"Perin, benim çok önemli bir görüşmem var. Bu gece eve gelemeyeceğim," diyen sesin arka tarafından gürültü geliyordu. Perin, onun kalabalık bir ortamda olduğunu düşündü.
"Neden? Beni yalnız mı bırakacaksın ormanın ortasında?"
"Bebeğim, dediğim gibi; çok önemli olmasa seni yalnız bırakmam." Engin hızla ofisi andıran küçük odaya girerek kapıyı kapattı. Dışarısı kalabalıktı ve gürültü sesini bastırıyordu. Özellikle de silahların parçalara ayrılıp yeniden takılırken ki çıkan seslerin kadına ulaşmasını istemiyordu.
"Anlıyorum..."
"Merak etme, birkaç saate kadar korumaları göndereceğim."
"Ah, pekâlâ. Bu iyi olur," diyerek gözlerini devirdi Perin.
"Dikkatli ol, görüşürüz."
"Görüşürüz hayatım," diyerek sesli bir öpücük attı ve adamın gülerek telefonu kapattığını anladı.
Perin telefonu yatağın üzerine fırlattı. Bir hafta önce hastanedeyken Cahit beyin doktor kılığında odaya girip, kendisine verdiği saati bileğine geçirmeden evvel alt kısmındaki parmak okuyucusuna başparmağını bastırdı. Ardından saati taktı. Ekranında bir aydınlanma olunca kaşlarını çatarak başını eğdi.
Haritalar, ulaşabileceği ekip arkadaşlarının konumları ve saat kodları, telefon bağlantıları ve aktif olan arkadaşlarının kodları yazıyordu. Kodları tek tek kontrol etti fakat aradığı ismi bulamayınca derin bir nefes aldı. Kendi kodunu seslice okudu. "P105."
Hızla uçuk pembe bir kazak geçirdi üzerine. Ardından dar bir kot pantolon ile uzun çizmelerini de giydi. Kaşe kabanını da üzerine geçirerek çantasını aldı ve odadan çıkarak garaja indi. Anahtarların asılı olduğu kutuyu açtı ve bir arabanın anahtarını alarak geri kapattı.
Acelece arabaya yerleşip gaza bastı. Ormandan çıkıp, merkeze gitmeliydi önce. Henüz Engin'in adamları ortalıkta yokken bir şeyler yapmalıyım diye düşündü. Aklına tek gelen isim Cevat Ateşoğlu olmuştu. Ona ulaşmalıydı. Evet, Bordavi timinden ayrılmıştı ama yine de onunla konuşursa içindeki huzursuzluk son bulurdu belki. Gördüğü küçük marketin önüne park etti aracı. Hızla inip, koşarak içeriye girdi.
"Af edersiniz," dediğinde pos bıyıklı, göbekli yaşlı bir adam hızla ona doğru döndü ve "Buyur kızım," dedi. Perin yüzüne sahte bir ifade yerleştirdi. "Amcacım telefonunuzu kullanabilir miyim? Benim şarjım bitti de... Abimi aramalıyım."
"Tabi, kızım."
Telefonu alan Perin, sayısal hafızasını yokladı ve ezbere bildiği onlarca numaranın arasından Cevat'ın numarasını tuşladı. Telefonu kulağına dayarken, numarasını değiştirememiş olması için dualar ediyordu. Telefon çalmaya başlayınca derin bir nefes verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözbebeğindeki İhanet |Gözbebeği Serisi 2|
ActionHerkes, her şey inkâr eder. Dudaklardan dökülür bir bir itiraflar, iftiralar. Dilden gelenler firar eder iki saklı diyardan. Her doku, her hücre bir pay çıkarır kendine. Gözler bile yalan söyler. Ama gözlerin içinde barındırdığı, göz kapaklarının sa...