Askeri Savunma Timi, yani AST'ın birçok askeri bir aradaydı. Hepsi özel kamuflajlarını ve gerekli ekipmanlarını kuşanmakla meşguldü. Genç adam uzun kollu asker yeşili, önünde AST'ın simgesi ve adı yazılı olan poları giydi. Üzerine kurşungeçirmez yeleğini de giyerek, cephanesini yerleştireceği askıları da kollarından geçirdi. Mermileri ve tabancaları yerleştirip siyah, zırhlı üzerine adeta ikinci bir deri gibi yapışan özel ceketi geçirdi.
Siyah postallarının içine verdiği siyah kargo pantolonunun yan ceplerindeki özel alana küçük bıçakları ve çakıları da yerleştirdi. Parmakları kesik, avuç içinde kalan kısmının kaymaz olduğu bir çift eldiveni de ellerine geçirip, uzun namlulu otomatik silahı aldı. Kontrol etti. M-16'yı kendine sabitleyerek başını kaldırdı ve herkesin hazır bir şekilde beklediğini görünce kendisi de yerini aldı.
Tim komutanı Serdar Tekin, keskin bir şekilde onları kontrol etti. İki makinalı tüfek nişancısı, iki makinalı tüfek yardımcısı, iki roket atar nişancısı ve yine iki yardımcıdan oluşan tim bu görevde daha kalabalıktı. Yaklaşık otuz kişiydiler.
"Gece görüşü için dürbünlerinizi takın," diyen tim komutanının dediğini yerine getirdiler. Adam memnuniyetle başını salladı. "Bu geceki görevde Ragıp da bizimle olacak. Çok önemli bir görevdesiniz."
Ragıp Engin Karatan. Herkesin dünyaca ünlü bir mafya olarak bildiği adamın asıl kimliği; bir AST ajanı olmasıydı. Fakat bunu kimse bilmiyordu, sadece AST gizli servisi dışında.
"Plan çok basit. İçeride bir rehine var. Hepiniz savunma kısmındasınız. Ragıp ise rehineyi oradan çıkaracak. Alan; bir kumarhane. Bilgilere göre adamların neredeyse hepsi kumarhane kısmında. Orayı kuşatacaksınız, kimse kaçamayacak. Rehine üst katta. Ragıp, kızı aldığında bize haber verecek. Helikopter ile çıkaracağız sizi oradan. Anlaşılmayan bir şey yok değil mi?"
"Hayır, komutanım."
"Yerlerinizi alın, içerideki adamlarımızdan haber geldiğinde başlıyoruz."
Herkes gecenin karanlığına saklanarak yerlerini aldılar. Engin, uzun zaman sonra Ragıp adını duymuş olmanın verdiği rahatsızlığı üzerinden bir an evvel attı ve görevine odaklandı. Bir duvarın köşesine sinerek beklemeye koyuldu.
"AST21, yerlerinizi alın, tamam!" komutunu dinlerken evde onu bekleyen Perin'i düşünüyordu. Onu yalnız bırakmak zordu; en azından timden adamlar evi gözetleyecekti.
"AST21, görev başlamıştır, tamam."
"AST01, anlaşıldı, tamam!" diyerek başını geriye yasladı. Adeta yarı oturur vaziyette eve ulaşan adamları izledi bir süre. Onlar içeriye girdiğinde, kurşun sesleri kulağına ulaştığında hızla ayağa kalktı.
"AST01, hedef noktasındayım, tamam."
Hızla arka tarafa ilerledi. Gizlendiği karanlıktan çıktığında evin tavanından aşağı sarkıtılan kalın siyah ipe baktı. Uzun namlulu silahı bedenine sabitleyerek hızla ipe asıldı. Bacakları bir örümcek gibi sağa sola sallanırken hiç zorlanmadan tırmanmaya başladı. Üst katın balkonuna yakın bir yerde durduğunda kulaklığından doğru yerde olduğunu bildirdi adamlar. Hızla ama sessizce balkona sıçrayarak silahını yeniden eline aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözbebeğindeki İhanet |Gözbebeği Serisi 2|
AcciónHerkes, her şey inkâr eder. Dudaklardan dökülür bir bir itiraflar, iftiralar. Dilden gelenler firar eder iki saklı diyardan. Her doku, her hücre bir pay çıkarır kendine. Gözler bile yalan söyler. Ama gözlerin içinde barındırdığı, göz kapaklarının sa...