cehennemin dibine git sürtük

366 18 7
                                    

Uyuduğum süre boyunca kabuslarım devam etti. Aralıksız bir şekilde...

Uyadığımda sırılsıklamdım ve titriyordum. Çünkü başımdan aşağıya bir kova buzlu su dökülmüştü. Kafamı kaldırdığımda etraf bulanıktı. Tek görebildiğim bir kadındı. Bu beni belkide bizi kaçıran sapıktı. Konuşmaya çalışıyordum ama halim kalmamıştı.

Birkaç dakika sonra kendime geldim. Artık konuşabilecek durumdaydım. Sandalyede kıpraştım. Lanet olsun! Her yerim ağrıyordu ve acayip kan kokusu vardı üzerimde.

"Seni adi pis kaltak ne istiyorsun benden!"
"Uu sakin ol güzelim istediğim bir şey yok. Tek sorun Furkan ile tanışmış olman. Seni uyardım ama dinlemedin. Şimdide cezanı çekeceksin!"
"Canın cehenneme s*rtük fahişe"

Lanet olsun kafama sert bir nesneyle vurdu ve yine etkisiz hale geldim. Gözlerim karardı. Ama duyabiliyordum odadan çıkmıştı. Bayılmamıştım. Bayılmayacaktım.
Zaten çekeceğim kadar acıyı çekmiştim. Odaya göz gezdirdim ve duvarda asılı olan bıçakları gördüm. Şimdi sessiz bir şekilde sandalye ile ilerleyebilirsem onlardan birini alabilirdim.

Tam harekete geçecektim ki ayak sesleri duymaya başladım. Bayılmış gibi davranacaktım. Kafama yere eğdim. Gözlerimi kapattım. Kapının gıcırtısını duydum. Ayak sesleri kesilmişti. Çok geçmeden kapı yine kapandı ve kilit sesi duydum. Ah hadi ama camdan atlamam gerekecekti. Süper! Evdeki tüm sesler kesildikten sonra dış kapının sesini duydum. Gidiyordu. Bu bir fırsattı acele etmeliydim.

Sandalyeyi zorla duvara kadar sürüdüm. Sinirden deliye dönmek üzereydim. Zorlanarak sandalyeyle birlikte ayağa kalktım. Bıçaklardan birini alabilecek kadar bir açıyla döndüm. Canım çok yanıyordu. En sonunda bıçağı elime aldım ve oturdum. İpe sürtmeye başladım. Arada bir kesikler elimede geliyordu ama umursamıyordum. Odaklanmam gerekiyordu.
Bileklerimden kanlar akıyordu. Berbat durumdaydim ve acayip derecede canım yanıyordu.

Sebebi neydiki. Neden hakettiğim mutluluklara sahip olamıyordum. Tek sebebi psikopatlık yapmammıydı.
Hayır! Tek suçlu babamdi her şey onun yüzünden olmuştu.
Annem onun yüzünden ölmüştü. Sokakta kalıp dilendirilmiştim. Ve bir adamın düzenli olarak günde üç sefer gelip becerdiği bir fahişe olmuştum. Hepsi o adam yüzündendi.

Elimden kanlar akıyordu ve terlediğim içinde tuz yarayı yakıyordu. Uzun süre uğraştıktan sonra bileklerim serbestti. Ayak bileklerimi kısa bir sürede açtım. Fakat şimdi buradan çıkamazdım. Çünkü beni hapsettiği yere geri gelmişti. Arabanın sesini duyabiliyordum. İplerden hiç kurtulmamış rolü yapacaktım. Uyuduğumu düşünecekti. Ayaklarıma ipleri doladım. Bıçağı elime aldım.

Merdivenlerden ayak sesleri geliyordu. Evet fahişe gelde gör ebeninkini. Yavaşça kapı aralandı. Gıcırdadı. Ve içerideydi. Lanet olsun yine kafamdan aşağı buz gibi suyu dökecekti.

"Selam cicim. Günaydin"
"Sen bir fahişesin!"
"Hmm demek canın sıkıldı."
"Evet hemde çok."
"Biraz eğlenebiliriz istiyorsan.?"
"Neden olmasın??"

Ve işte zamanıydı. Neden olmasın dedim ve tam üzerime saldırdığı anda bıçağı sapladım.

"Aauugggg"
"Geber seni sürtük. Burada çürümeye mahkumsun! Furkan nerde??"
"S.. Git"
"Söyle"
"..."

Karnına bıçağı biraz daha geçirdim. Son sözü "evde" oldu. O anki sinirle bıçağı karnına defalarca sapladım. Her yerim kan olmuştu.

Onu odaya kilitledikten sonra. Yavaşça merdivenlerden indim. Kapıda adamların dikelecek olmasından g.t gibi korkuyordum. Bi anda evde erkek çığlıkları duyulmaya başladı. Bu ses Furkan'a aitti.
Sesin geldiği kapıya doğru yürüdüm. Ama açılmıyordu. Tabi ne bekliyordumki içeri direk girebileceğimi mi!

"Furkan!!"
"Alina??"
"Lanet olsun adamım burda ne işin var! Anahtarları bulup geliyorum. Çevrede koruma falan varmıydı?"
"Hayır"

İşte fırsat buydu. Anahtarlar bizi kaçıran fahişenin üzerindeydi. Koşarak üst kata çıktım. Kaçtığım kapının önü kan olmuştu. Kan!!
Şimdilik içimde yankılanan kan kelimesini bastırmam gerekiyordu.

Sürtük kanlar içerisinde kalmıştı. Üzerini aradım. Hay bin kedi! Üzerinde bir anahtar vardı ve bu benim odamın anahtarı değildi. Aşağı indiğimde Furkan'ın bulunduğu odayıda açmıyordu. Anahtarlar yoktu. Lanet olsun şimdi ne yapacaktım. Sonuçta benim odamı anahtarlarla açmıştı. Yan oda!
Yandaki oda kilitliydi ve büyük ihtimal anahtarlar buradaydı. Bendeki anahtarda burayı açmıştı. Sürtük akıllı gözüküyordu.

Odaya girdiğimde şok oldum. Bu odada kameralar vardı. Ve anahtarlar. Kameradan Furkan'ın olduğu odaya baktım. Yatağa bağlıydı. Ve çıplaktı. Anahtarları nasıl ayırt edeceğimi düsünürken bir anda yüzüm zafer edası ile ışıldadı. Kameralarda kodlar vardı. Ve Furkan'ın odasını gösteren ekranın altında yazan kodla bir anahtarın üzerindeki numara aynı idi.

Anahtarı aldım ilk olarak kanlarla dolmuş olan odaya gittim. Bıçak aldım ve koşarak aşağı indim. Anahtar tahmin ettiğim gibi odayı açmıştı. Koşarak Furkan'ın yanına gittim. Halatları kesmekle uğraştım. Ve sonunda!

Furkan yataktan kalktı ve bana sarıldı.

"Ahhh hayvan kemiklerimi kırdın!"
"Özledim lan seni"
"İi halt ettin. Hadi araba anahtarlarını aricam sende mutfaktan yemek bul ben çok AÇIM"

Furkan mutfağa doğu ilerlerken bende arabanın anahtarlarını aramaya başladım. Araba anahtarı düşündüğümün aksine komidinin üzerindeydi.

"Furkan! Hadi be abicim senimi beklicem. "
"Geldim"

Evden kaçmamız için gerekli olan son iki kapı açıktı. Ve kapının önünde son model bir araç duruyordu. İşte fırsat budur. Bizi kaçıran sürtük hem zengin hemde akıllı çıkmıştı gitmeden önce telefonunuda aldım. Elbet ayak işleri için kullandığı adamlar ona ulaşmak isteyecekti.

Arabayı Furkan kullanıyordu çünkü benim bileklerim kullanamayacak kadar hasar görmüştü ve açtım. Furkan'ın bulduğu yiyecekleri yemeye başladım. Sonuçta işkence görüp aç bırakılan kişi tam olarak bendim. Yemek yerken planıda hazırlamıştım. İlk olarak hastaneden Luci'yi alacaktık. Eğer Luci gerçektende Furkan'ı sevdiyse bizimle kaçmayı kabul ederdi. Sonrada kafa nereye biz oraya taktiği. Belkide bulunduğumuz il dışında biryerlerde mutlu olabilirdik. Şirket ile ilgili işleri bırakacağımız bir kaç kişi olacaktı. Ve arada bir gelip önemli işlerle uğraşacaktık. Evet bu çok mantıklıydı.

İki saat kadar süren bir yolculuk ardından şehir merkezine gelmiştik. Luci'nin hastaneden çıkış yapması gereken gün bu gündü. Furkan beni hastaneye bıraktı. Sonuçta bir doktora görünmem şarttı.

Doktor ilk olarak bileklerimi sardı ve ağrılarım için ilaç verdi. Bir de morluklar için krem. Sonra Luci'nin olduğu odaya gittim. Çantasını topluyordu.
"Hey Luci"

Beni gördüğü anda boynuma atladı.

"Alina! Şükürler olsun buradasınız"
"Evet burdayız. Şimdi olanları yolda anlatırım. Artık burda kalamayız ama sen işin içinde değilsin. Bizimle ister gel ister gelme sana kalmış olan bir karar."
"Furkan nereye ben oraya"
"Peki buna sevindim."

Luci'nin çıkış işlemlerini hallettik. Furkan'ın hastanede arabasına atladık. Alacağımız zaten birkaç parça eşya idi. İlk olarak Luci'nin evine gittik. Sonrada bizimkine. Toplam üç valiz. Hepsini arabaya yükledik. O arada Furkan'da geldi. Havalimanına doğru yola çıktığımız anda telefon çalmaya başladı. Bu sürtüğün telefonuydu.
Arayan: ilk eşim💞
Buda neydi? Tanrım! Bu kadın tam bir sapıktı. Telefonu açtım

"Merhaba sürtüğün telefonu kime bakmıştınız?"

"Eşime ne yaptınız!!"
"Öldü. Onu öldürdüm. Defalarca karnına bıçak saplayarak öldürdüm."
"Ne!! S.tim seni. Nereye gidersen git seni bulacağım. Ve eşimin intikamını alacağım"
"Peki bebeğim geldiğinde hazır olucam :P"
"Cehennemin dibine git sürtük!"

Bir sonraki bölüm 40 okunma 10 vote da gelir. Ve bu arada soranlar oldu. Furkan ve Alina arasında bir ilişki başlamayacak.

PiskomanyakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin