Herkes, her şey inkâr eder. Dudaklardan dökülür bir bir itiraflar, iftiralar. Dilden gelenler firar eder iki saklı diyardan. Her doku, her hücre bir pay çıkarır kendine. Gözler bile yalan söyler. Ama gözlerin içinde barındırdığı, göz kapaklarının sa...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Servet! Sen ne dediğinin farkında mısın? Ne demek her istediği gerçek bir şekilde olacak ya! Ben o adamdan hamile mi kalayım? Onun gibi şerefsiz biriyle nasıl yatarım ben!" diye sessizce ama haykırışı andıran bir sesle konuşarak karşısındaki adama bakıyordu Perin.
"Perin emirler büyük yerden geliyor. Karşı çıkarsan başın belaya girecek. Sen istemiyor muydun casus olmayı? İşte sana fırsat. Hem... Casus olduğunda daha beter işler yapacaksın," dedi ve alayla sırıttı. "Hayırdır, güçlü yıkılmaz Perin Hanım bocalıyor mu ne!" diyerek kaşlarını çattı ve karşısındaki kıza baktı. Perin tam ağzını açmış bir şey söyleyecekti ki arkadan Engin'in uykulu sesi duyuldu.
"Servet... Perin, bir sorun mu var?" Sesteki gerilim ve gerginlik Perin'in canını sıkmıştı. Kaşlarını çatarak geri döndü ve Engin'in boynuna sarıldı.
"Bu adam bana evde ne işimin olduğunu sordu. Kovuyordu beni."
"Servet benim sağ kolum... Servet'im sorun yok. Benim hatun bundan sonra burada kalacak. Sen öbür eve geç, bu evde koruma görmek istemiyorum," diye mırıldandığında Servet işini yaparak başını salladı fakat Perin'e de imalı bakışlarını atmaktan geri kalmamıştı.
Engin yanındaki kadını kendine çekti ve burunları birbirine değecek kadar yakınlaştırdı. Doğrudan Perin'in yeşil harelerine bakıyordu. Kendi bedenine değen zarif bedenin çıkıntıları arzusunu çağlayan bir ırmak gibi arttırıyordu. Perin'in belindeki ellerini daha da sıkılaştırdı. Kadının bebeksi yüzü ona ilk günden bile daha güzel geliyordu. Makyaj yapmadığında, doğallığı ve berraklığı su gibi temiz olduğunda Perin'den daha güzelini görmediğini düşünmeye başlamıştı.
Üstlerinin emrine yerine getirmek zorunda olduğunu bilerek rolüne küçük bir giriş yapmak istedi Perin. Hemen adam ile sevişecek değildi ya! Önce küçük birkaç numara ile kendini alıştırması gerekiyordu. Aslında Engin temiz ve yakışıklı bir adamdı. Her kadın onunla birlikte olmak için her şeyini verirdi. Daha önce pinti, pis ve daha beter işler yapmış adamlar ile birçok kez görev gereği öpüşmüş ve çok fazla olmasa da ileriye gitmişti. Engin ile bunları yaparken o kadar fazla zorlanmayacağını düşünüyordu.
"Hayatım kahvaltı hazırlayacağım," diyerek işveli bir şekilde adama sürtündü ve boynuna doladığı kollarını çözüp geri çekilmişti ki Engin onu sertçe fakat Perin'in canını yakmayacak şekilde kendine çekti. Usulca burnunu kadının boyuna sürttü, derince soluyarak erotik bir ses tonuyla mırıldandı.
"Bence kahvaltıyı sonra da hazırlayabiliriz." Perin ilk kez böylesine bir arzu hissediyordu benliğinde. Adamın ses tonu, duruşu, belini tutuşu ve boynunda dolanan dudakları içine ateş düşürmüştü sanki.
O an aslında işinin zor olmadığını anladı. Bu adamı kendisi de arzulamaya başlamıştı sonuçta. Ellerini Engin'in ensesine atarak boynuna daha fazla bastırdığında genç adam memnuniyetle açıkta kalan gerdan ve boyna küçük öpücükler bırakıyordu.
