~3 BÖLÜM~

34.4K 2.1K 329
                                    

Keyifli okumalar.


Vampir olduğunu söyledi. Bu da bir insan türü müdür? En iyisi ona sormak. "Vampir nedir, oda bi insan türü değil mi?" derken gözlerini büyük büyük açtı.

"Gerçekten bunu da mı bilmiyorsun?" dedi. Yok. Nereden bileceğim ki. İlk kez bir insanla tanıştım. Acaba hepsi bu kadar kaba ve böyle şeyler mi giyiniyorlar?

"Hayır dedim ya. İlk kez seninle tanıştım. Nereden bileyim, hem ben ilk defa okyanustan bu kadar uzaklaştım." dedim havuzun kenarlarından tutunurken. Kafamı ellerimin üstüne koyup ona baktım. Bir cevap vermiyordu. Düşünüyordu galiba. Ne çok düşünüyor bu. Ben cevap bekliyorum ondan ama o... Ne kadar kaba...

Aklıma gelen ilk soruyu hemen sordum. "Şu duvarların arkasında neler var?" dedim. Arkasına baktı ve sonra bana döndü. "İyi şeyler yok! Görmek istemezsin." dedi.

'İyi şeyler yok' derken? Ne diyor bu insan olmayan yaratık. Hey bakmayın öyle kendisi söyledi insan değilmiş.

"Of hiç anlayamıyorum seni, biraz daha açık konuşsan diyorum hani?!"

Aha yine sinirlendi, iyi de ben bir şey demedim ki?

"Yine niye sinirlendin insan olmayan varlık?"

"Var ya................Niye uğraşıyorum ki ben seninle? Bana bak kızım bir an önce okyanusuna geri dön! 'Çıkamam' diye bir cevabın yok! Bir yolunu bul ve bir zahmet defol!"

"Ya sen ne kaba bi yaratıksın be! Buradan çıkmanın bir yolu olsa burada hala seni çekeceğimi mi sanıyorsun? Ahhahahhahaha şaka gibi!"

Hey bunları ben mi söyledim? Demek ki kendimden geçecek derecede sinirlenmişim ne söylediğimin farkında bile değilim. Ah, resmen kendimi bile bile ölüme attım! Lanet olsun!

"Woouuuww. Ahhahahhaa sen neymişsin be! Kızım ne bu hırçınlık?"

A-aa bu benimle dalga mı geçiyor? Ah, artık cidden sınırları aşmaya başladı. Elimi yavaşça kaldırdım ve ona odaklandım elimden uzaklaşan mavi çizgi ve yere düşen o çocuk. Ardından gelen gürleme sesi, yağmur yağmaya başlamıştı.

"Ah! Kes şunu lanet olsun!"

Yağmur giderek şiddetini arttırmaya başlarken elimi yavaşça indirdim.Elimi indirdiğim anda olağanüstü bir hızla ayağa kalkıp yanıma geldi.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Manyak mısın kızım? Hadi seni şurada öldürmemem için bir neden söyle?"

"Sen daha bana yaklaşamadan ölürsün! Al sana neden."

Ah, korkulur benden. Onu acayip sinirlendirmiştim. Tam bana yaklaşacakken ki zaten aramızda fazla mesafe yok anında onu kolundan tutup yine odaklandım ve yine yere yığıldı ama unuttuğum bir şey vardı. O bir insan yani kendisi insan olmadığını söylese de ben öyle düşünüyorum. Ani şokla havuza düştüğü için boğulabilir of lanet! Hemen havuza daldım ama o zaten yüzeye çıkıyormuş. Sıradan bir insana göre fazla dayanıklı.

Yüzeye çıkınca hemen saçlarıma yapıştı. Var ya şu an çok acıyor. "Seni ısırmamam için bir neden söyle?" dedi. Bense acıyı unutmuş sırıtıyordum. "Hayvan mısın sen ısırıyorsun?" dedim.

Her şey bir anda karardı. Gördüğüm tek şey ise onun garip dişleri ve keskin bir acı.

Kendime geldiğimde başım dönüyordu. O herif bana ne yaptı böyle.

Suyun altına yüzdüm ve biraz orada kaldım, kendime geldim. Sonra acıktığımı anladığımda su yüzüne çıktım. Gerçekten acıktım. Ama yemeye bir balık bile yok. O yüzden şunun güllerini yiyeceğim.

Kırmızı gülün dikenlerini koparıp ağzıma tıkadım. Tadı fena değilmiş ama canım balık çekti.

Şu herif de yok ki. Önce ona hesap soracağım, sonra da balık isteyeceğim.

Bana nasıl kıyar? Bir deniz kızına kıyılır mı? Açım ben aç. Yerde ki yeşilliği de yemek istiyorum ama elim yetişmiyor. Şimdi düşerim buradan, bacaklarım falan çıkar. Ay çok korkuyorum bundan. O herif beni kesin dışarı atar. Hatta şu şeylerden bile giydirir bana. Şu garip şeyleri giyinmek çok zor. Sevmedim. Çıkarasım var. Rahatsız ediyor beni.

Şu üstümdekini çıkarmaya çalışırken kapı açıldı ve içeri o herif girdi. Acaba beni nasıl bayılttı? Onun da mı özel güçleri var. Galiba dişleriyle bir şey yaptı. Artık onu kendimden uzak tutmalıyım. Böylece onu ben bayılta bilirim.

Yanıma yaklaşıp bana baktı ve çenemden tutup kendine çekti. "Artık burada istediğin kadar kalabilirsin ama karşılığında senden bir şey isteyeceğim." dedi sırıtarak.

"Neymiş o?" dedim bende hemen. Buradan çıkmamak için her şeyi yaparım ben ya. Yeter ki çıkarmasın.

"Bana kanını vereceksin." dedi çenemden elini çekerek. "Kanımı nasıl sana vereyim?" dedim. Gerçekten çok saçma. Nasıl çıkaracağım ben kanımı? Ayrıca kanımı ne yapacak?

"Onu bana bırak. Ben bir vampirim. Kanını alabilirim?" dedi. Yine vampir dedi. Nedir ya bu vampirler?

"Vampir ne demek? Sen onu bana bir açıkla." dedim.

"Vampir-Uyumayan, ölümsüz olan, yaralanmayan en önemlisi de kan içen bizim gibilere diyorlar." derken ben şok olmuştum.

Şimdi bu herif çok garip bir varlık.

Evet şimdi karar vermeliyim. Kanımı vermezsem beni buradan çıkarır ve kuyruğuma elveda derim. Ama ona kanımı verirsem burada kalabilirim. Çok basitmiş.

"Tamam kanımı vereceğim ama benim de bir şartım var." dedim.

Havuzun yanına oturup bana baktı ve "Söyle şartını." dedi sakin bir sesle.

"Bana yemem için küçük balıklar getir. Kanım gidiyor sonuçta. Açlıktan ölmemi mi istiyorsun. Güllerini bile benim karnımı doyurmuyor!" derken gözlerini büyütüp bir bana bir de olmayan güllerine baktı.

Bir anda ayağa kalktı ve sinirle "Güllerim!" diye kükredi. Evet güllerin... hani o yediklerimden bahsediyor.

"Nasıl yersin onları?" dedikten sonra boğazıma yapıştı. Ay yine acıtıyor.

"Kopardım yedim işte!" derken daha da sinirleniyordu.

Ellerini boğazımdan çekip "Sakin olmalıyım!" diye kendini sakinleştirmeye çalıştı.

Sakinleştikten sonra bana döndü ve "Sana balık falan yok. Cezalısın!" dedi. Ona öyle bir bakış attım ki, görmeniz gerekirdi.

"İyi o zaman. Tüm güllerini yiyeceğim!" dedim bende ellerimi kalbimin üstünde birleştirerek.

Yine önce güllerine baktı, sonra ise "Onlardan biri daha eksilirse, seni havuzdan çıkarırım!" dedi bana parmağını sallayarak.

"Bana ne ben acıktım. Balık getir bana!" diye mızmızlandım.

"Lütfen bana balık getir efendim, diyeceksin!" dedi. Kendini beğenmiş, kaba olan varlık.

"Hayır söylemeyeceğim!" dedim ona meydan okuyan bakışlarımı göndererek.

"Söylemezsen bende getirmem!" dedi alayla gülerek. Gül sen gül daha.

"Getirmezsen seni yanıma yaklaştırmam!" dedim bende ve suyun altına aynanın yanına indim.

Bir kaç dakika geçti ama hala bi ses yoktu. Zaten ne bekliyordum ki. Evet bir kaç tane balık bekliyordum.

Bir anda suyun kararmasıyla yukarı baktım ama şu şeyler kana benziyordu.

Balık beklerken suyun yüzeyi kan olmuştu...

Vampir ve Deniz KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin