Çağan ile ilgili soruları sona erdirmek için finali iki partta yazmaya karar verdim.Umarım kafanızda soru işareti kalmaz :)
Eda'dan
Duruların evinden ayrıldığımızda Can uyumamıştı.Onun uyumadığı zamanlarda Bora'yla iyi geçinmek zorunda kalıyordum.Kavga edemiyordum.Aslında kavgalarımız tek taraflıydı.Ben ona aklıma gelen her şeyi söverken o sessizce pencerenin önünde sigarasını içiyordu.Ben durunca "Bitti mi?" diyerek odasına gidiyordu.Onun odasıydı çünkü ben Can'ın odasında uyuyordum.Onun o leş kokusunu koklamak oğlumun rahatsız koltuğunda uyumanın yanında bile rezaletti.
Bora kapıyı açtı ve kenara çekilerek bize yer verdi.Alice ve Perne yine evi temizlemiş olmalıydı.Evett.Rus hizmetçilerimiz.Neymiş efendim.Biz sosyeteymişiz ve evimizde Türk hizmetçi çalışamazmış.Bu evde sadece 3 kişi yaşamamıza rağmen bir ordunun yatabileceği kadar yatak ve salon var.Ama en güzeli oğlum kokan odalar.Onun uyuduğu ve oynadığı odalar.
Can "Anne" deyince bütün dikkatimi ona verdim.Hayatımı değiştiren kelime buydu zaten.Çantamı koltuğa bıraktıktan sonra onu da kucağıma alarak oturdum.Bora da yanıma geldi.Normal de olsa buna müsade etmezdim fakat Can kucağımdayken bunu yapamadım.İkimizde onun gözlerinin içine bakıyorduk.
"Işıl'ın annesiyle babası hep sarılıyo ama siz hiç sarılmıyosunuz."Bunu söyledikten sonra başını göğsüme yasladı.Yaşının küçük olmasına rağmen bazı şeyleri anlıyordu.Duru ve Orçun'dan bahsediyordu.Onlar gerçekten de çok mutluydu.Tam örnek aile.Müstakil ev,büyük bahçe,iki çocuk,Duru ve Orçun.Bu malzemeleri karıştırın işte size süper aile.
Ben düşünceler içinde boğulmuşken Bora oğlunu kucağına aldı ve sorusunu yanıtladı.
"Olur mu öyle şey oğlum."Omzuma kolunu atarak devam etti."Ben anneni çok seviyorum."dedi.Sanırım gerçekten seviyordu.
"Ben de babanı."diyebildim.Can küçük ayaklarıyla evin içinde koşuşturmaya başladı."Ben fotoğrafınızı çekicemm."diyerek fotoğraf makinesini almya gitti.Babası ona fotoğraf çekmeyi öğretmişti.Küçücük ellerine rağmen muhteşem kareler yakalayabiliyordu.
"Sana yalandan da olsa sarılmayı özlemişim."dedi.Bu sırada gözlerimin içine bakıyordu.
Ben cevap veremeden Can fotoğraf makinesiyle geri döndü.Düşse de hemen kalktı ve fotoğrafımızı çekti.İlk defa Bora'nın kolu omzumdayken gerilmemiştim.Sanki benim düşüncelerimi okurmuşçasına
"Bu bir gelişme."dedi."Sen öle san."diyerek koltuktan kalktım.Bunu gülümseyerek söylemiştim.O da gülümsemişti.İlk defa karşılıklı gülümsüyorduk.Can da gülümseyince oda sanki sımsıcak olmuştu.Duru'ya şimdi hak veriyordum.Ailenin sıcaklığı enerji veriyordu.Can'ı kucağıma alarak mutfağa götürdüm.
"Birlikte kek yapalım mı annecim."
"Evett."dedi ellerini birbirine çarparak.Bu fikir hoşuna gitmişti.Mutfak girlimez bir hal alsa da onun mutluluğu her şeye değerdi.
"Babam da bizimle kek yapsın."diyince hayır demedim.Belki eğlenceli olabilirdi.
Birbirimize hamurları,unları fırlattık.Bir ara Bora'nın beni kucağına aldığını bile hatırlıyorum.Çok eğlenceli bir geceydi fakat kek yapamamıştık.En son şekilsiz kabartılar ortaya çıkınca Can "Annem kek yapamıyor baba."diyerek gülmeye başladı.Bora da gülmemeye çalışsa da kıkırdamıştı.
"Yaa gülmeyin."diyerek odama çıktım.Yalandan somurtuyordum.Can odanın kapısını aralayarak içeri girdü ve üstüme atladı.Bora da yanımıza gelince çok eğlendik.En sonunda uyuya kalmıştık.Gece bir ara kalktım.Ben Bora'nın Can ise benim göğsümde uyuyordu.Gitmek için kafamı kaldırdığımda Bora'nın sesini duydum.
"Lütfen gitme Eda.Bırak bir kere birlikte uyuyalım."Bunu söyleyince kafamı göğsüne geri koydum.Bana sarılmadı fakat kokumu içine çektiğini sezebiliyordum.Buna izin verdim.En azından bu kadarına hakkı olmalıydı ve Can uyandığındailk defa üçümüzün birlikte uyuduğunu görecekti.Her şey onun içindi.Onun mutlu olacağını rahatlığı içinde uykuma geri döndüm.
* * *
Saat sabahın 7'siydi.Alice ve Perne yeni gelmiş olmalıydı.Bora ve Can yatakta yoktu.İkisinin birlikte olduğunu düşündü.Dün geceden sonra saçlarımın dipleri bile un içindeydi.Duş aldıktan sonra aşağıya indim.Perne çalışma odasının tozunu alırken Alice Can'a kahvaltısını yaptırıyordu.
Can'ı öptükten sonra Alice'ye döndüm.
"Bora'yı gördün mü Alice?"
Bozuk türkçesiyle "Hayır efendim." dedikten sonra Can konuştu."Anne babam erkenden gitti.Ben Tom ve Jerry izlerken."
"Tamam."diyerek odama çıktım.Bu hiç normal değildi.Sabah 6 gibi çıkmış olmalıydı.Bu saatte hiçbir yere gitmii olamazdı.Zaten bugün pazardı.Çalışmıyordu da .Telefonumu elime aldım ve mesajlar bölümü açtım.
Çağan yaklaşık 3 haftadır beni rahat bırakmıyordu.Hiç bir mesajına cevap vermemiştim.Sürekli tedit dolu mesajlar atıyordu.Onu ciddiye almasam da aileme zarar vermesinden korkuyordum.Konuşmalara girdiğimde şaşkınlıktan ölüyordum.
"Bugün de buluşmazsak çok kötü şeyler olacak Eda.Artık konuşmamaız lazım."
"Tamam buluşalım.7 buçukta parka gel."
Bora benim adıma Çağan'la bulumak için randevu almıştı.Lanet olsun ki çok kötü şeyler olacaktı.Kesin onu öldürüdü.Benim de gitmem gerekiyordu.Bora'yla aramız yeni düzülmeye başlamışken bu her şeyi mahvedemezdi.
Bordo bir etek ve beyaz sandalet giymiştim.Üzerimdekileri çıkardım.Onların yerine kot ve spor ayakkabı giydim.Kot ceketimi de giydikten sonra evden çıktım.
Parka gitmem 5 dakikamı almıştı.Ben gittiğimde sadece Bora vardı.Çağan daha gelmemişti.Tam Bora'nın yanına gidip yapma diyecektim ki Çağan geldi.Ağacın arkasına saklanmak zorunda kaldım.Bir süre sonra konuşmaya başladılar.Tam olarak ne konuştuklarını duyamıyordum.
En sonunda dayanamadım ve Bora'nın yanına gitti.Arkam Çağan'a dönüktü.Bunca seneden sonra onun yüzüne bakarak yaşanmışlıkları hatırlamak istemiyordum.
"Ne işin var senin burda Eda?"
"Lütfen evimize dönelim Bora lütfen."
"Önce bazı şeyleri sonlandırmamız gerek."Bir anda ağlamaya başladım.
"Nolurr.Nolur bırak.Ben sonlandırıyım."
Parmaklarımımla kot ceketimin kollarını sıkarken arkama döndüm.Çok değişmişti.Sakalları ve çenesinde oluşan kırşıklar yaşadığı sıkıntıları ele veriyordu.Evlilik yüzüğü dikkatimden kaçmamıştı."Çağan.Bırak artık beni.Lütfen.Görmüyor musun?Ben evliyim.Bir oğlum var."Bora'nın gözlerine baktım ve elini tuttum."Ve çok sevdiğim bir kocam."dieyerek devam ettim.Bora çok mutlu olmuştu.Arkamızı döndük ve yürümeye başladık.
"Asıl gör be artık.Mahvoldum bittim.Sensiz olmuyor.Bir kızım var adı Eda.Lütfen beni nırakma."Ben onunla hiç ilgilenmeyip gitmeyi düşünürken Bora geri döndü ve Çağan'ın yüzünü dağıtıcak kocaman bir yumruk attı.
Benim çığlık atmamla Çağan yere yığıldı.Bora elimi tuttu ve son kez sordu.
"Benimle misin?"
"Sonsuza kadar."dedim ve boynuna sarıldım.Çağan sanki birinin ona yumruk atmasını bekliyormuşçasına mutluydu.
"Seni unutmam imkansız ama mutlu olman beni de mutlu eder Eda."dedi ve gitti.
Bora'ya sarılmış dururken gözümden yaşlar akıyordu.Hayat bu diye düşündüm.Kimi zaman mutlu kimi zaman mutsuz.Ama her zaman unutlu.Her şeye rağmen.Kocamın kollarında oğlumun düşüncesiyle elvada....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sihirli Okul
RomanceAşk sihirli bir dünyada kaç kere yaşanabilir? Seçim.. Seçim yapmak.Kuzenin ve onun arasında kalmak ve tabi O'nu da unutamamak...