"insanlar görüldükleri gibi olmalıdır.Eğer değillerse hiç görünmesinler daha iyi"
Edit şarkı: kelly clarkson-people like us
İnsanlar ne kadar garipti. Kendisine acıyan ve gerçekten aciz durumda olanlar hangisi daha şanslı orası apayrıydı. Gerçekler ise birinin canını bu kadar acıtacaksa eğer hiç var olmamış olsaydı daha iyi olurdu. Kendime acıyordum,gerçekten. Keşke dedim kendi kendime şu duvarda asılı olan ayna kadar basit olsam diyorum. En azından gerçekleri apaçık sermiyordu. Sen görmek istemedikten sonra.
Yarım saattir banyoda oturmuş dizlerimi kendime çekmiş bir halde ağlıyordum. Yerin soğukluğu bedenime ulaşmış sızımı arttırıyordu. Karşımda duran banyoda olmasına anlam veremediğim aynaya bakıyordum. Boş duvar kafamdakileri canlandırmalara bir tiyatro gibi dramatizasyon yapıyordu.
Gözümden bir damla yaş düştü bir tane daha ve bir tane daha... Kapı yumruklanmaya başlamıştı ama ben dışarıda ne olup bitene anlam vermekte zorlanıyordum. Kulaklarım uğulduyordu. Tek düşünebildiğim şey 'o benim abim değil' kelimesiydi.
Ve beklenen an kapı kırıldı. Kapının kırılmasıyla sendeleyerek yere düşen bir abi." Irmak" dedi gözlerime baktı. Çaresizdi. "Cadım" kendi kendine konuşuyordu. Gözüm bir an bile ayırmadan aynaya bakıyordum. Kenarında şekil mi var? onun. Dizlerimin altından geçen bir el titrememe neden oldu."Dokunma bana" zorlayarak götürmeye başladı."Bırak beni bırakkk" sesim evde yankı yapıyordu.
Kucağından zıplayarak kendimi yere attım. "Sakın bana sakın dokunma sen benim hiçbir şeyimsin duydun mu beni" ve çaresizlikle bakan bir çift göz bende çaresizdim. "Yapma Irmak ne olur zaman ver bize" ne diyordu bu."Ne zamanından bahsediyorsun ben seni hayatımda görmek bile istemiyorum çek git" kollarını bana sardı. İçimi eksizlikten dolduran bu his. Güven. Kendimi çekmeye çalışsamda beni daha çok sardı.Böyle yaparsa daha zor olurdu bizim için en azından onun için."Irmak her şeyi anlatacağım ne olur dinle bak yemin ederim hatırlayacaksın her şeyi sadece bir kere izin ver bir kere" üzerimdeki titreme kendini hafif iç çekişlere döndü. Sakinleşmiştim.
Odaya giren Koray bir bana baktı birde kollarımıza sonra arkamızda yeni gördüğüm tekli koltuğa oturdu. Yere yığılmıştım. "Ee daha bitmedi mi şu sarılma faslı" elimde olmadan üzerimdeki titreme hissi tekrardan geldi."Koray" deyip sinirli bir şekilde ayağa kalktı . İkisi de karşı karşıya geldi. Aralarındaki fark şimdi daha belliydi. Abim yani Kenan uzun kemikli bir yüz ve kahve tonundaki saçlara sahipken Koray iri renkli gözlü ve kumraldı.
"Ne var" Koray'da sinirliydi."Kendine hakim ol korkutuyorsun" Koray ilk afallamış yüzle boş duvara ve sonra bana baktı. Bana bir adım attı ben geriye gittim."Tamam sakinim Irmak bak benim " Kenan koşarak yanıma diz çöktü sarıldı."Şimdi sen kahvaltı yapmamışsındır ben şimdi sana harika bir kahvaltı hazırlayacağım tamam mı? Sende şurada bekle " beni burada bırakıp gitti."Irmak benim Koray bana güveniyorsun değil mi?" kafamı hayır anlamda sallayıp ayağı kalktım. Onunla burada kalmak istemiyordum.
Aşağı kata inip güzel kokuyu takip ettim. Kahvaltı masasına oturup karşımdaki ocak başında omlet yapan Kenan'a baktım. Beni fark edip omleti masaya koydu. Bana bir gülücük yollayıp tekrar işine döndü. Kısa sürede sofra hazırlandı. Kenan hemen yanıma oturdu. Irmak deyip elini elimin üstüne koydu. "Yağmur bana her şeyi anlatmanı istiyorum ilkokulu, ortaokul,lise,anneni ,babanı,ve .....sevgilini" alışmam lazımdı. "Emin misin?" diye sordum en azından belli ve net olmalıydı."Dna testi yapmamız lazım" elimi çektim.
"Hiç olmadığım kadar sen benim öz kardeşimsin sen Irmak beyt'sin" Beyt. Kafam darmadağınıktı. "Ama ben hiçbir şey hatırlamıyorum en ufak şey bile" kafasını salladı." Küçükken geçirdiğin ufak bir hastalığın yüzünden.." Koray karşımdaki yerine oturdu."Hastalığının adı mnemophobia bir unutkanlık hastalığı zor durumlarda çıkan küçük bir hastalık bu yüzden çocukluğunu hatırlamıyorsun".
"Sen ne diyorsun? ben şimdi hayatım boyunca başka birine babamı dedim? benim kanımdan olmayan bir kadını annem yerine mi koydum." Kenan yanıma gelip göz yaşlarımı sildi."Belki hiç bir şeyi hatırlamıyor olabilirsin.Sana cadı dediğim seni o küçük eteğinden dolayı sinir ettiğim o elinde duran sahte olsada yakutu doğum günümde bana aldığını....annemizin öldüğünü" boğazım acıyor düğümleniyordu.Hiç tanımadığım annemi özlüyordum.Yıllarca bana annelik yapan o kadından ve babam gibi sevdiğim o adamdan nefret ettim.
"Peki babam" sinirlenen gözlerini mutfağın tezgahına dikti."Bizim babamız yok tamam mı? sen kafanı yorma" kendi yerine geçip gülümsedi . Koray'da kahvaltısını yapıyor elindeki telefonla oynuyordu.Kahvaltımızı yaptıktan sonra salona geçtik.
"O zaman hayatını anlat olur mu? her şeyini merak ediyorum."
"Hımm ilkokulda fazla arkadaşım yoktu mesela çok sessizdim.Sinir nöbetlerim vardı. Her ay iğne vurulup öyle okula gelirdim. Ortaokulda çok çalışkan değildim yani okuldan çok kaçmışlığım var. Babam yani o her zaman beni bulurdu biliyor musun? Veterinere gidip Çakılı severdim. Sonra derslerimi düzelttim o doğum günümde hediye aldı.Lisede bir çocukla çıktım. Sorsan hatırlamam bile kimdi? sonra işte üniversiteye buraya geldim.Babam seçmişti. Kusura bakma ağız alışkanlığı".
Dediklerimi ikiside dinledi. Koray sebepsiz yere sinirlenmişti ama bu sefer onu takmıyacaktım. "Peki ya sen evli misin? yada sevgilin var mı? ne iş yapıyorsun ? nerede okudun?"
Abim önce güldükten sonra" evli değilim yada bir sevgilimde yok Beyt üniversitesi hukuk okudum ve avukatım."Peki ya sen Koray".
"Avukatım . Sevgilimde yok." Bu adama gerçekten sinir olmuştum."Ben gitsem iyi olacak teyzem merak eder ama abi ben yani o eve gidince..." Kenan bana sarıldı."Sen güçlü bir kızsın gerçekten anneme çok benziyorsun yani annemize Koray'da senin abin sayılır".
Koray yine sesiz kaldı ondaki bu fırtınayı önceden sezmiştim. Sanki abime saygıyla duruyordu. Ona muhtaç gibi daha sonra aralarındaki bağı sormam lazımdı. Bugünlük öğrendiklerim yeterde artardı bile.Hayatım boşuna geçmiş gibi hissediyordum.Bazı insanlar gerçekten acımasızdı.Bir süre daha beklemeye karar verdim.Sonuçta bu yaşıma kadar onları ailem bilmiştim.Annem ne zaman söyliyecekti acaba benim hastalığımdan faydalanıp bana anne babalık yapmıştı. Sanki evcilik oyunuydu.
Teyzeme geldiğimde kalkmış kahvaltı yapıyorlardı.Biraz arkadaşım hakkında konuştuktan sonra odama gidip kot bir gölek jean bir pantolon giyip çıktım. Bugün İstanbul'u gezme günüydü.Telefonumu bir çantaya doldurup sırtıma taktım.Teyzeme işe uğurladıktan sonra Edayla dışarı çıktık."Kızım hala inanamıyorum ya geldik sonunda" geldik ama ne geldik.
Koray dışarı çıktıklarından beri onları izliyordu.En azından kaybolmamaları için Bugün sinirli davranmıştı.Ne demek sevgilisi vardı. Belki yalan söylemişti orada belli etmemek için Kenan işe gidene kadar odasındaki kum torbasını yumrukladı.Şimdi gerçekten bu ayak tırnağına kadar sinir hisseden bu duyguya anlam verdiğini "onu seviyorum imkansızı seviyorum".
************
Arkadaşlar yeni bölüm geldi teşekkürlerimi sunuyorum kitabımın kapağı değişti.Sizleri seviyorum kuralcı ailesi kendinize iyi bakın
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURALCI (düzenleniyor)
RastgeleBenim adım Irmak, Irmak saygın. Üniversiteye yeni başlamış, görünüşte mutlu bir o kadarda karanlık bir ailede büyüdüm. Geçmişimi hatırlayamayan ben geleceğimi aniden öğrendikten sonra hayatım karmakarışık olmuştu. "Sen bana emir mi veriyorsun?" dedi...