~7 BÖLÜM~

27.9K 1.8K 241
                                    

Keyifli okumalar...

Arkadaşlar bu Karen'in hayatı. Bunların ne alaka olduğunu yakında öğreneceksiniz...

Şimdi ne yapacağım ben? Abim beni ve Karen'i ortadan kaldırmaya çalışacak. Karen ne alaka derseniz, tahtın varisi olmamı sağlayan kişi olarak onuda ortadan kaldırmaya çalışacak ya da Karen'i elde etmeye çalışacak.

Büyük ihtimalle Karen'i elde etmeye çalışacak. Taht umurumda değil sadece abimin ne kadar zeki ve kötü biri olması beni korkutuyor. İstese beni ve Karen'i fazla uzatmadan ortadan kaldırabilir ama biliyorum ki o oyun oynamayı çok sever. Bu küçüklükten beri böyle. Bir şeyi uğraşmadan yaptığında yaptığı işten asla zevk alamaz, uğraşması ve aynı zamanda karşısındakinin de uğraştığını görmesi gerekiyor. İstediğini her zaman alan birisi olmuştur ama hemen elde etmek yerine yavaşça ve uğraşarak elde etmeyi seviyor. Aynı Karen'i elde etmeye çalışacağı gibi. Ama bu sefer asla elde edemeyecek.

Karen'in anlatımından....

Kralın söyledikleri güzel şeylerdi ama Carl buna pek sevinmiş gibi gözükmüyordu. Aksine endişeli ve gergin gözüküyor. Aslında duygularını çok iyi gizleyen biri ama ben bir Deniz Kızıyım sezgilerim herkesten daha kuvvetlidir. Carl hiç bir duygusunu dışarı vuramazken ben her türlü anlayabiliyorum, aynı benden etkilendiğini anladığım gibi çaktırmayın sjdksjksj. Ben yaptığım her şeyi bilinçli yapıyorum.

Carl yapmacık bi samimiyetle, "Teşekkür ederim baba. Bana bu sorumluluğu verecek kadar güvenmen beni çok sevindirdi."
Kral sadece gülümsedi Carl ise konuşmaya devam etti, "Biz müsadenizle karımla dışarı çıkıyoruz."

"Tabi Carl, müsade sizin." Cevabı alır almaz saraydan çıktık.

Sarayın çok büyük bir bahçesi vardı. Şimdiden bacaklarım ağrımaya başlamıştı ama dışarıyı merak ediyordum. İnsanlar nasıllar merak ediyorum. Buradakilerin hepsi vampir galiba.

Bir anda ne olduğunu anlamadan havalandığımı ve hızla durduğumuz yerden uzaklaştığımızı hissettim. Gözlerimi korkudan kapatmıştım. Gerçekten korkmuştum. Ama durduğumuzu anladığımda gözlerimi araladım ve bulutlu bir gök yüzüyle karşılaştım.

Beni yere bıraktığında etrafıma baktım. Bir dağın tepesindeydik. Buraya ne ara geldiğimizi bilmiyorum ama bende böyle hızlı koşmak istiyorum.

Ama gökyüzü yağmur yağacak gibi gözüküyordu. Bu baya bir problem yaratırdı bize. Bende etrafıma hızla bakmaya başladım. Madem beni dışarı çıkardı, gözlerim bayram etsin.

Aşağıda garip evler vardı. "Oraya gidelim mi?" dedim elimle o alanı göstererek. "Hayır." diyerek kestirip attı. Bir kayanın üstüne oturmuştu ve çok düşünceli gözüküyordu. "Neden?" diye sordum merakla. "Orası vampir köyü." dedi. "E ne varmış bunda?" dedim merakla. Oraya gitmek istiyordum ben. "Daha köydekiler senin ne olduğunu bilmiyorlar benim başımı belaya sokma. Bana bir şey olacağından değil, kendin bile bile lades deme istersen." diyip bana kötü bakışlar attı. Tehdit etti resmen.

Ayağa kalkıp "Artık gidelim yağmur yağacak gibi." dedi ve beni kucağına aldı. "Beni kucağına alacağında haber versene." dedim ona bakarak. Ama o hiç cevap vermeden koşmaya başlamıştı.

Saraya dönüş...

Cidden çok yorulmuştum. Carl bana çoğu yeri dolaştırmıştı. Şuan şu küçük ve çok rahatsız edici olan küvette zaman geçirmeye çalışıyorum. Evet yeterince karada durdum, birazda suda durmalıyım. Aslında yorgunluğumu azda olsa almıştı ve birazda olsa rahatlatmıştı. Kuyruğumu cidden çok özlemiştim. Ama onu rahatça kullanamamak çok can sıkıcıydı. Ben böyle düşünürken biri odaya ayı gibi daldı. Ama kim olduğunu göremiyorum çünkü şuan banyodayım. Umarım Carl'dır.

Biraz sonra banyonun kapısı tıklatıldı ve ardından biri bana seslendi.

"Hey! Karen işin uzun mu sürecek? Seninle konuşmam gerek." O sesi duyunca korkmamak elimde değildi. Gücümde yo- bir dakika sadece insan olduğumda geçerli değil mi? Yani gücümü Deniz kızıyken kullanabilirim. Yani umarım.

"Evet, işim biraz uzun sürecek sonra konuşalım!" Aslında hiç bir zaman konuşmak istemiyorum onunla ama şimdilik geçiştirmek en iyisi.

"Pekala, o zaman sonra konuşalım." Sesinden bozulduğunu anlayabiliyordum. Ama bu adam benimle ne konuşabilir ki? Daha ismini bilmiyorum. Sadece Carl'ın abisi olduğunu biliyorum.

Carl'ın anlatımından...

Babamla biraz konuştuktan sonra Karen'in olduğu odaya doğru yürümeye başladım. Odanın olduğu koridora döndüğümde az daha abimle çarpışıyordu- hey bu herifin bu koridorda ne işi var? Karen'in yanına gitmiş olamaz değil mi? Ah, lanet olsun! O bana bir şey demeden gitmesini beklerken o benim düşündüğümün tam tersini yaparak.

"Hey! Kardeşim, tebrik ederim. Bu görevi senin alman beni çok mutlu etti inan bana. Bunu mutlaka kutlamalıyız. Napsak arkadaşları çağırıp biraz takılsak mı? Ya da dolaşmaya çıkalım. O da olmadı birlikte bir şeyler yaparız. Hıh ne dersin kardeşim?" Bu işte bir tuhaflık var. Dean asla bu kadar hevesli, samimi ve fazla uzun cümle kurmazdı. Bende ona aynı şekilde ama gayet yapmacık bi şekilde.

"Tabi bunu bir ara düşünürüz abi." Cevabıma hiç sevinmiş gibi gözükmüyordu. Ve bunu dilede getirdi kendisi.

"Oldu mu bu şimdi? Ben o kadar öneride bulundum ve sen sadece 'bir iri dişiniriz ibi' mi diyorsun? AYIP AYIP ÇOK AYIP! Kınıyorum seni!"

Ne oldu lan bu çocuğa? Mutasyon falan mı geçirdi ne yaptı anlayamadım valla. Mutasyon ne lan? Yeni teni kelimeler üretiyorum resmen.

"Peki abi, peki kutlarız." O da hevesle başını salladı ve hızla yanımdan ayrıldı. Bende direk Karen'in yanına gittim odada yoktu banyoya baktım. Oradaydı.

"Abim buraya geldi mi Karen?" Benim sesimle irkilen kız ellerini bana doğru kaldırdı. Sanırım gücünü kullanmayı düşünüyordu. Ama beni görünce ellerini indirdi rahatladığı her halinden belliydi.

"Evet geldi." Diye cevap verdi sıkıntılı biçimde. "Bir şey yaptı mı?" Ben sinirle ona bakarken o kafasını olumsuz bir şekilde salladı ve, "Hayır, hiç bir şey yapmadı. Sadece benimle konuşmak istediğini söyledi. Ama müsait olmadığımı söyleyince gitti."

"Ne konuşacakmış?"

"Bilmiyorum ki."

"Tamam. Sen daha ne kadar suda kalacaksın?"

"Yaklaşık iki saat daha burada kalacağım."

"Peki, ben içerideyim bir şey olursa seslenmen yeterli."

O kafasını sallar sallamaz odaya geçtim.

Yaklaşık İki saat sonra Karen banyodan çıktı "Ben ne giyeceğim?" Eline bir kaç eşya tutuşturdum. Hemen giyindi o sırada pencereden giren güneş ışığı elbisenin açıkta bıraktığı tenini bir elmasmışçasına parlattı. Ve ben yine ondan etkilenmekten geri kalamadım ama bu sefer sadece etkilenmekle bitmedi mesele...

Vampir ve Deniz KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin