Egemen odama birden daldı ve hadi kalk bakalım gibi sözler söyledi. Rüyamın en güzel yerindeyken bu sesleri duymak zorunda mıydım ? Çoktan uyanmıştım fakat hâlâ gözlerim kapalıydı ve vücudum yatakla bitişikti. Kulağımın dibine girip bağırmaya başladı kalkmam için. Daha sonra yastığı aldı ve bana vurmaya başladı fakat bu da işe yaramamıştı. Yorganı üstümden çekip attı ve yüzüme yaklaştı bir çubuk alıp çubuğu burnumun içine değdirdi , ne iğrenç çocuk ama. Biraz irkilsem de belli etmedim ve hareketsiz yatmaya devam ettim. Kendi kendine konuşuyordu en sonunda
'- İyi sen bilirsin.' dedi ve odadan çıktı.
Çabuk pes etmişti kurtulmuştum ondan ama yinede uyku düzenimin içine etmişti. Tam dalıp gitmiştim ki vücuduma dökülen soğuk su ile yerimden fırladım. Anlaşılan o ki Egemen pes etmemişti en hain planını kullanıyordu.
'- Oh be sonunda.' dedi Egemen.
'- Ne var ! Ne ! Ne !! .' dedim bağırarak.
'- Hazırlan ve aşşağı in.' dedi , göz kırptı ve odadan çıktı.
Çok üşümüştüm kalkıp üstüme bir şeyler giydim ve saçımı yapıp aşşağı indim. O da üstünü giymişti ve kıyafetlerin içinde oldukça yakışıklı gözüküyordu.
'- Bu gün ne istersem yapacaksın.' dedi iblis gülüşünü atarak. Of olamaz kim bilir bana ne kötülükler yapacak.
'- Hadi gidiyoruz.' dedi kapıyı açtı ve kolumdan sürükleyip dışarı çıkardı.
Yürümeye başladık nereye gittiğimizi sordum fakat aldığım cevap ' sanane '
oldu. Baya bir yol yürümüştük en sonunda bir alışveriş mağzasına girdik. Beni kolumdan çekiştirip sırayla mağzalara girdirdi. Birsürü kıyafet denedi hepsini alabilirdi ama o en son giydiği Superman kostümünden sonra onunla tanışmıyormuşuz gibi yapıp mağzayı terk ettim. Başka bir yere girmiştik bu sefer ki kadın mağzasıydı kendime bir şeyler bakıyordum ki Egemen elinde tuttuğu siyah kıyafetle yanıma geldi ve 'bunu dene' dedi. Israrı üzerine girip denedim aslında zevki kötü değildi kıyafet tam üstüme göre olmuştu. Yanına geldiğim de baştan aşşağı süzdü ve
'- Bunu alalım.' dedi.Sonunda alıp çıkmıştık. Eğlence bölümüne girdik. Eline bir silah alıp karşıdaki hedefleri vurmaya çalıştı fakat hiçbirini vuramamıştı. Bu ne eziklik der gibi bir bakış attım.
'- Silahı bozmuşlar oynanmıyor.' dedi Egemen ve hiç bozuntuya vermeden oyunu bırakıp yürümeye başladı.
Dondurma alıp dışarı çıktık. Ben tam dondurmanın tadına bakacakken kafamı itekleyerek burnumu dondurmayla birleştirdi ve gülmeye başladı. Elimdeki dondurmayı alarak hepsini yüzüne yapıştırdım , artık ikimizde gülüyorduk. Hava kararmak üzereydi lunaparka geldik. Birsürü basit gözüken korku dolu alet vardı. Sonunda birine bindik Egemen bebek oyuncağı gibi artist bir şekilde konuşmaya başladı. Ona inanmıştım ki bu inancım aletin hızlanmasıyla son buldu. Az önceki artist çocuk gitmiş yerine sadece bağıran bir çocuk gelmişti. Tepkisiz bir şekilde onu izliyordum. Biran sesini kesti sanırım içinden bildiği tüm duaları okuyordu. Sonunda inmiştik hiçbir şey olmamış gibi gülüp
'- Çok eğlenceliydi.' dedi Egemen sanki az önce ölene kadar bağıran benmişim gibi.
Son olarak dönme dolaba binmek istedi. Bindik ve yükselmeye başladık ikimiz de sadece dışarıyı izliyorduk. En tepeye çıktığımız da korktum ve Egemene yaklaşıp kolundan tuttum. Yükseklik korkum vardı ve emir kulu olarak binmek zorundaydım.
Kolunu tuttuğumu hissedince dönüp baktı. Baktığını gördüğümde'- Ah , pardon. ' dedim napıyorum ben resmen çocuğun içine düşecektim.
Birden elimi tuttu ve'- Korkuyorsan elimi tut. ' dedi. Resmen utanmıştım dönüp dışarıya baktım sonunda iniyorduk.
'- Hadi eve gidelim.' dedi Egemen.
Oh be sonunda yorgunluktan ve açlıktan ölmek üzereydim.Aslında bakarsak düşündüğüm kadar kötü şeyler istemedi bu işte bir terslik olmalı nerde o içinde ki hain velet.
Eve doğru yürümeye başladık üstümüzde yeni aldığımız kıyafetler vardı. Koluyla koluma vurarak beni itekledi. Bende ona aynısını yaptım. Bu sefer o beni daha hızlı iteklemişti , hayvan. Hiçbir şey yapmadan yoluma devam ettim. Sonunda evin kapısına gelmiştik ondan kurtulmam için saatler kalmıştı. Anahtarla kapıyı açtı ve gördüklerim karşısında küçük bir şok yaşadım. İçerisi karanlıktı ve yerde mum ve gül yapraklarıyla süslenmiş bir yol vardı. Yolun sonunda da gül yapraklarıyla süslenmiş bir yemek masası. İçerisi gerçekten çok güzel olmuştu , göz alıcı. Sabahtan beri evdekilerin gözüme gözükmemelerinin nedeni belli oldu.
Elimi tuttu ve yemek masasına kadar yürüyerek masaya oturduk. Yemeyimizi yemeye başladık resmen ikimizden de hiç ses yoktu. İçimden binlerce düşünce geçiyordu. Ne yapmalıydım ? Ah , tanrım.
Sandalyesinde kalktı ve yanıma doğru yürümeye başladı hafif eğilerek elini bana doğru uzattı ve'- Dans edelim mi ? ' dedi. Elini tuttum ve masadan kalktım. Ne olacaktı ki alt tarafı bir dans.
Belimi eliyle tutarak beni kendisine doğru yakınlaştırdı. Klasik bir müzik eşliğinde süzülerek dans etmeye başladık. Kalbim delilercesine atıyordu. Gözümün içine bakarken birden gözünü çevirip duvar saatine baktı gece 12 olmak üzereydi ve benim onun istediğini yapma sürem dolacaktı. Dans etmeyi bırakıp müziği kapattı ve bi kaç dakika boş boş durduktan sonra dudağımın kenarına küçük bir öpücük bırakarak
'- Son isteğim... Sonsuza kadar benim olurmusun ?' dedi.
Onun her dediğini kabul etmeliydim. Ama bunu kabul edebilirmiydim ? Öpücüğün etkisiyle hâlâ şoktan çıkamamıştım Egemenin gözünün içine bakamıyordum. Birden ona doğru dönerek
'- Evet. ' dedim. Kahretsin bunu demek istememiştim kalbim benden hızlı çıktı.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEKENİN GÖLGESİ ALTINDA
Teen Fiction► Yaşanmamış hayali...Tıpkı bir ihtimalin sınırında kaldığından, bir türlü tüketilememiş aşklar gibi. Kalan kalırdı elbet. Hatırlanmayı hak edenler hatırlanırdı. Ölümden sonra hayat dedikleride buydu. - Nefret dolu bu dünyada ona rastlamak bir umut...