Bölüm 11

235 23 1
                                    



Jane zırlamaya devam ederken ondan bilgi almadan böyle oturamazdım. Yanına diz çöküp Jane'nin elini tuttum. Bir cadının düşüncelerine girmek imkansız bir şey gibi dursa da Jane şu an güçsüzdü. Hem ben normal bir cadıda sayılmazdım. Jane'nin anılarına daldığımda ilk gördüğüm karanlıktı sonra görüntü netleşmeye başlamıştı. Jane evdeydi elinde çöp poşeti vardı. Küçük bir ıslık eşliğinde çöpü dışarıya atmaya çıkıyordu. Çöpü dışarıda ki çöp kutusuna tam atıp geri dönüyordu ki karşısında siyahlara bürünmüş Phillip beliriveriyordu.

"Lütfen Jane bana bir açıklama şansı ver. Seni hiç inci..."

Sözlerini tamamlayamadan William kapıda beliriveriyordu. Phillip o anki korku nedeniyle kaçmak isterken Jane'ye çarpıp onun yere düşmesine neden oluyordu. Bunun üzerine Jane çığlık atıyordu. Kafasını kaldırdığında ise herkesin gitmiş olduğunu görünce ağlamaya başlıyordu. Ardından zaten ben geliyordum. Elimi Jane'nin elinden çektiğimde Ashley çevreye toplanan insanlara rakun hikâyesi anlatıyordu. Kimsenin bana dikkat etmediğini düşündüğüm bir şekilde yola ilerleyip bir yön bulma büyüsü yapacakken Jane'nin bana bağırmasıyla o yöne dönmüştüm.

"Lydia!"

Bana gösterdiği yöne baktığımda William çoktan gelmiş hatta evde koltuklardan birine oturmuş kara kara düşünüyordu. Onun bu düşünceli hallerini hep yaşadığımızı biliyordum hemen koşup yanına oturdum.

"William bebeğim iyi misin?"

William sorularıma cevap vermeden ellerine bakıyordu. Sorularıma cevap alamayınca uzanıp elini tutmak için bir hamle yapmıştım ki beni reddeden bir hareketle ellerini geri çekip ayağa kalkmıştı. Şaşkınlık halim Jane ile Ashley'e de sıçramıştı. William merdivenleri çıkarken

"Ben dinlenmek için odamda olacağım rahatsız etmeyin."

Kelimeleri bastıra bastıra söylemişti. Gözden kaybolana kadar onu izledim. Anlatması için onu zorlayamazdım ki bende müsaade isteyip odama çıktım. Odama geçince William'ın birazdan girip özür dilerim demesini beklesem de böyle bir şey gerçekleşmeyecekti. O gece tek başıma yatmıştım. Bu benim William'la tanıştığımdan beri tek başıma uyuduğum ilk gecemdi. Sabah kapımın çalmasıyla uyandım. William'ın olacağını düşünerek

"Evet"

Diye seslensem de kapı aralanıp Jane kafasını uzatınca bütün hayallerim yıkılmıştı.

"Hadi hazırlanma vakti geldi. Bugün büyük gün okula başlıyorsun."

Diyerek beni uyandırmaya çalışan Jane'ye kafamla onaylayıp yatağıma geri yattım. Evet, bugün büyük gün ve soruların bol olduğu bir gün olacaktı. Yatağımdan kalkıp yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Yüzümü yıkadıktan sonra arkamdaki kapının William'ın odasına açıldığını biliyordum. Ayakuçlarımla ilerleyip kapıyı dinledim. İçeriden hiç ses gelmiyordu. William'ın hiç uyumadığını biliyordum saatlerce hiç kıpırdamadan oturduğunu da yine de şansımı deneyip kapıyı çaldım. Hiçbir ses yoktu. Kapıyı açmak için yavaşça kulpu çevirdim. Kilitliydi. Kendimi casus gibi hissetmeye başlamıştım. Kapıyı açmak için büyülerimden birini kullanmaktan hiç çekinmedim. Küçük bir klick sesi duyduktan sonra kapı sonuna kadar aralanmıştı. Oda boştu kimsecikler yok gibi duruyordu. Yatak hiç bozulmamıştı. Bütün gece koltukta oturmuş olmalıydı. Hala koltuğun ortası oturmaktan basık duruyordu. Odayı hemen hızlı bir şekilde taradım. Şifonyerin üstünde hiç garip bir şeye rastlamamıştım. Koltuğun yanına da bakmıştım. Hayır! Yok yok yok! William'ın dün neden öyle davrandığını açıklayacak hiçbir nedene ulaşamamıştım. Hiçbir şeye dokunmamaya dikkat ederek geldiğim yoldan geri dönmüştüm. Kapıyı sanki hiç açmamışım gibi geri kilitleyip arkamı döndüğümde bir çift mavi gözle burun buruna gelmiştim. William hemen karşımdaydı. Aramızda sadece bir karışlık bir mesafe vardı. Yaptığımın bir açıklaması yoktu. Suçüstü yakalanmıştım. Ama bir nokta vardı ben banyodayken nasıl banyoya girebilmişti.

KALP BEKÇİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin