32. Bölüm

141 14 7
                                    


Az sayıda olan okuyucularıma sesleniyorum. Lütfen biraz yardım. Burada bir şeyler başarmak istiyorum ve birazcık açgözlü olarak sizden destek istiyorum. Çünkü wattpad'e girip de okunma ve oy sayısına bakınca şevkim kırılıyor. Sizden tek istediğim bölümü okuduktan sonra yorum atıp fikrinizi söylemeniz ve o boş yıldızı doldurmanız. Fazla zor değil demi? Hadi göreyim sizi, lütfen!

***

Ada Ecrin Deniz

Geçen hafta Nevşehir'e gidişimiz aklımda hiç çıkmıyordu. Allah'ım çok güzeldi ya! Hala Deniz'in bana beni sevdiğini söyleyişini unutamıyordum. Ve bir haftadır ortalıkta aşk kuşu gibi dolanıyordum. Babamın yaptığı şeyi bile hatırlamaz olmuştum. Biliyorum çok bencilim ama ne yapayım. Öyle mutluyum ki bunun bozulmasını hiç istemiyorum.

"Ada cevap versene!" Matematikçinin kalın sesiyle kendime geldim. Oha resmen dalıp gitmişim lan! Sınıf gülmeye başlayınca utançla hocaya baktım.

"Şey hocam ben dalıp gitmişim de anlayamadım!" Hoca çatık kaşlarla bana bakarken sınıf hala gülüyordu. Sinir piçler ne olacak?

"Dersi dinle. Sınava ben girmeyeceğim siz gireceksiniz!" Başımı sallayıp masumca gülümsedim. Sinir oluyordum bu hocaya ya! Mal beyinli.

Zil sesini duyunca yerimden fırladım. Ay sonunda bitmişti ya! Derin bir nefes alıp Sinem'e baktım. O benden de heyecanlıydı çünkü çıkışa Özgür gelecekti. Ve benimle tanışacaktı.

"Hadi kızım giyin hemen de gidelim!" dediğimde başını salladı. Ben montumu giyinirken Ediz geldi yanımıza. "Enişteyle ben de tanışacağım. Bakalım nasıl bir tipmiş?" Ona gülümseyip çantamı sırtıma taktım. Sonra üçümüz birlikte çıktık sınıftan. Nidaların bugün ki dersleri bizimkinden sona bittiği için onsuz çıkıyorduk. Yine de ona çıktığımı haber vermiştim. Kankeyta olmak bunu gerektirir çünkü.

Dışarı çıktığımızda Sinem heyecanla bana baktı. "İyi miyim? Saçım falan kötü değil demi?" Gülüp başımı salladım. "Çok güzelsin lan! Kıskandım öküz!" Bu sefer ikisi de bana gülmüştü. Sonra Sinem'in gözleri parıldadı. Anladım tabi, enişte arkamızda. Dönüp baktığımda neredeyse şaşkınlıktan altıma edecektim. Evet, dilimi yutmak yerine altıma edecektim. Biliyorum malım. Yüzüme vurmanıza gerek yok!

"Özgür!" dediğimde gülüp yanımıza geldi. O da şaşkın görünüyordu. "Ada!" dedi o da beni taklit ederek. "Sen Özgür olan Özgür müydün ya?" Önce üçü de şaşkınlıkla bana baktılar. Sonra da sokağı inleten bir kahkaha attılar.

"Evet, Özgür olan Özgür'üm. Demek sen de Ada olan Ada'ymışsın ha! Çok şaşırdım!" Gülüp Sinem'e baktım. Şaşkınlıkla bize bakıyordu.

"Özgür Güneş'in arkadaşı. Bir de Yusuf'un kuzeni. Anlatmıştım ya hani!" Sinem hatırlamış olsa gerek ki kaşlarını kaldırıp gülümsedi. Ama sanırım zorla gülümsediğini sadece ben anladım. Çünkü bundan hiç memnun olmuş gibi görünmüyordu.

"Sana kitabı alan Özgür yani!" dediğinde gözlerimi kocaman açıp Özgür'e baktım. Ah be! Kız yanlış anlamıştı!

"Ya, evet o. Neyse hadi gidelim!" dediğimde Ediz bana baktı. "Ben de tanışayım istersen!" Dediğinde başımı salladım. "Tamam ya!" Ediz, Özgür'e döndü. "Ben Ediz. Bu iki malın arkadaşıyım!" Sinem de ben de ateş saçan gözlerle ona baktık. "Sensin lan mal!" ikimizde aynı anda bağırınca ortam bir an da yumuşadı. Hep bir kahkaha atmaya başladığımızda öğrenciler bize bakmışlardı.

Hep birlikte okula uzak olmayan bir kafeye gittiğimizde Sinem'e döndüm. "Lavaboya gidelim mi?" Başını sallayınca karşımızda oturan ve nasıl oluyorsa koyu bir sohbete dalmış olan adamlara baktık.

BİZ GENCİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin