✴23.Bölüm

29 4 0
                                    


Multide ( AFRA )

1 HAFTA SONRA

Koskoca iki buçuk yıl 'hayatın boyunca en çaresiz olduğun an'diye sorsalar bana bugünün tarihini verirdim herhalde 22 Kasım. Bugün Hayal'in doğum günüydü tam 18 yaşına basıyordu yanında değildim. Kim bilir ne kadar çaresiz üzgün yalnız hissediyordur kendini nerede ne yapıyor nasıl bir durumda çok merak ediyorum hiçbir ipucu bulamamak iyice mahfediyor beni
Araf'tan da bir haber yoktu bir haftadır o günden sonra birdaha gelmedi ve ben yine gururuma yedirip sormadım nerede olduğunu ama Hazal'ın söylediğine göre şirkete gidiyormuş.

Saat on iki olmasına rağmen ben hala yatağımdan çıkmamıştım Hazal'dan da ses yoktu işe gitmiştir belki yorganımı üstümden atıp kalktım yüzümü yıkayıp pijamalarımla odadan çıktım.
Telefonumu alıp Berkay'ın numarasını tuşladım ikinci çalışta açtı
"Buyur güzelim" dedi anında
Sanırım moralimi yerine getirebilir diye düşündüm
"Yanıma gelsene sana ihtiyacim var"
"Tamam nerdesin "dedi araba sesi geldi sanırım arabadaydı
Dudak büküp
"Evdeyim" dedim
"tamam güzelim 10 dakika sonra kapındayim "dedim gülüp
"Hemen gel" dedim
"Tamam" diyip kapattı bende odama geçip üstüme birşeyler giydim elime ne geldiyse alıp giydim mavi pantolunumu ve beyaz tişörtümü giyip odadan çıktım saçıma öylesine bir topuz yaptım ben üstümü giyene kadar kapıda çalmıştı bu çocuğa bayılıyordum hemen her derdimde yanımda bitiyordu dediği gibi on dakika kapıda olmuştu suratına güzel bir gülümseme yerleştirip kapıya doğru ilerledim kapı kulpunu tutup gülümseyerek
"sözünde duran Berkay'ı seviyorum" diye uzatarak açtım kapıyı
Karşımda gördüğüm kişiyle şaşkınca bakakaldım
Araf ellerini cebine koymuş kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu.
ben şaşkınca
"Hoşgeldin" dedim yüzündeki hiçbir mimiği oynatmadan yanımdan geçip içeri geçti kaşlarımı çatıp
"Odun" diye söylendim insan bir Hoşbulduk der nasılsın der Hayır yani 1 haftadır yoksun insan merak eder Klasik Araf işte suratsız kapıyı çekip içeri geçtim.
Ellerini hala ceplerinden çıkarmamış ayakta beni bekliyordu sanırım. ellerini niye cebinden çıkarmıyor bu karızmasımı bozulacak
Kafamdan düşüncelerimi defedip oturmak için tekli koltuğa yürüdüm ben oturmadan Araf konuşmaya başladı
"Berkay'ı neden aradın? "
*Kaşlarımı çatıp ona döndüm
"İhtiyacım vardı aradım bir sorunmu var " bana doğru yaklaştı Araf'ın kaşları böyle çatık ruhsuz duruyorsa kesinlikle birşeyi vardır yada birine kızmıştır hem bunun gözlerine iyice bakınca ne kadar yorgun olduğunu anladım sanırım uyumamış göz altları şişmiş yüzü solgundu kaşının küçük bir yerinde de daha yeni kabuk tutmuş bir yara vardı kavga etmiştir büyük ihtimal kolumdan tutup
"Sana tek birşey sorucam sende bana evet yada hayır diye cevap vereceksin" dedi kolumun acısını boşverip ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştım kolumu biraz daha sıkınca kafamı olumlu anlamda salladım
"Berkay'dan hoşlanıyor musun?"
Söylediği cümleyle gözlerimi büyütüp şaşkınca ona baktım o kadar ruhsuz duygusuz bakıyordu ki bana bir o kadar da sinirli kendine engel olmaya çalışıyormuş gibi bir hali vardı sanki
"ne saçmalıyorsun sen?" dedim kaşlarımı çatarak
kolumu dahada sıkıp
"Evet yada hayır diyeceksin net bir cevap istiyorum"
"Saçmalama "diyip kolumu sertçe elinden kurtardım
"Yok oyle bişey diyorum sana"
Kaşlarını kaldırıp
"O zaman niye her fırsatta evde tek başınayken onu çağırıyorsun"
sinirle gözlerimi yumup bugünü aklıma getirdim gözlerimi doldu anında gözlerimi açmadan
"Çünkü bugün Hayal'in doğum günü beni anlayan birine ihtiyacım var Berkay bana iyi geliyor" diyip koltuğa yığıldım ellerimi yüzüme kapatıp nefes aldım içimden ona kadar sayım ağlamamak için biliyorum insanlar sinirlenmemek için içinden sayar ama bende böyle sakinleşiyorum sanırım
Araf yanıma çöküp ellerimi yüzümden çekti gözlerine bakmamak için inat ediyordum çünkü biliyordum eğer gözlerine bakarsan ağlardım ben kimsenin yanında ağlamayı sevmem kendimi çok aciz hissediyorum
Çenemden tutup gözlerine bakmam için uyardı beni Ona rağmen bakmadım sıkıntıyla nefes alıp
"Afra bana bak" dedi
Gözlerimi büyük bir zorlukla kaldırıp ona baktım Allahım nolur ağlamıyım lütfen..lütfen diye içimden konuştum
Gözlerini bir dakika bile gözlerimden ayırmadan
"Biliyorum ne desem göz yaşların akacak ben burdan gittiğim an ama sana yemin ediyorum uğraşıyorum bulmak için gece gündüz uğraşıyorum"
Nefes alıp kafamı kaldırıp tavana doğru baktım ağlamamak için gözlerimi yumup bekledim biraz Araf sanki ne yapmaya çalıştığımı anlamış gibi sabırla bekledi. Tekrar gözlerimi gözlerine odaklayıp
"Geç kalmaktan çok korkuyorum ona birşey olursa kendimi asla affetmem" dedim. Söylediğim cümleyle birlikte Araf belimden tutup kendine çekti sarılmak için saçlarımı oksayıp
"Senin bir suçun yok belkide.... Belkide bu hikayede kii en masum kişi sensin" dedi fısıltıyla gözlerimi yumup söylediklerini dinledim daha sonra o muhteşem kokusunu alınca mayıştım resmen sanki daha çok kokusunu almak istiyormuş gibi elimi boynuna yerleştirip daha çok sokuldum kokusu bile bana huzur veriyordu sanki ondan kaçmak istemiyordum ama aşıkta olmamam lazımdı duygularımın mantığımın önüne gecmemesi lazımdı
"biliyor musun babamdan sonra bana böyle sarılan tek insansın" dedim gözlerimi kapalı kokusunu içime çekerken
"Babamdan sonra ilk defa birinin kokusu bana bu kadar huzur veriyor" tekrar nefes alıp
"Babamdan sonra ilk defa bu kadar güveniyorum birine" gözlerimi açıp ayrıldım yüzüne bakarak
"Ve babamdan sonra ilk defa birine kızgın kırgın değilde sevgiyle bakıyorum"
Araf söylediklerimle şaşkınca bana bakıyordu daha sonra gözlerini yumup derin nefes aldı sanırım şok geçiriyordu gülümseyip onu izledim gözlerini açıp gözlerimin içine baktı gülümseyerek
bozulan topuzumdaki tokayı çıkarıp saçlarmın omzuma düşmesini izledi elindeki tokayı gülümseyerek baktı sonra alıp cebine koydu
"Bundan sonra bana her itirafında sana ait olan birşeyi alacağım"
Ben neden soramadan saçlarımı okşamaya başladı hiçbirşey söylemeden sadece söylediklerini dinliyordum
"Çünkü ben babamdan annemden görmediğim sevgiyi senin gözlerinde görüyorum"
Söylediği cümle o kadar şaşırttı ki beni Araf'ın annesi ve babası onu sevmiyor mu yada beni daha çok şaşırtan şeyi söyliyim ben Araf'ı seviyormuyum gözlerimde sevgimi görüyor ben sakince ona bakıp tam kendimi izah etmek için birşey söyleyecektim ki kapı çaldı
Araf hiç umursamadan yüzüme bakıyordu sanırım benim kalkıp açmamı bekliyordu ama ben hala şaşkınca ona bakıyordum söylediği cümleye sevinsem mi üzülsem mi karar veremiyordum. Kapı tekrar çalınca kapıya doğru baktım Araf ellerini saçlarımdan çekip ayağa kalktı böyle iyiydik ya
Ben kapıya gitmesini beklerken o koltuğa oturup bana baktı üzerimdeki şaşkınlığı atıp ayağa kalktım umarım önemli bir şey için çalıyordu o kapı yoksa kıyameti koparabilirdim en heyecanlı yerinde biten dizi gibi oldu resmen bir daha devamı için kim bilir ne kadar süre bekleyecektim.
Kapıyı sinirle açıp gelenlere baktım bilin bakalım kimler?
Araf'ın çok değerli ekibi Berkay, Ege, Mete çok değerli arkadaşım Hazal ve onun biricik aşkı Devran. İçimden sırıtıp biricik aşk Devran diye söylendim Hazal duyarsa öldürürdü beni koluma vurup
"Ne gülüyorsun kız" dedi gülerek
"Devran'la sizin aşkınızı ölçüyordum"
Ben içimden düşünüceğime sanırım dışımdan düşündüm aniden çünkü Hazal bana kızararak baktı
Herkes gülmeye başlayınca hızlıca elimi ağzıma götürdüm
"İçimden niye düşünmedim ben" diye söylendim Hazal koluma bitane yapıştırıp
"Seninle sonra görüşeceğim" dedi ben ona kedi bakışı atmaya çalıştım ama nafile kıpkırmızı olmuştu sinirden yada utandığından ikiside olabilir şuan onu çıkaramıyordum Devran'a dönüp baktığımda bana göz kırptı ama gülmüyordu dönüp içeri doğru yürüdü bizde daha fazla koridorda kalmamak için peşinden içeri geçtik
Berkay
"Ooo Reis sen burdamıydın?" dedi aklınca ben aradığımda onun yanında olmadığını göstermeye çalışıyor yalancı orda iki büklüm olup yalan söylemeye çalışıyor resmen koltuğa kendimi atıp
"Kıvranma beceremiyorsun" dedim kaşlarımı çatarak
Mahçupça bana bakıp
"Araf yüzünden valla" dedi
Araf kaşlarını çatıp
"Lan kıvırma dedi kız sana"
"abi öyle değil mi ama telefonumu bile elimden aldın"
Araf göz devirip
"biz sana nasıl güveniyoruz acaba ya her sırrımız ortaya dökülüyor resmen" Berkay sırıtıp
"Afra'nın eli ağır abi yoksa söylemem birşey biliyorsun"
Gülüp Berkay'ı yanıma oturdum
Araf'a bakıp
"Aferin hep böyle ol" dedim.
Araf alayla bakıp
"benim elim daha ağır kardeşim biliyorsun"
"burda kardeşime baskı yapıyorsunuz abi ya" diye sitem etti Mete
Ege de ona hak verdi anında
"Baksanıza çocuk arada kaldı"
Hazal gülüp
"karışmayın benim kankime" diye atıldı Berkay anında gaza gelip
"Aslan kanki konuş" dedi Araf'ın işaretiyle kafasına bitane geçirip "gaza gelme" dedim Araf'la gülmeye başladık Berkay'ın yüzünün haline
gözüme Devran takıldı bugün hiç dahil olmamıştı konuşmamıza sanki bedeni burda ruhu başka yerdeymiş gibi gözlerini bir yere sabitlemiş hiçbirimizi dinlemiyor gibi Hazal'a kaş göz yapıp Devran'ı gösterdim oda ona bakıp 'bilmiyorum der' gibi kafasını salladı. Herkes gülerek sohbet ederken o hiçbirşey demeden öylece oturuyordu resmen kesin bir sıkıntısı vardı
Usulca kalkıp yanına oturdum. Yanına oturduğumu bile farketmedi boğazımı hafif temizliyormuş gibi yaptım dikkatini çekmek için ama kafasını çevirip bakmadı bile Hazal'a baktım beni izliyordu sessizce elimi kaldırıp omzuna koydum
"Devran" diye seslendim kafasını çevirip bana baktı yorgunca
"Efendim" dedi
"İyimisin?" Yüzüme baktı sonra kafasını çevirip salladı hafif
"İyiyim sadece çok yorgunum "
Anlayışla kafamı salladım
"Peki. Anlatmak istersen burdayız" dedim Hazal'a bakarak
Hazal kafasıyla onayladı oda kafasını kaldırıp gülümsedi Hazal'a karşı
"Biliyorum" dedi derin nefes alıp
Daha sonra aklına birşey gelmiş gibi kafasını bana çevirdi
"Araf birşey buldu afra"
Kaşlarımı kaldırıp
"N"e dedim anında
Araf araya girip
"Kamera kaydı var güvenlik kamerası gittiğin barın belki birşeyler buluruz çünkü seni takip ediyorlar çok belli görüntülerde" deyince kaşlarımı çatıp
"Nasıl yani" dedim.
"Bara her girdiğinde gelip kapıda bekliyorlar sonra sen çıkınca saklanıyorlar sen bunu hiç farketmeden evine geliyorsun"
Kaşlarımı daha çok çatıp
"bende bakacağım o görüntülere" dedim kafasını salladı anında Hazal ayağı kalkıp
"Ben laptopu getiriyim" dedi
laptopu getirip masaya koydu Araf ayağa kalkıp cebinden bir cd çıkardı yerine takıp açılmasını bekledi. Benim ise ellerim titriyordu resmen içimde bir umut vardı sanki o görüntülerde birşey çıkacakmış gbi hissediyordum sanki Hayal'e bir adım daha yaklaşacakmış gibi
cd açılınca barın kapısının önündeki güvenlik kamerası olduğunu anladım bunları nerden bulmuşlardı bilmiyorum ama umarım işimize yarardı
Hazal'ın "ama bu" diye şaşkınca ekrana bakmasıyla bende daldığım yerden çıktım onun baktığı kişiyle bakmamla şaşkınca elim ağzıma gitti
Araf" yoksa tanıyormusunuz?"Diye sordu
Ben hala şaşkınca beni takip eden kişiye baktım resmen ben barın içine girene kadar takip ediyor içeri geçince kapıda bekliyor bu gördüğüm kişi o olamaz dimi yıllarca güvendiğim çok sevdiğim ailemden saydığım biri
Hazal sessizce fısıldayıp
"Afranın babasının şoförü kemal amca bu..."

GİZEM PARILTILARI.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin