çocuktu.

Emir kendini tanıttıktan sonra, tek boş yer olan, İrem'lerin sırasının arkasındaki sıranın sağındaki sıraya oturdu. (Bu nasıl bir cümle oldu böyle O.o ) İlk bir kaç dakika ben, Esra ve Ceyda çocuğa kaçamak bakışlar artık. Emir'in gözleri -eski okulda olduğumuz zamanki gibi- sürekli İrem'in üzerindeydi. İrem bakışları hissetmiş gibiydi, çok rahatsız görünüyordu buradan bakınca bile ayaklarının titrediği anlaşılıyordu. Kısa bir süre hocaya bakıp tekrar İrem'e baktım. Can elini İrem'in elinin üstüne koymuş kulağına bir şeyler fısıldıyordu. İrem artık titremiyordu ve yüzünde minik bir tebessüm vardı istemsizce yüzümde sıcak bir gülümseme oluştu. Gözüm Emir'e kaydı Can'a bakıyordu ve gözlerinde saf öfke vardı. Ben bu çocuğun ağzına sı-su dökerim. Ehehehehe... Lütfen küfretmek çok kötüdür.

Tekrar önüme dönüp dersi dinlemeye başladım.Tabii ki de Emir'e içinden sövmüyorum kim dediyse yalan söylemiş, ehehehehe... Dersin yarısından fazlası bitmişti birden ışıklar tek tek patlamaya başladı. İstemsizce herkesin -buna öğretmen ve erkeklerde dahil- ağzından çığlıklar çıkmıştı. Bugün hava kapalı olduğu için sınıf kararmıştı ve olaylar diğer sınıflara da olmuş olacak ki onlardan da çığlık sesleri yükselmişti. Tam herkes sakinleşti derken pencereler, dolaplar ve kapı açılıp kapanmaya başladı. Sınıftan tekrar çığlıklar yükselirken Arda bana sarıldı. Ona baktığımda bana güven verici bir şekilde baktı. Kızların durumunu merak edip hepsine tek tek baktım onların da bizden hiç bir farkı yoktu. Hocanın bizi sakinleştirmesi gerekirken o hepimizden daha da fazla çığlık atıyordu. Birden gökyüzü aydınlandı ve bir gökgürültüsü duyuldu. Bunun üzerine daha fazla çığlık atmaya başladı herkes. Sınıftan bazı kızlar ağlamaya başladı. Gözüm Ceyda'ya kaydı bu kadar duygu yüklemesi onun için fazlaydı Umarım bir şey ol... Geç kalmıştık... şey... size Ceyda'nın aşırı Duygu yüklemesinde kişilik değiştirdiğini yani çift kişilikli olduğunu söylemiştik değil mi? Peki Esra'nın da öyle olduğunu? Sanırım açıklama yapmam lazım... Kısaca çok fazla korktuğunda, üzüldüğünde ve kızdığında bir anda, o anki duygularından bambaşka bir duyguya bürünüyorlar. Bu olay genelde Ceyda'da daha erken gelişir. Şu anki durumunuza gelirsek; Ceyda Burak'ın kollarından kurtulmuş ve ayağa kalkmıştı. Erkeklerde ona şaşkın bir şekilde bakarken, biz kızlar daha çok tedirgindik. Çünkü değişmeden önceki duygusu ne kadar yoğunsa, değiştikten sonraki duygusu da o kadar yoğun oluyordu. Şimdi de ultra derecede çok korktuğuna göre... Uzun bir gün bizi bekliyor anlaşılan...

Psikopat GaziHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin