GİZEM PARILTILARI.

✴4.Bölüm

Multide ( Arafın tişörtsüz hali )

Gördüğüm şeyle şaşkına döndüm. Bu çocukta varmıydı bu kaslar ya Araf'ın üstünde hiçbirşey yok kaslarını ortaya sermiş mübarek biskolata reklamlarındaki çocuklara taş çıkarır. Kum torbasını yumrukladıkça kasları ortaya daha çok çıkıyor sanki. Berkay'ın bana bakıp sırıtmasıyla ķendime gelip öksürdüm ve Araf'ın beni farketmesi uzun sürmedi. Beni görünce ilk kaşlarını çattı sonra arkasını dönüp üstünü giydi eline suyunu alıp içerek bana doğru gelmeye başladı karşımda durup.
" Ne işin var burada "dedi.
"Burası sana ait bir yer değil diye biliyorum asıl senin ne işin var her gittiğim yerde seni görmek zorunda mıyım " diye sordum.
Alayla sırıttı.
" Güzelim burası benim mekanım ve sen geldin buraya "
Kaslarımı çatıp "ee ne olmuş?" diye sordum.
"Diyorum ki ne işin var burada?"
" Bende sanane diyorum"
üstüme yürüyüp ne halin varsa gör ayak altında dolaşma yeter ki diye söylendi sinirle kaslarımı çatıp. "Yüzünü görmeye meraklı değilim" dedim beni takmadan Berkay'a dönüp "Işiniz bitince mekana gelirsiniz" diyip gitti sinirle ayağımı yere vurup "dağ ayısııı!" dedim üçüde gülmeye başladı onlara bakıp sinirle
"Gülmeyin hiç komik değil" dedim hemen ağızlarına fermuar çekiyormuş gibi yaptılar bu halleri komikti.Mete bana bakıp.
"Aslında böyle biri değil sadece konuşmayı sevmez ama merak etme yakında sana alışır"dedi.
"Aman kalsın "diye söylenip Kum torbasına yumruk attım.
Berkay gülüp "sakin ol şampiyon" dedi .
Onlara bakıp "neyse ben artık gideyim" dedim. Kafalarını sallayıp
Ege "Mutlaka gel bir ara kapışırız"
sırıtıp.
"Bir kızdan dayak yemek istiyorsan seve seve "dedim göz kırpıp
"Görücez bakalım" dedi .
Onlardan ayrılıp çıkışa doğru yürüdüm.Kapıyı açıp çıkacağım sırada biriyle çarpıştım.
"Pardon kusura bakmayın görmedim" dedim. Kafamı kaldırıp bakınca Arafla çarpıştığımı gördüm bana bakıp sırıttı ve
"Kusura bakma demesini biliyor musun ya?" dedi
kaslarımı çatıp" ne alaka" dedim "Hatırlamıyor musun? "
Ona "hayır neyı hatırlayacağım " diyince Alayla sırıtıp.
" Sarmaşık bar desem hatırlarsın belki" dedi . Kafamı geriye atıp nefesimi seslice dışarı verdim ve
" Kelime oyunlarından hoşlanmam" dedim.
"Ordada çarpmıstın bana ama yüzüme bile bakmadan çekip gitmiştin artık neye kızdıysan cırlıyordun"
kaslarımı çatıp.
"ne cırlıycam be hatırlamıyorum bile seni" Alayla sırıtıp
"sevgilin Erdem'in odasından çıkıyordun bana çarptın dikkat etsene be diye bağırdin artık ne olduysa kibarlığını unutmuşsun" kaşlarımı hızlıca çatıp sinirle.
" Ne sevgilisi ne saçmalıyorsun bilmiyorum ama Erdem benim sevgilim değil patronum şimdi izninle gitmem lazım "diyip yanında geçiyordum ki kolumu tutup yüzüme baktı
"Ne işin var o zaman o Erdem şerefsiziyle" dedi ona bakıp
" Sanane seni ilgilendirmez uzak dur benden" dedim ve Kolumu serçe çekip arabama doğru yürüdüm.
Hayatım yeterince aksiyonlu değilmiş gibi birde okul Arkadaşları çıkmıştı.
--------------------------
Sabah Alarmın sesiyle uyandım. Hızlıca mutfağa geçip kahvaltımı yaptım kısa bir duş alıp kıyafetlerimi giydim beyaz dizlerden yırtık dar paçamı üstüne beyaz gömlek giydim ön kısımlarını içine sokup saçlarımı açık bıraktım. Telefonumu ve anahtarımı alıp evden çıktım okula doğru yol aldım.okula girince arabadan indim o sırada telefonum çaldı arayana bakınca gözlerimi devirdim açıp
" Ne var Allahın cezası bari okulda rahat ver "dedim kahkahası kulağıma gelince yüzümü buruşturdum.Gözüm okul bahçesinde oturan Arafın grubuna takıldı dikkatle beni izliyolardı Araf kaşlarını çatmış bir şekilde beni izliyor Erdem'in
"orda mısın afra?"
demesiyle onlardan gözümü alıp
"ne var "dedim.
" Bu akşam diyorum gelmek zorundasın "
"neden" dedim.
"Öyle istedi patron" dedi tamam gelicem işim bitince"
" tamam "diyip telefonu kapattı bende sınıfa doğru yürüdüm.

Tüm dersleri uyuklayarak geçirdim, öğlen saatinde dışarı çıkıp birşey atıstırmadığım için midem bulanıyor tüm bunlar yetmezmiş gibi birde son dersimiz psikoloji bu kadını hiç sevmiyorum sanki her söylediğimi her bakışımı anlıyormuş gibi bir hali var.Midemin bulantısını geçirmek için hızlıca kantine inip elime tostumu alıp yiyerek yukarı sınıfa çıkmaya başladım. Araf'ın grubunun sınıfa girdiğini görünce bekledim onlar içeri girince bende içeri girip sırama doğru yürüdüm bakışların üstümde olduğunu hissediyordum fakat kafamı kaldırıp bakmadım Berkay bana "selamsız" diyerek güldü ona bakıp Alayla sırıttım." Çok küçüksün görmedim seni" diyip yüzüne baktım yüzü şekilden şekile girdi ayağa kalkıp gruptakilere
" öyle miyim? "diye sorunca ben kahkahamı patlattım hepsi şaşkınca yüzüme baktılar onlara bakıp
" ne ?komikti ama "diyince gülmeye başladılar.Berkay homurdanıp yerine oturdu. Sibel hoca içeri girince kocaman gülümseyerek.
"Nasılsınız ?"diye sordu sınıftan' iyiyiz' nidaları yükseldi gülümseyip
"harika o zaman bugün çok güzel bir konumuz var onun hakkında konuşuruz hepinize soracaklarım var" dedi ona merakla bakıp ne anlatıcağını dinlemeye başladım. Sibel hocanın dikkatini çekmiş olucak ki bana gülümseyerek bakıp.
" Dersi dinlemeye karar vermişsin sanırım" dedi omuz silktim oda bana gülümseyerek kafasını salladı.
"Evet arkadaşlar bugünkü konumuzu söylemeden önce herkes defterlerini kalemlerini masanın altına koyup rahatça otursun" söylediklerinin yapıldığını görünce
"Harika bugün çok güzel bir ders işleyeceğiz verimli olucak sanırım "diyip içten bir gülümseme sundu.
"Konumuz hayaller her insan hayal kurar kimileri geleceğiyle ilgili kimileri sevgilisiyle birlikte kimileri ailesi ile birlikte kimileri arkadaşlarıyla birlikte hatta bazıları hayvanlarıyla ile ilgili hayaller kurar buradaki herkes hayal kuruyordur mesela benim en büyük hayalim öğretmen olmaktı azimle çalıştım okudum ve şuan burdayım hayalimi gerçekleştirdim" dedi Sibel hoca hayal konusunu açınca arkama yaslandım. Dışarıyı izlemeye başladım bir yandan da dediklerini dinliyordum bu konu çok aptalcaydı.
"Evet hayalini söylemek isteyen var mı yoksa ben kendim mi sorayım dedi. Arka sırada oturan Sarışın Kız parmak kaldırdı.
"Ben paraşütle atlamak istiyorum ve çok istiyorum birgün yapacağım" Sibel hoca gülüp
" oo inanılmaz umarım birgün gerçekleştirirsin" dedi ön tarafta oturan herhalinden inek öğrenci olduğu belli olan biri ayağa kalkıp "Ben çok ünlü bir bilim adamı olmak istiyorum" tüm sınıf gülmeye başlayınca Sibel hoca
"olur olur çalışırsanız neden olmasın" dedi bu dediğine hah diyip sırıttım herzamanki teselliler. Arafla göz göze gelince sırıttı kendime gelip dik oturdum kafamı çevirdim o sırada Sibel hocayla göz göze geldim bana bakıp
"evet Afra senin hayalin ne bizimle paylaşır mısın? "diyince
"Hayır" diye cevapladım kaşlarını kaldırıp.
"Bu bir ders ve sen bu soruyu cevaplamak zorundasın dersimden kalmak istemezsin dimi? "
diye sorunca gözüne bakıp tekrar "hayır" dedim bana bakıp
"o zaman söyle"
" Hayır" diyince gözüme baktı kafamı kaldırıp
"Yani hayalim yok demek istiyorum " diyerek dedim bana doğru yürüyüp
" nasıl yani diyince omuz silktim "Hayal kurmam asla ben" .
"Neden peki "dedi
"Çünkü olmayacak birşeyi dileyecek kadar aciz değilim "
sınıftaki bazı öğrencilerin" haklı aslında" demesiyle Berkay ortaya atlayıp
"yok öyle şey ben her gece esmer hatun diliyorum ve oluyor "diyince herkes gülmeye başladı. Ona bakıp acı acı güldüm yüzümün o halini görünce sırıtması silindi. Araf omzuna dokundu susması için kafamı çevirip Sibel hocaya baktım
"En son ne zaman hayal kurdun peki" dedi
"Hiçbir zaman"
" Böyle birşeyin imkansız olduğunu sende biliyorsun Afra "
Acıyla gülümseyip
" 16 yaşında en son hayal kurdum"
yüzüme dikkatlice bakıp
"Peki ne hayali kurdun" dedi.
Sınıfın beni dinlediğinin farkındaydım fakat içimden konuşmak geliyordu .Onlara bakıp
"Babamın gelmesinin hayalini kurdum"dedim.
"Peki gerçekleştimi ?"
"Hayır tam tersi oldu biri gelmedi biri gitti "
diyince merakla bana baktı
"Kim? "
Gözlerim doldu
" kız kardeşim gitti "dedim
"Öldü mü? " dedi çekinerek daha fazla detay vermemek için kafamı salladım. gözlerimin dolu dolu olduğunu görünce
" istersen ağlayabilirsin sıkma kendini" dedi ona bakıp
"Asla. şimdi çıkabilir miyim izninizle" dedim anlayışla gülümseyip kafasını salladı. Ayağı kalkıp çantamı aldım kimseye bakmadan dışarı çıktım hemen kızlar tuvaletine doğru yürüyüp içeri girdim kapımı kapatıp sırtımı kapıya yasladım gözlerimi kapattım ve bir süre öyle bekledim asla ağlayamazdım asla gözlerimi açıp .Aynadaki yansımama baktım suyu açıp ellerimi yüzümü yıkadıktan sonra dışarı çıkıp bahçeye doğru yürüdüm ilk bulduğum yere oturup düşünmeye başladım.
Ne kadar süre geçti öyle bilmiyorum fakat arkamda hissettiğim hareketlilikle kafamı çevirip o tarafa baktım Berkay mahçup bir ifadeyle elini kaldırıp selam verdi yanıma oturdu ve ileriye bakmaya başladı benim gibi aradan bir vakit geçmeden
"Özür dilerim bilmiyordum" anlayışla kafamı salladım
"Baban neden gitti?" dedi merakla omuz silkip
"bilmiyorum "diye cevapladım kafasını sallayıp
" eğlenmek ister misin yani keyfin yoksa tüm grup emrinize amade "dedi tekrar gülümseyip arkasını gösterdi kafamı çevirip ilerde bekleyen kişilere baktım Mete elini kaldırıp selam verdi elimi kaldırdım Berkay'a dönüp "Teşekkür ederim ama gece işim var belki başka gün unutma bu sözünü" göz kırptım ayağa kalkıp elimi uzattım elimden tutup kalktı çantamı alıp sonra 'görüşürüz'diyerek yanından ayrıldım.

-------------------
Deri şortumu yırtık siyah çorabımı ve siyah büstiyerimi giyip aynada kendime baktım harika gözüküyordum saçlarımı açık bırakıp gözüme simsiyah eyelinerimi çektim dudaklarıma siyah rujumu sürdüm son görüntüme elimle onay verdim arkama dönüp sahneye doğru yol aldım. Mark ronson up-town Funk Bruno mars şarkısı çalmaya başlayınca keyfim yerine geldi gözlerimi kapattım şarkının ritmine kendimi bıraktım ve dans etmeye başladım alkış seslerini duyabiliyordum insanların 'helal' ' 'işte bu' 'yürü be güzelim' diye bağrışları arasında şarkı eşliğinde dans etmeye devam ettim müzik bitince alkış sesleri çoğaldı gözlerimi yavaşça açıp etrafta gezdirdim o sırada gözüme takılan kişilerle yerimde donup kaldım.