"Bazen ;
Akışına bırakmak gerekir.Yaprakları ,suyu , mevsimleri, olayları,insanları...
Ve bekleyip görmek gerekir sonuçları. -Anonim-
Edit şarkı:ı wouldn't mind-he is we
Kenan şaşkınca oturduğu sandalyede uyuşmuş halde elindeki resme bakıyordu.Dosyada ise sadece şehir dışında olan evin adresi verilmişti. Kardeşi yaşıyordu ağzını aralayıpta tek bir kelime bile edemiyordu.Hala şokun etkisindeydi. Taaa ki sol yanağına inen sızıyı hissedene kadar .Kenan şaşkın bir halde elindeki resme bakarken Koray bu sessizliğe dayanamamış o anın etkisiyle güçlü bir yumruk çakmıştı. Haklıydı da biran önce işe koyulup kardeşini almalıydı.
"Abi yaşıyor birşey söyle" sesi sakin çıkmıştı. "Biliyorum yaşıyor kardeşim yaşıyor Koray" o anlık şokla aklına gelmeyen kelimeler aklına düşmüştü." Yaşıyor ama kaybolduğunda on yaşındaydı Koray. Beni bile hatırlamıyor olabilir belki bir ailesi var sadece bir adresle bu işe girişemeyiz .Belki evli bile olabilir.Çok geç kaldık. "
"Abi o senin kardeşin gerçekten böyle düşünüyor olamazsın.Onun tek ailesi sensin onlar değil kalk biran önce toparlan gidelim almaya" Kenan kafasını yerden kaldırdı.Elindeki resmi henüz bitmemiş kahve fincanının önüne yerleştirdi."Henüz değil Koray henüz değil" bir planı vardı genç adamın. Kafasını Koray'a çevirip "kardeşimle tanışacaksın" dedi.Belki aylar geçmiş olmasına rağmen Irmak ona kızacak duruma gelse dahi bunu göz önüne almalı, bileğindeki zincirin hakkını vermeliydi.Son doğum gününde Irmak evinin yanlarında bulunan küçük butik eşyalar satan dükkandan almıştı , bir hafta sonra dağılmış evde kanepenin arasında bulmuştu.
"Senin aklından neler geçiyor abi"diyen Koray söylediği şeyden ve sonra kafasına düşen fikirle arkadaşına dönüp "hayır abi bak olmaz yani öğrenirse bir daha sana güvenmez."Kenan'ın kararı kesindi.Dönüm noktası şimdi başlamıştı Irmak Beyt'in.Bazen ölmek ve dirilmek aynı şeydi , bazen kelimelere sığınmak yalandı , bazen sessizce ağlamak en iyisiydi belki bazen geçmişin yaralarını geleceğin izlerini örtmek bambaşka birşeydi.
Ama o süprizin tam kendisiydi.Kuralları vardı.
❤Irmak Beyt❤
Elimdeki sıcak çikolatayla dışarıda yağan yağmurun cama vurduğu sesle ahenk halinde olan yağmur birikintisine bakıyordum.Anne ve babam bu akşam iş toplantısı verilen ünlü restorantta çoktan varmışlardır diye düşünüyordum.Evde tek kalmam için sorun yoktu .Dışarıda sayamayacağım kadar kamera ve korumalar vardı.Bu sene üniversiteye başlıyacaktım.Moda tasarımı okumak gibi hayalerim vardı. Oldukça heyecanlı olmama rağmen Babam yıllar sonra ilk defa emir vermiş 'hukuk okuyacaksın' diye diretmişti.
Puanım fazla yüksek değildi ama babamın ne yapıp edeceği ve beni o üniversiteye istediği bölüme ne okuyacağımı bile sormadan göndermesi çok tuhaftı.Bu yaşıma kadar benim üstümde fazla baskı kurmamışlar her yaptığımı onaylayan ailem şimdi yoktu.Neden? böyle yaptıklarını anlamdıramadığım için susuyordum.
Susuyordum , ben Irmak Saygın bu sefer ailem karşısında susuyordum.İlk defa verilen bu emre gerçekten uymak istedim çünkü bir bildikleri vardır diye umuyordum.Kapıyı açan Emine ablayla yani evimizin en tatlı tontoş annesi benim dadım içeri giren annemle babam yorulduklarını belli edercesine koltuğa oturan annem ve babamın yanına çöktüm.
"Nasıl geçti geceniz bakalım"annem sessizce kafasını sallarken babam "her zaman ki gibi işte ortaklar , yemekler , sıkıcı konuşmalar iyi ki gelmedin sen ne yaptın bakalım benim güzel kızım."
""Hiiçç canım sıkıldı okullar açılmadı ya"babama belli edercesine 'hangi okula gidiyorum'dercesine.
"Derslerine önem vermelisin güzel kızım"bunu da diyen annemdi.
"Hem sana güzel haberimiz var güzellik"neydi bakalım sessizlikleri kesin beni yıkacak birşeydir diye düşünürken umutla gözlerine baktım.Çünkü istediğim okula kendim karar vermem lazımdı . Beni onaylamaları arkamda olmaları lazımdı.
"Haftaya okullar açılıyor ve sen İstanbul'a gidiyorsun teyzenin yanına gerçi o kadına güvenmiyorum da." sevinçten gözlerim dolmuştu.
"Harun laf söyletmem kardeşime" babam annemle didişirken aralarına girip "siz ne tatlısınız ya"babamın yanaklarını sıkarken anneminde yanaklarından öpüp 'iyi geceler' deyip yukarı çıktım.Odam deniz mavisi ve turkuaz karışımı duvar renginde döşenmiş yılbaşında babamın getirdiği döşemeleri kendi ellerimle döşediğim duvara yan tarafta yatağımın başlığıyla uyumlu mürdüm rengi elbise dolabımla gerçekten uyum yakalamış ve bu odayı baştan yaratmıştım.
Telefonum en sevdiğim melodisiyle çalarken komidinin üstünde duran telefonumu bakmadan açtım.Keşke açmaz olaydım da bunları duymaz olaydım.
Eda korku filmlerinde çıkan kızların sesiyle eş değer olduğu için sanki mikrop varmış gibi yukarı tuttum. Susduğundan emin olduğumda "ne oldu baştan anlat"
"Sen beni dinlemiyor musun?haa yarım saattir ne anlatıyorum ben sana " hangi magazin olayı canımı sıkacaktı galiba.
"Senin bu ablan üniversiteyi nerede kazandı bil bakalım " Eda benden daha çalışkan olduğunu sayarsak yüksek bir yer olmalıydı yoksa böyle sorup durmazdı.
Eda ile ben iki yıl önce babamın götürdüğü toplantıda karşılaşmıştık.İlk önce fazla havalı egolu tiplerden gelirken şimdi sırdaşım olmuştu.Aynı yaştaydık aramızdaki fiziksel görünüm vardı bizi ayıran o sarıya yakın saçlarıyla civcive benzerken ki - sinirli olduğumda derim - ben ise açık kahve tonunda uçları güneşten sararmış saçlarımla ela gözlüydüm.Eda renkli gözlü değildi gerçi benim ailemde de yoktu ama hiç tanımadığım dedem yada anneannem olabilirdi.
"bilmiyorum söyle benimde sana süprizim var"birkaç şey mırıldandıktan sonra şokla sesini dinledim.Bu kız her daim beni güldüren , ağladığımda yanımda olan hakkını ödeyemeyeceğim kardeşimdi.
"Beyt üniversitesi İstanbul hukuk bölümü" ama o sevmezdi ki hukuk bölümünü biz moda tasarımı okumaya birlikte karar vermemişmiydik. Şimdi beni bırakıp gidecekmiydi.
"Irmak sana sesleniyorum birşey söyle yemin ederim ben istemedim ailem gönderiyor hem babam dedi ki sende gelicekmişsin sen geliyorsun diye kabul ettim"sinsi sırıtışım yerine gelmişti.Telefonu kapatıp babamın yanına çıktığımda "bekle beni İstanbul Irmak Saygın geliyor "diyerek bağırıyordum.
Irmak ne bilecekti ki ona bu kadar yaklaştığını , abisiyle aynı okulu bitirip ona yaklaşacağını aradaki saatlerin yerini dakikaların alacağını gerçeklerin karanlığını, korkuyu, endişeyi ,tedirginliği , en önemliside kanından birini bulmayı nereden ? bilecekti . Keşkelerle her gün ağlayıp yatacağını..
Zinciri geliyordu ya en önemlisi oydu yakut'un.Yakut zincirini bekliyordu.
💙💙💙💙
Teşekkürler gerçekten sevinerek yazıyorum ilk hikayem olmamasına rağmen yorumlarınızı bekliyorum ...
İlk hikayem highschool vampiresdi. Ondada okuma sayısı yüksekti arkadaşlar beni bu kitabımda da destek olacak arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Görüşürüz zincirin yakutları ,yakutların zinciri ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURALCI (düzenleniyor)
RandomBenim adım Irmak, Irmak saygın. Üniversiteye yeni başlamış, görünüşte mutlu bir o kadarda karanlık bir ailede büyüdüm. Geçmişimi hatırlayamayan ben geleceğimi aniden öğrendikten sonra hayatım karmakarışık olmuştu. "Sen bana emir mi veriyorsun?" dedi...