FİNAL

706 35 3
                                    

   Arkadaşlar vote ların azalması ve okunmanın seyrekleşmesinin üzerine finali yapmaya karar verdim.Unutmayın aslında hiçbir şeyin sonu yoktur.Büyük ihtimalle yeni bir kitap yazacağım..Zamanı 5 sene daha ileri atmadan önce o gün neler oldu devam edelim...

Eda'dan....

Güney..Duru'nun kardeşi benim de dolaylı yoldan kuzenim olan Güney.Çağan pisliğinden ayrılmamla ona gittiğim için kendimden nefret ediyorum.O benim kuzenim.Onun da bana aşık olduğunu düşünmüyorum zaten.Bugün gittim ve elimde olmadan yaptığım her şey için özür diledim.Antalya'ya geri dönüyorum.Bora için Çağan yüzünden ona yaptıklarım için.Her şey çok farklı olacak.

Duru'dan..

Doruk'a onu sevmediğimi söyledim.Zaten sadece sevgiliydik.Bir bağımız yoktu.Orçun'un ise nerde olduğunu bulmak zor olacaktı.Biliyordum.Ama ilk onu sevmiştim.Onunla başlayan hikayem onunla sona ermeliydi.

5 yıl sonra ......

"Aaaaa.Ingaaa.Ingaa."

"Off Işıll."diyerek evin bahçesine çıktım.Sevimli kızım Işıl yeni doğan kardeşine zarar vermekten garip bir haz duyuyordu.Kıskançlık huyunu kesinlikle babasından almıştı.Daha 2 yaşında olmasına rağmen çok akıcı ve hızlı konuşuyordu.Hızına yetişmek zaten mümkün değildi.Onu daha fazla kıskandırmak istemiyordum.Bu yüzden küçük kızım Ilgın yerine onu kucağıma aldım.

"Annecim kardeşin daha çok küçük.Ona zarar verip ağlatman hiç doğru değil."

"Of anne ya.Bana ne.2 saattir mutfaktasın.Sıkıldım."Ellerini boynuma doladı ve ağlamaya başladı.

"Tamam bak yanımdayım annecim.Baban nereye gitti?"

Ağlamasının yerini gülümseme aldı ve ellerini birleştirerek konuştu."Bana şeker alıcak."

Bende güldüm fakat Ilgın ağlamaya devam edince Işıl'ı kucağımdan indirdim.Salıncağın yanına gittim.Bu eve yeni taşınmış olmamıza rağman Orçun kaşla göz arasında salıncağı hazırlamıştı.Kızlarını gerçekten seviyordu.Ben Ilgın'ı kucağıma alırken Orçun bahçe kapısını açarak içeri girdi.Sanırım marketteki bütün şekerleri toplamıştı.Işıl yumuk yumuk elleriyle torbaları karıştırmaya başladı.Bütün çikolataları paketlerinden çıkardı ve üst üste koydu.Ben  ve Orçun dikkatle minik kızımızın ne yapmaya çalıştığını izliyorduk.Eve doğru hızla koştu.Kapıdan girmeden önce içeri girdi ve açıklamasını yaptı.

"Bunların hepsini yiyicem.Ben yemezsem kardeşime verirsiniz"dedi ve kapıyı kapattı.Şaşkın bir halde onun arkasından bakarken Orçun yanıma oturdu.Kucağımda Ilgın vardı.Elini her zaman yaptığı gibi omzuma attı.

"Birazdan geliyorlar."

"Kim geliyor?"

"Eda ve Bora.Sana söylemiştim."

"Unutmuşum.Bu aralar çok sık gelmiyorlar mı sence de?"

"Araları bozukmuş sanırım.Sen de bi Eda'yla konuş."

"Yine çocuk yüzünden mi?"

"Sanırım."

Eda ve Bora bizden 2 sene önce evlenmişlerdi.Bora onun soyunu devam ettirecek,soyadlarına yakışacak bir oğlu olsun istiyordu.Vee tabi çocuk falan bizim Eda'ya çok tersti.En sonunda Bora'nın ısrarına dayanamadı ve oğulları oldu.Çok tatlı bir çocuk fakat Bora oğluyla ilgilenmiyor.Bu doğal olarak Eda'yı çılgına çeviriyor.Bugün gelicekler .Umarım her şey tatlıya bağlanır.

"Hayatım geldiler."

                                           *     *       *

"Aranızı düzeltmenize gerçekten çok sevindim"dedim Eda'ya.Bana gülümsedi fakat gülümsemesi çok yapmacıktı.Arkasında hüzün olduğunu düşündürüyordu.Ben bir lavaboya gideceğim diyerek sofradan kalkınca ağlamak için gittiğini anladım.Bende bir yalan uydurarak sofradan kalktım.Tuvaletin kapısına geldiğimde ağlıyordu.İçeri girdim.Bana sarıldı.Çok güçsüz durumdaydı.

"Neyin var senin Eda?"

"Olmuyor Duru.Yapamıyorum."Bunları söylerken ağlıyordu."Parmağımda sevmediğim bir adamın yüzüğünü taşımak çok ağır geliyor.Sanki parmaklarımdan kelepçelenmiş gibiyim."

"Senin bir oğlun var."dedim.O da yaptığı farkına vardı.Dik durmaya çalışarak akan gözyaşlarını sildi.

"Evet bir oğlum var.Lanet olsun ki bir oğlum var.Onu çok seviyorum.Bilirsin Duru.O bana gülümseyince kafamdaki her şey kayboluyor.Ve ben onun için evliliğimi devam ettirmek zorundayım."

Hiçbir şey olmamış gibi sessizce aşağı indi ve masadaki yerinde oturdu.Bora'nın da tedirgin olduğu belliydi.Mutlu değillerdi.Belki ileride ayrılırlardı ama şu an bu mümkün değildi.Belki de Bora soyadı için değil de Eda'yı elinde tutmak için bir bebek istemişti.Bu olası bir ihtimaldi.

Bu sırada Eda'nın oğlu Can'ın kızım Işıl'a göz kırptığını gördüm.O da buna gülümseyerek karşılık verdi.Herkes gülerken Orçun şakayla karışık sinirlenir gibi oldu.Kızına sinirli sinirli bakınca Işıl omuzlarını sanane der gibi salladı ve Can'a bakmaya devam etti.

Bu sırada kapı çaldı.Kimin geldiğini tahmin edebiliyordum.

"Hoşgeldin Güney."dedim ve elimdeki torbaları mutfağa götürdü.Her zaman ki gibi çerezden pastaya ne varsa almıştı.Buna en çok Işıl sevinecekti sanırım.Benim kızım tam bir oburdu.

Salona geldiğimde Güney herkesle merhabalaşmıştı.Eda'yı görmek onu germişti.Çünkü Eda bilmese bile Güney ona hala çok aşıktı.Bunu görebiliyordum.Ona sarılırken elini koyacak yer bile bulamıyordu.Masadaki sessizliği bozmak için fotoğraf çekmeyi teklif ettim.Herkes kabul etti.

Mutlu bir günün daha sonuna geldiğimizde Orçun'la yatağımıza uzanmış çektiğimiz fotoğraflara bakıyorduk.Işıl aramızda çoktan uyumuştu.Fotoğraflar her şeyi açıklıyordu aslında.

Can üzerinde kurulan mutsuz bir evlilik..

Güney'in Eda'ya olan bitmemiş aşkı.

Her hikaye mutlu sonla bitmezdi.Böyle olması gerekiyordu.Ben Orçun ve kızlarım ile çok mutluydum.Eda Can için sevmediği bir adamla beraberdi.Güney ise etrafında dolanan onca kıza  rağmen Eda'dan vazgeçmiyordu.

"Seni seviyorum."diye kulağıma fısıldadı Orçun.Ona sımsıkı sarılarak "Bende"dedim.

Kızımızın neşeli sesi yine gecemizi aydınlatıyordu.

"Anne saçım acıdııı" 

Sihirli OkulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin