Erenin arabasındaki o son rezilliğimden ve beni çekip yanağından öpmesinden sonra kulaklığı falan bırakıp araba son sürat giderken dışarıyı izlemeywe karar verdim. 5 dakika sonra varmıştık. Gözüm bizden daha erken gelmiş olan Yağız ve Yağmura takıldı. Sanırım gülüşüyorlardı. Tanrım ne kadarda tatlıydılar... Arabadan hemen inip onların yanïna gìttim. Arkamdan gelen ereni gördüklerinde tamamiyle yüzlerindeki o gülüş yok oldu. Yağmur hemen yanıma gelip 'ne ayak 'dercesine baktı ve bende hemen "annem taktı peşime "dedim. Sonrasında yağız erenin ben ve yağmura yakın olmaması için arkadan geliyordu. Yağızda amma kıskançmış diye düşündüm. Ben annemin düğündeki siyah elbisemi aldığım yere tekrardan girip elbise bakmaya karar verdim. Gerçekten perfect elbiseler vardı. Ve bende hemen saçlarımla uyumlu olan bir elbise seçtim. Altın rengi tonlarında olan elbise saçlarımla iyi olabilir diye düşünüyordum. (medyada var) Elbisemle birlikte gerçekten çok tatlı duruyordum ve gerçekten doğum günü kızı gibi şirin bir şey olmak için saçlarımı maşa yaptırıp kenarda toplatırım diye düşündüm ve de hafif bir makyajla çok iyi olurdu. Sonrasında yağmurda kendine elbise bakmaya başladı . Mağazanın içinde dönüp duruyorduk. Haliyle benim en yakın arkadaşlarımda benim gibi şık olacaklardı partide. Sanki doğum günü partisi gibi değilmişde düğün gibiymiş gibi önem veriyorduk. EEE TABİKi yüz kere 18 yaşıma girmeyeceğim ya. Bir kere 18 ime girecem. Bundan dolayı çok önem veriyordum. Yağmurda kendi zevkine uygun bir kıyafet seçti. Toz pembe bir elbise seçmişti ama elbise çok açıktı. Ben süper diye söze girecek iken yağız kıskanmış olacakki olmamış diye söyleniyordu. Hem erende bweni korumaya çalışıyordu hemde yağmuru başkalarından korumaya xçalışiıyordu. Yağmurda en son yeni beğendiği mavi kıyafetini aldı ve erenin halâ üzerimde olan bakışlari içerisinde mağazadan çıktık. Alışveris Merkezinde dolaşırken üzerine siyah şortunu ve siyah bluzunu geçirip şapkasını ter takmış bulunan air maxi ile resmen onunla ikiz ginbi yanında bize doğru koşan Güneş ve Uzayı gördük. Güneş ve uzay soluklanırken bizse ne olduğunu anlayamadığımız bakışlarla onları süzüyorduk. En sonunda uzay rahatladı ve konuşmaya başladı."abi sakın bir hata yapıp alt kata inmeyin."Ne oldu ne var alt katta demeden güneş lafa atladı. "Ka..kanka ismail en alt katta zuhal topaldaki hanifemnin önünü kesmiş güller falan kendince npbir ambiyans falan yapmis ve şarkı söylüyor"Jepimiz aynı ağızdan acun ılıcalı gibi "yok artık" dedik. Uzay ve güneş de rahatladılar ve hemwn simit sarayına gittik. Aklımda hala ismail ve rezillikleri vardi. Neden böyle birini tanıyordum ya. Nerden tanistigimizida hatırlamıyordum da neyse. Kendini hrrr ortamda rezil eden bir tipti. En sonunda güneş konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜVEY KARDEŞLER
HumorNazlı ve Eren'in alışa gelmiş basit klişe bir hikayesi ama onların ki tamamen ters gelişen bir hikaye. Peki kader ne zaman onları birbirine bağlayacak aileleri bu durum karşısında ne gibi yanıtlar vermeye başlayacak...