He Know Everything

87 8 0
                                    

"Neyi Annie neyi biliyor?"
"Annenin ve babamın ölümü hakkındakileri.Nasıl öğrenebiliriz. Lütfen bana yardım etmelisin." O kadar heyecanlıydıki. Masada bulunan ne varsa hepsinin yerini değiştiriyor ve tekrar düzene sokuyordu. Tezgahlar kız bize garip bakışlarını attığında ellerini tuttum.

"Laurence sakin ol lütfen."
"Ben çok heyecanlıyım. Yıllar sonra her şeyi öğrenmek. Bilmiyorum. Annie bana yardım edeceksin değil mi?"
"Elbette. Hep sana yardım edeceğim."

Tahmin etmediğim bir anda elleriyle çenemi tutmuş dudaklarını dudaklarımın üzerine sertçe bastırmaya başlamıştı. Hafif bir karşılık verip geri çekildiğinde hala heyecanlı bakışları üzerimdeydi. Yanaklarının altını okşadım. Huylandığından dolayı geri çekildi. Bunu ondan beklemezdim ama kesin çıkarları için yapıyordu. Ben ise onun bunu yapmasını kendim için kullanıyordum.

"Sakin ol ve şimdi sıcak çikolatanı iç. Hadi durmasana."dedikten sonra önümdeki bardağını onun önüne ittim. Yavaşça. Şu an mühim olansa bu işi nasıl halledeciğimdi. Başımı sağa çevirip soğuk kış gününü buğulu camlardan izlemeye başladım.

Onların ölümü nasıldı? Annem yıllarca bana bir şey söylememiş hatta tek kelime dahi etmemişti. Aynı şekilde Laurence'ın babası da ona bir şey söylememiş olmalıydı. O kadar meraklı ve heyecanlı bir çocuktuki. Gözlerine ilk baktığınızda yeşilliğin içinden bunu anlayabiliyordunuz. Bazen o sert ve akıllı çehresi kayboluyorda gözlerin içinden anne şefkatini deli gibi isteyişini anlayabiliyordunuz. Ona yardım etmek istiyordum. Hem bu sayede bende babamın ölümünden haberdar olabilirdim.

İkimizde yavaşça sıcak çikolatalarımızdan bir yudum aldık. Kafasını dağıtmalıydım. Bana ihtiyacı vardı. Ona uzanıp benimkine benzer beresini aşağı indirdim ve saçlarının arada sıkışmasına neden oldum.

"Hey bu iyi değildi." Ben kıkırdarken o da gülümsüyordu. Bereyi özenle çıkardıktan sonra saçlarını düzeltti ve bereyi kenara koydu.
"Bir sonraki durağımız ev sanırım."
"Evet annem geç kalmamızı istemiyor. Hem yarım kalmış ev ödevlerim ve kendime has projelerim var."
"Benimde. "
"Ders çalışmayı sevdiğini bilmiyordum."dedim ufak bir yudum öncesi.
"Severim aslında. Yanımda sen varken daha da güzel olacak." Çikolataya doymuş dudaklarıyla bana eğilirken ikinci hamleyi ben yapmıştım. Yaklaştım ve dudaklarını emerken hafifçe içime çektim.
"Bunu sevdim."
"Bende."dedi sırıtırken.
''Her şey annen için değil mi?'' Gerçeği kabullenmişken sordum.
''Üzgünüm.''
''Sorun değil iki yüzlü çocuk.''
''Bu da ne demek?''
''Hem sert hem yumuşak yanlış anlama.'' Susup başını eğerken kıvırdığım yalanı anlamasını umuyordum. Mesajı almadıysa herhalde tam anlamıyla akılsız olmalıydı.


Garson kız işi bittikten sonra tekrar bize sinir bozucu bir şekilde bakmaya başlayınca gitme vaktimizin gelmiş olduğunu anladım. Eldivenlerimi giymeden önce kasaya yaklaştım ve cüzdanımdan bir tomar çıkardım. Arkamdan gelen Laurence beni kaba bir şekilde iterken çoktan parayı uzatmıştı bile.

"Hep sen ödeyecek değilsin ya."dedi ve ellimi tuttu. Kapıdan konuşmak tekrar aklına gelmişti. Kulağıma eğilirken huylanmama sebep oluyordu.
"Borçları erkekler öder bunu unutma."dedikten sonra kulağımın altına ufak bir öpücük bıraktı. Eve doğru ilerlerken bugün evden çıkarkenki hâlimizden daha huzurluyduk. Robert'ın beni sıkıştırmasını saymazsak bugün iyi geçmişti. Titrediğimi anlayınca bedenimi paltosunun altına aldı. Biraz sonra kar yağmaya başlamıştı.

Küçük bir kartopu savaşının zararı olmayacağını düşünerek ona savaş attım. Bazı toplar içimize girip donmamıza neden olsada eğleniyorduk. Son attığı içime girerken bende ona aynı şekilde karşılık verdim.
"Eve gitmeliyiz. Hasta olmak istemiyorum."
"Bencil."derken tekrar elimi tutmuştu. Eve girdiğimizde Laurence palto ve şapkaları yerleştirirken bende koklamakla bile doymamı sağlayan bu harika kokunun olduğu yere ilerledim.
"Anne harika kokuyor. Bugün bize ne yaptın?"
"Enfes bir yahni."derken arkamdan gelip annemin yanağını öptü.
"Daha yemediniz bile çocuklar." Biz sofrayı hazırlayıp oturana kadar annem yahniyi servis etmeye başlamıştı.

Yemek bittiğinde el birliği ile masayı kısa sürede toplamıştık. Odaya çıkarken merdivenlere takılmam Laırence'ın kimliğine girmişti ve harika süper adam beni kucağına alıp yuvarlanmaktan kurtarmıştı.
"Başımın çaresine bakabilirim."dedim ve ellerimi koltuk altıma bağdaş yaparak.
"Sen mi güldürme beni ufaklık."dedi ve burnuma ufak bir öpücük kondurdu.

Yere bırakıp içeri girdi ve kitaplarını alıp yatağın üzerine oturdu. Bende aynı işlevi yapıp plastik dönen koltuğuma yerleştim. Geometri testlerini çözerken çok da zor olmadığını düşündüm. Canım biraz sıkıldığında bacaklarımı karnımda toplayıp dönmeye başladım. Her dönüşte bir soruyu çözerken testleri bitirmiştim bile.

"Sorularım var yardım eder misin?"
"Gel bakalım. İki dakika sabret ama." Yanına oturdum ve test kitabını önüne koydum. Kalemi eline aldı ve on saniye boyunca kağıda baktı. Sessizliğini bozup anlatmaya başladığında öğretmenlerimden daha iyi soru çözdüğünü düşünmüştüm. Laurence hala konuşurken annem kapıyı açıp sessizce kafasını bize uzattı.

"Size elma getirdim."dedi ve kapıyı daha çok aralayarak içeri girdi. Tabağı yanımıza bırakırken Laurence hala susmamıştı.
"Laurence elma yer misin?"
"Bir dakika şimdi bunuda ikiye bölersen sonucu bulursun Annie."dedi ve bastırarak seçeneği işaretledi. Görende muharebe kazanmış sanar.
"Sen baya iyisin sanırım."
"Bayan Lore sizi fark etmedim üzgünüm. Kendimi kaptırmışım. Teşekkürler."
"Afiyet olsun akşam yemeğini kaçırmayın." Annem bize otel kalitesinde hizmet veriyordu. Laurence'ın eve misafir gelmesine sevinmişti sanırım.
Bir iki dakikalığına tuvaleti kullandığımda Laurence ortalıklarda dolaşıyordu.
"Sanırım telefonumu kaybettim. Benim için aşağıya bakar mısın? Ben burada olacağım."
"Tamam hemen geliyorum." Kapı kolunu açmaya kalktığımda açılmamıştı. Kilitli olduğunu düşünüp anahtarı arayacağım sırada Laurence önümde belirmişti.
"Biraz eğlenmenin sorun olacağını sanmıyorum Annie."derken kollarını iki yanıma kafes yapmıştı. Dudaklarıma uzanırken aşağıdan ses gelmişti.
"Çocuklar her şey yolundamı?"
"Evet anne mücevher kutumu düşürdüm. Ben konuşmaya devam ederken annem merdivenleri tırmanıyordu. Laurence ise gayet sakin görünüyordu. 



Arkadaşlar +5 vote gelmediği sürece yeni bölümü yayınlayamam :) sizleri seviyorum :*

CinayetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin