Kahrolsun Bağzı Şeyler

212 17 2
                                    

Günler su gibi akıp geçiyordu. Su gibi derken lafın gelişiydi. Hem neden suydu acaba? Neden bira gibi, votka gibi ya da rakı gibi akmıyordu? Bu atalara da akıl sır ermiyordu. Kımız gibi bile deseler anlayabilirdi. Neden su demişlerdi? Neden hep sağlıklı takılmak zorundaydılar? Mesela az veren candan çok veren maldan diye de bir söz vardı. Konu başka yerlere gidiyordu. Neyseydi kapattı konuyu.

Doğruldu yataktan. Dolaba doğru ilerledi. Çok susamıştı. O bile susamıştı. Az önce ki tartışmadan dolayı su içmemeye karar verdi. Kahrolsundu bağzı şeyler. Dolabı açtı. Gözüne biralar takıldı. Aldı ve birini kafaya dikti. O da neydi. Dondurma kabı vardı dolapta bir de. İçinde dondurma olabilir miydi acaba? Çelişkiye düşmüştü. Açıp hayal kırıklığına mı uğramalıydı yoksa o kabı orada gizemli bir şekilde bırakmalı mıydı? Kabı eline aldı. Ağırlığına baktı. İçi bayağı dolu olmalıydı. Şöyle bir iki salladı. içindeki şey hareket etmiyordu. "Tamam" dedi dondurma olmalıydı. başka bir şey olsa o sallantıda zıplar ve ses çıkarırdı. Fakat dondurma olduğu için hareket etmiyordu. Kapağı açtı ve gözlerine inanamadı. Evet dondurmaydı. Koca bir kase dondurma. Yıllardır beklediği anı yaşıyordu. Gece rüyalarında gördüğü, hayallerini süsleyen bir andı bu. Gözleri doldu. Diz üstü çöktü. sevinç çığlıkları atıyordu. Toparladı kendini ve ayağa kalktı. Elindeki kaba baktı. Kapağını kapadı. Kış kıyamette dondurma yiyecek değildi tabii ki de. Kafayı tırlatmamıştı daha o kadar. Hem zaten bu mevsimde kim hangi amaçla o dondurmayı oraya koymuştu acaba? Bu bir suikast girişimi olabilirdi. "Zaten bizde iğne bulsan iplik olmaz iplik bulsan iğne olmaz" dedi. Yazın o kaba baktığında dolma göreceğini çok iyi biliyordu. Kışın dondurma bulması çok normaldi. Yadırgamadı.

Ayağında Che kafalı pofuduk terlikleriyle, ayıcıklı pijamasıyla ve Che T-Shirt'üyle odasına doğru ilerledi. Telefonu çalmaya başladı. Melodisi "Çav bela çav bela çav çav çav"'dı. bu melodiyi çok seviyordu bu yüzden ilk aramada şarkıyı dinler ikinci aramada telefonu açardı. Herkes alışmıştı buna artık. Arayan annesiydi. Annesi ikinci defa aradı. Açtı telefonu. Annesi, bu hafta sonu yanına geleceğini söylüyordu. Aman Tanrımdı. Şimdi n'apacaktı? Annesi evde farklı yaşam formları bile bulabilirdi. Hemen kendine bir çizelge hazırladı. Bir hafta içinde evi tertemiz yapacaktı. Evet yanlış duymadınız. 1 değil 2 değil 3 değil 4 hiç değil tam 7 günde bir evi temizleyecekti. Zira nereden ne çıkacağını o bile bilmiyordu. Antik yaratıklarla, yeni yaşam formlarıyla ve hatta uzaylılarla bile karşılaşabilirdi. Mutasyona uğramış hayvanlar, Ninja Kaplumbağalar, X-Men ve hatta iyi bir çocuk olursa şirinleri bile görebilirdi. Bunu yapabileceğine inanıyordu. Ama önce kendinden başlamalıydı.

Neyse ki saçları uzamıştı. Annesi Martı saç sitilinden pek hoşnut kalmayabilirdi zira. Duş alması gerektiğinin farkındaydı. Ama pireleriyle duygusal bağ kurmuştu. Hepsine veda etmek zorunda kalacaktı. Ama çok değil sadece bir hafta sonu ayrı kalacaklardı. Çok da koymazdı ayrılık. Sonrasında çamaşır yıkaması gerekiyordu. Kendi temizliğine 1 gün ayıracaktı. 3+1 evde yaşıyordu. Salon'a hiç girmemişti. Orada ilkel bir kabileyle karşılaşabilirdi. Kendi odasına 2 gün, mutfağa 2 gün, oturma odasına 1 gün ve salona 1 gün ayıracaktı.

Kolları sıvamanın vakti gelmişti...

Klavye ErkeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin