HAZAL.
Devran arabayı binanın önüne parkedince hızlıca inip arkama bile bakmadan koştum asansörü beklemeden merdivenlerden koşarak çıkmaya başladım. Devran'ın arkamdan "Hazal yavaş" diye bağırmasını bile umursamadım. Kapıya gelince çantamın içinden anahtarları çıkardım.
Deliğe sokmaya çalıştıkça ellerim titriyordu açılmıyordu kapı sonunda daha fazla dayanamayıp .
"Off açılsana lanet kapı "diye bağırdım.
Devran arkamdan
"Şşş sakin ol ve ver anahtarı bana açarım ben" dedi.
Anahtarı ona verip kapıyı açmasını bekledim. Açınca içeri hızlıca girip
"Afra"diye bağırdım oturma odasına girip baktım yoktu mutfağa da baktım yok koridorda
" Afraaa"diye bağırdım yoktu hiçbir yerde Devran kolumdan tutup Afra'nın odasına doğru götürdü. Kapı kapalıydı hızlıca açıp içeri girdim.
Afra'yı karşımda görünce şaşkınlıkla gözlerimi kocaman açtım.
Yatağının yanına oturmuş bacaklarını kendine çekip kollarını sarmış karşısındaki duvara bakıyor hafif sallanarak.
Onu öyle görünce donup kaldım yanına gidemiyordum yan tarafımda ki Devran'a bakınca bana baktı oda şaşırmıştı.Daha fazla orada bekleyemeyip hızlıca Afra'nın yanına çöktüm koluna dokununca irkildi
Onu kendime çekip
"Şşşt benim sakin ol "dedim.Kollarını bana sarıp hıçkırarak ağlamaya başladı.
Ben" sakin ol "dedikçe daha çok artıyordu hıçkırıkları sanki
küçükken ağladığında susana kadar izlediğimi hatırladım ağlaması bitince sakince "iyiyim "diyip giderdi. yine aynı şeyi yaptım Devran'a elimle sessiz olmasını söyledim Afra yaklaşık on dakika hiç susmadan ağladı. Kollarımda ben sadece kollarımı ona sardım o ağladıkça bekledim hiç konuşmadan sonunda sesi kesilince anladım bittiğini kollarımın arasından çıkıp gözlerini sildi Devran elindeki peçeteyi ona uzattı alıp yüzünü sildi yavaşça sonra yatağına tutunarak ayağı kalktı ikimize bakıp "iyiyim" diyip banyoya yöneldi.
Devran'a bakıp .
"İçeri geçelim gelir oda yanımıza" dedim.Şaşkınlıkla bana bakıp,
"Neyi olduğunu bile sormadın"
"Sormadım çünkü kendi gelip anlatacak şimdi "
"Nasıl ama anlatacak durumda bile değil şuan"
Onun bu şaşkın haline gülmek istedim ama arkadaşım bu durumdayken gülecek halim yoktu
"İçini döktü yüzünü yıkayıp anlatmak için yanımıza gelecek güven bana" dedim sadece
Kafasını sallayıp peşimden içeri yürüdü.
Koltuğa oturup kollarımı kendime sardım.
Kapı çalınca Devran
"ben bakarım "diyip kalktı birşey demeden gitmesini bekledim. Biraz sonra içeri telaşla giren Araf'ı gördüm hemen ardından
"Nerde o?" diye bir soru yöneltti
"Sen nerden biliyorsun "diyince,
Devran "Ege haber vermiş "dedi
kafamı sallayıp ,
"Gel otur içerde gelecek birazdan" dedim.Araf arkasını dönüp odasına gideceği sırada
"Yapma Araf buraya gel yalnız kalmazsa anlatamaz gel otur şimdi gelecek merak etme "dedim. Şaşkınca bana bakıp yanıma geldi koltuğa oturup ,
"Ne oldu Ege ağlıyor dedi" dedi
Omuz silkip
"Bilmiyorum geldiğimde ağlıyordu şimdi bekliyorum işte "
"Ne yapıyor odada?"
"Yüzünü yıkayıp aynadan kendini izliyor."
Kaşlarını çatıp bana şaşkınca baktı
"Aynadan kendine niye bakıyor?"
"Çünkü şuan ne kadar güçsüz olduğunu görüyor o güçsüz olmaktan nefret eder Devran'ın yanında ağladığı için kendine kızıyordur muhtemelen" diyip keyifsizlikle güldüm.
İkiside kaşlarını çatıp bana baktılar.
Araf "güçsüz olmak bazen iyidir" dedi
"Onun için değil ama zayıf yönünün bilinmesinden nefret eder" dedim.
"hah" diye bir ses çıkardı.
"Kendini mahfediyor resmen "dedi Devran
Ağzımı açıp birşey diyeceğim sırada Afra saçlarını bağlayarak içeri geçti Araf hemen kalkıp kollarını ona sardı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEM PARILTILARI.
Teen FictionEski ben olsaydı eğer, buraya öyle neşeli bir giriş yapardı ki içi ısınırdı insanın! Peki. eski ben burada mı? Hayır. Neden mi? işte bunu anlatacağım bende. Dünya'nın en neşeli gökkuşağının, Dünya'nın en mutsuz gökkuşağına nasıl dönüştüğünü anlata...