Multide ( Devran ve Hazal )
Karşımda bana merakla bakan kişilere baktıkça söyleyeceğim kelimeleri unutuyordum beynim durmuştu yalan söylemekte o kadar kötüydüm ki dilim dolanıyordu ne diyeceğimi bilemiyordum.
Araf'ın gözleri alev saçıyor resmen o kadar duygusuz ve öfkeyle bakıyordu ki bana bir an korkmadım değil ama hiçbir şekilde ifademi bozmadan ona baktım. Hazal
"Afra" diye seslenince dikkatimi Araf'tan alıp Hazal'a döndüm.
"Ne işin vardı orada" dedi sakince
Arkama yaslanıp omuz silktim
"hesap sormaya gittim" dedim
Devran "bize de haber verseydin keşke" dedi.
"Kendi meseleme yeterince sizi karıştırdım Devran hem zaten sadece konuşmaya gittim ortada birşey yok yani Araf abartıyor"
Araf ayağa kalkıp sinirle saçlarını karıştırdı bana dönüp
"Abartmıyorum lan ben burada senin iyiliğini düşünüyorum sen sorumsuzca davranıyorsun"
bana bağırması sinirlendiriyordu beni yinede sabırla nefes alıp
"bağırma bana" dedim.
"Bağırıyorum çünkü hakediyorsun"
Alayla gülüp
"Hadi ya neyi hakedip neyi haketmediğime sen mi karar veriyorsun" dedim
"Evet ben karar veriyorum sense buna uymak zorundasın"
Sinirle ayağa kalkıp karşısına geçtim
"ben kimseye uymak zorunda değilim seninde kararlarıma müdahale etmeye hakkın yok"
Kolumu sertçe tutup
"Sınırlarını zorluyorsun" dedi bana bağırarak
Canımın acısını hiçe sayıp dişlerimin arasından
"zoruna mı gitti" Devran
"Bırak kızı Araf" ayağa kalkıp bize doğru yürüdü Araf Devran'a
"Karışma sen abi" diye bağırdı bir yandanda gözlerini gözlerimden ayırmıyordu ifadesiz öfkeli buz gibi bir adam vardı karşımda sanki tüm öfkesini kolumdan çıkarıyormuş gibi bir hali vardı kolumu hissetmiyorum uyumuştu resmen
Araf'ın söylediklerine uyup
"Kimse karışmasın" diye başladım söze
"Bırakın öfkesini kolumdan çıkarsın" diye fısıldadım gözlerimi gözlerinden ayırmadan söylediğim cümleyi duyunca önce afalladı sonra yaptığı şeyi anlayıp elini biraz gevşetti kolumu sertçe çekip
"Git buradan" dedim. Gözlerini
gözlerimden ayırmadan bakıyordu bana bağırırken bile gözlerime baktı hiç ayırmadan söylediğim cümleyle kafasını hemen çevirip telefonu cebine koyup arkasına bakmadan kapıya doğru ilerledi
Devran Berkaylara bakıp
"Peşinden gidin" dedi lafı ikiletmeden ayağa kalkıp peşinden gittiler
kapının sertçe kapanmasıyla Hazal irkildi. Onu bu kadar öfkelendiren neydi anlamıyordum.
Hazal elimden tutup bir yere oturttu
"İyi misin?" Kafamı sallayıp
"İyiyim merak etme" dedim.
Araf'ı daha önce hiç böyle görmemiştim öfkesinin nedenini anlamıyordum benim için mi endişelenmişti yoksa söylediklerini dinlemediğim için mi böyle yapmıştı
onunla tanıştığımdan beri kafamda sürekli soru işaretleriyle kalıyordum.
Dalgınca karşıdaki duvara bakakalmıştım
Devran'ın bana seslendiğini bile geç farkettim
"Efendim" diyerek ona baktım
"bu kadar tersine gitme yardımcı olmaya çalışıyor"
"Kafamı karıştırıyor" diye söylendim
"Sana karıştığı için kızgın değilsin yani öyle mi?" dedi
kafamı olumsuz anlamda sallayıp
"Hayır yardımcı olmaya çalışıyor anlıyorum bunu zaten ne yapsam kızgın kalamıyorum sadece emir vermesi hoşuma gitmiyor"
Devran gülümseyip
"Ben konuşurum onunla merak etme sen" dedi. Kafamı sallayıp
"Teşekkür ederim ben biraz dinleniceğim siz bakın keyfinize"
yerimden kalkıp odama gittim dün bana gönderilen cd yi almak için çekmeceyi açtım ama yoktu odadaki tüm dolapları çekmeceleri karıştırdım yoktu çekmeceye koyduğuma emindim ama şuan bıraktığım yerde yoktu. Odadan hemen çıkıp Hazal'a seslendim
"Mutfaktayım" diye seslenince yanına gidip
"Cd nerde çekmeceye koymuştum" diye sordum Hazal elinde kahve fincanlarıyla bana baktı
"Ben almadım ki" dedi şaşkınca
"Sen almadıysan kim alacak Hazal başka kimse yaşamıyor bu evde" dedim.
"Gel Devrana soralım" dedi peşinden içeri geçtim. Devran telefonda biriyle konuşuyordu Hazal işaret verince parmağıyla bir dakika işareti yaptı bir kaç dakika sonra telefonu kapatıp bize döndü
"Ne oldu?" diye sordu hemen
"CD yi sen mi aldın?" dedim
"Hayır ama sanırım Araf aldı "
"Neden" dedim
"Araştırıyor çünkü Afra neler olduğunu bulmaya çalışıyor"
"Peki birşey bulabildi mi?"
"Bilmiyorum. Sanırım bulsa banada haber verirdi "
"Kopyasını almak istiyorum sen konuşsana Araf'la" dedim.
Kafasını sallayıp eline telefonu aldı Araf'ı aradı telefonu açmayınca Berkay'ı arayım en iyisi dedi.
Kafamı sallayıp Devran'ı izledim
Ayağa kalkıp cama doğru yürüdü telefonla bir kaç dakika konuştuktan sonra yanımıza geldi.
"Araf yanlarında değilmiş" dedi.
"Nerdeymiş" dedim
"Eve gidiceğim demiş " kafamı sallayıp
"Tamam ben gidip konuşsam iyi olur"
Hazal gülümseyip
"Hadi aslanım benim git gönlünü al "
Gözlerimi devirip
"Sende başbaşa kalmak için beni gaza getiriyorsun "
Gözleri şaşkınlıkla kocaman açılıp ağzı o şeklini aldı daha sonra yastığı alıp kafama fırlattı
"Saçmalama be" diye cırladı
Kahkaha atıp Devran'a göz kırptım gülümseyip
"Bizi başbaşa bırak hadi "dedi
Hazal bu seferde şaşkınlıkla ona baktı ben hala kahkahamı devam ettirirken Hazal dalgınca ve biraz şaşkınca
"Sen artık defol Afra" dedi
Hazal'a öpücük atıp odama yürüdüm üstümü değiştirmek için dolabımın karşısına geçip ne giyeyim diye düşündüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEM PARILTILARI.
Novela JuvenilEski ben olsaydı eğer, buraya öyle neşeli bir giriş yapardı ki içi ısınırdı insanın! Peki. eski ben burada mı? Hayır. Neden mi? işte bunu anlatacağım bende. Dünya'nın en neşeli gökkuşağının, Dünya'nın en mutsuz gökkuşağına nasıl dönüştüğünü anlata...