Temizlik günlükleri: gün 2. Salondan sonra oturma odasına pek giresim yok. Salon en yakın tarihte girdiğim son yerdi. Orada önce ölmüş sonra çürümüş ve kendi kendilerine zombileşmiş arkadaşlarla karşılaştım. Bakalım oturma odasından ne çıkacak.
Yine keşif için hazırlanıyorum. Kendimi garantiye alacam. Bu sefer ne olur ne olmaz diye katanayla girecem içeri. El fenerim yanımda. Birazdan kapıyı açıp gireceğim.
Kapının önündeyim. İçeriden ses gelmiyor pek. Kapıyı açtım. İçerdeyim. Ne olursa olsun ışığı açacağım. Riske girmeyeceğim. Işığı açtım. Herşey normal görünüyor. Zaten çok büyük bir oda değil. Koltuğa doğru geldim. Koltukta biri yatıyor sanırım. Yanına doğru gidecem. Tetkikteyim. Hareket ettiği gibi kafasını ayıracam gövdesinden. Üstünde bir üniforma var. Asker üniforması ama sanki eskilere ait.
Hop hop hop sakin ol şampiyon. Arkasından silah çıkardı. Beni rehin aldı şu anda. Kitaplığa doğru götürüyor beni. Türkçe bildiğini sanmıyorum. Bir şeyler söyledi ama anladıysam afro-amerikan olayım. Kitaplıkta bir kitabı bastırdı. Ooo yandık. Bir kapı açıldı. İnşallah içeride mitolojik mitolojik yaratıklar falan yoktur. Filmlerde bu sahneden sonra pek yaşayan olmaz ama hadi bakalım.
İçeri girdik. Bir merdivenden aşağı iniyoruz. Bu üniforma bir yerden tanıdık gelecek ama... Yoruldum yaklaşık 10 dakikadır merdiven iniyoruz. Bu inişin bir de dönüşü var. Ya hayır kütüphaneye geçit yaptın, kitaba şekil şukul yaptın bastırınca açıldı da şuraya bir asansörü yapmak niye gelmedi acaba aklına? Büyükçe bir kapının önüne geldik. Kapıda bir delik var. Oraya bir şeyler söyledi. Kapı büyük bir gürültüyle açıldı. İçeride aynı üniformayı giyen başka adamlar da var. Tavan bayağı bir yüksek. Geniş bir koridorda ilerliyoruz. Sağda ve solda Gamalı Haç flamaları var. Bir dakika yoksa bu? Yok artık. Yok canım değildir. İnşallah Türkçe tercümanları vardır. Yoksa büyük ihtimalle denek falan yaparlar beni. Başka bir kapının önüne geldik. Adam yine deliğe bir şey söyledi. Kapı açıldı fakat bu asker gelmiyor. Buradaki asker götürüyor beni. Bu da sona git gide yaklaştığımın resmidir. Buradan başta ailem olmak üzere tüm devrimci yoldaşlarıma selam olsun. Koridorun sağında ve solunda büyük fanuslarda sirkeye yatırılmış organlar var. Üstlerinde etiketle bir şeyler yazmışlar. Etiketlerde ortak bir kelime var. O da "yahudi" olsa gerek. Yahudi böbreği, yahudi dalağı gibi bir isimlendirme yapmışlar sanırım. Normal bir kapının önüne geldik. Şifreli bir şekilde kapıyı çaldı. Kapı açıldı. O asker dışarda duruyor. İlerde bir masa var. Masada yüzüne karanlık düşmüş biri var. Masada bir şeylere bakıyor. Yanında biri oturuyor. Şeref amca mı o? Hakikaten o. Adam kafasını kaldırdı yavaşça bana bakıyor. Gözlerime inanamıyorum. Adolf sen misin? Öldü diyorlar senin için. Yaşıyor musun hala sen? Mezarın falan var senin. Sana bir şey söyleyeyim. Sakın dışarı çıkma. Seni seven bir tane insan evladı yok. Sizin ergen neo-naziler de kapitalizmin kölesi oldular. Sıtarbakstan çıkmıyorlar. Şeref amca sen napıyorsun burada? Şeref amca bir önceki apartman yöneticisi. Kaybolmuştu . Demek ki naziler kaçırmış.
-Yiğenim hani bana "oturma odamda duvardan ses geliyor demiştin. Ben de bakmaya gelmiştim. Sen odaya gittin. İçeri bir girdim bunlar kazı yapıyor resmen. Almanyadan kaçmışlar. Uzun yıllar saklanmışlar. Senin odayı hiç kullanmadığını fark edince de bu sığınağı inşa etmeye başlamışlar. O sesler de bunlardan geliyormuş gerizekalı. Bana tıkırtı dedin. Adamlar balyozlarla duvarı yıkıyorlardı.
Adolf kalktı bana doğru geliyor. Boyu da kısa bunun vursam yarısı boşa gider lan. Neyine güveniyor bu adam anlamadım şimdi. Gülmemek için zor tutuyorum kendimi.
Bir şeyler söylüyosun ama anlamıyorum Adolfcum. Aha Şeref amca çevirmenlik yapıyor ya la. Şeref amca sen nerden biliyosun almancayı?
-Ben Almanya'da yaşadım yiğenim 8 sene ordan biliyorum. Bunlara çevirmenlik yapıyorum. İyi para veriyorlar.
+Seni kurtarabilirim. Gel iş birliği yapalım. Yardım et bana çıkalım buradan.
-Ne için yardım edeyim lan? Öyro cinsinden her ay trink 2000 yatıyor. Bir gün gecikmiyor. Yemek bunlardan içmek bunlardan. Niye kaçayım lan? Nazike'nin dırdırı yok kafam rahat. Resmen ikinci defa doğdum burada. Yediğim önümde yemediğim arkamda.
Hoaydaa. Şeref amca yan çizdi. Ama adam haksız da değil. Şartlar bu kadar iyiyse aslında ben de kalabilirim burada.
Bak Adolf ne dedin ne düşünüyorsun bilmiyorum. Ama şartlarını duyalım bir. Beni ikna edebilirsen tabii ki çalışmak isterim. Ama yok 2.500 tl falan dersen sanmıyorum 2.500 tl nin benim mazotuma yeteceğini. Şartlarım ağırdır. Aynen böyle çevir Şeref amca bilsin kimle karşı karşıya olduğunu.
Şeref amca çeviriyi yapıyor. Adolf bastı kahkahayı. Niye güldü anlamadım. Burada ciddi bir konu konuşuyoruz neticede yani. Şeref amcaya bir şeyler söylüyor.
- Kim? Sen mi bizimle çalışacaksın? Bizimle çalışacak olan adamı ancak biz seçeriz. Ayrıca senin gibi birine de dünyada tek kalsa bile iş teklif etmeyiz. Çünkü sen zavallı bir tatlı su solcususun. Senin hakkında herşeyi biliyoruz. Dün gece yediğin yemekten tuvalet kağıdına kadar. Hatta soğuk ağda kullandığını da yayalım istersen etrafa. Benim amacıma sen hizmet edemezsin. Sizin gibilerin kökünü kazıyacağım. Dünya yüzünde bir tane bile kalmayacak. Dünya o zaman çok güzel olacak. Böyle sizi hapsedip önce ayak tırnaklarınızı çekeceğim sonrasında oralara tuz basacağım ki acınız katlansın...
Ne boş yaptın ve Adolf. Dur bakayım. Hıh. Ta ta öldün çık Adolf. Ehe ehe ne kadar espiriktüelim. O kadar diktatör olmuşsun ama o emniyeti kapatmamışsın be Adolf. Alnının çatına yerleştirdim mermiyi. Oo kapı açıldı iki kişi girdi içeri. Masanın arkasına saklandım. Üç.. Dört.. Geldikçe geliyor herifler.
Ta ta ta ta ta. 9 kişi geldiler içeri hepsini ipe dizdim. Şeref amca vuruldu. Zaten çıkmak da istemiyordu. Kalsın burada. Masada bir tane çekmece var. Ne var acaba içinde? Kilitli. Adolftan anahtarı aldım. Açıyorum. Bir sürü kağıt var. Çoğu almanca. Aha zart bakkal fişleri. Bak hele bak sirkeleri bizim bakkaldan almışlar. Bakkal sağlam geçirmiş ama Almanları görünce. İki katından vermiş.
Şimdi çıkış var bir de. Dışarıda asker var mı acaba? Dur şunların mermileri de alayım. Gerçi filmlerde izlediğim kadarıyla bunların kurşunu bitmiyor ama işi garantiye almak lazım. Topladım bütün mermileri. Kapıyı açıyorum. Adamlardaki teknolojiye bak düğmeye basıyorsun kapı açılıyor. Vay be. Gavur yapıyor hacı.
Kapı açıldı. Koridor boş. Şu fanuslara bakacam. Beyin, dalak, böbrek, göz, akciğer, karaciğer, göğüs kafesi. Hayır amaç ne toplama insan mı yapacaksınız yani. N'oluyor bunları buraya koyunca. Neyse çıkayım artık.
Kapıya doğru ilerliyorum. Yine düğme var. Bastım açılıyor kapı. Merdivenlerden çıkıyorum yukarı. Sen düğmeye açılan kapılar yap, organları sirkeye yatır şekil yap bir asansör yapma. Alman teknolojisi diyorlar da kafa yok adamlarda. Teknoloji olsa ne olacak. Of ne yoruldum be. Kitaplığın arkasındayım. Bak bak çakal yine gidip yatmış koltuğa. Dur bakayım şu aradan... Pat. Aha indirdim. Biraz kan aktı ama artık yapacak bir şey yok.
Kitaplıktan çıktım. Buraya bir duvar örmek lazım. Kaydı kapatıyorum. Yapı markete gidip duvar için malzeme almam lazım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Klavye Erkeği
Ficción General"Ve kalktı yerinden. "Lan ne yazdım bee" diye içinden geçirdi. Balkona doğru onurlu yürüyüşünü yaptı ve bir sigara yaktı. Kimse onunla boy ölçüşemiyordu. Zira o Aşırı Laik'ti." Her cumartesi yeni bölüm gelecektir. Yorum atmayı ve beğenmeyi unutmayın...