Chapter 24

1.9K 182 30
                                    



Önceki Bölümden;

Kendine geldiğinde neler yaşanacağına dair hiçbir fikri yoktu. Ne tepki verecekti, neler söyleyecek, neler yapacaktı kestiremiyordu. Sehun yeniden kendini savunma ihtiyacı hisseder miydi emin değildi. Bu haldeyken ne kadar da masum ve zararsız görünüyordu oysa ki. Bir süre onu seyretti. Sonrasında eli esmerin elini buldu ve neredeyse gün doğmak üzereyken uyuyakaldı.


Yeni Bölüm;

Quid me nutrit, me destruit
Beni besleyen şey aynı zamanda beni yok ediyor.


- KAI -

Göğsündeki yanma hissi uyanmasına sebep olmuştu esmerin. Uzun zamandır uykunun tadına bakmamış bedeni için, geçirdiği birkaç saat bilinçsizlik hali uyuşturucu bir etkiye sahip olmuştu. Ne acımasız düşünceleri ne de başka bir şey rahatsız etmemişti onu. Yalnızca zihninin görmesine müsaade ettiği bazı görüntüler hala göz kapaklarının altında oynuyor gibiydi. Onlara katlanabileceğinden emin değildi. Bu yüzden gözlerini açtı.

Şimdi sızıyı daha net hissediyordu. Göğsünden karnına uzanan kılcal damarlar isyan ediyordu sanki. Fakat kendisi de iyi biliyordu ki isyan eden damarlar değil karnındaki kesiklerdi. Görüşünün bulanıklığını yitirdiği birkaç saniye öylece tavana baktı. Daha sonra ne durumda olduğunu kontrol etmek için aşağı yöneltti bakışlarını. Kesiklerin üzeri özenle temizlenmiş ve kapatılmıştı. Kai sargıyı kaldırdığında memnun edici bir görüntüyle karşılaşmıştı. İyileşiyordu. Neredeyse gözle görülür bir şekilde birleşiyordu birbirinden ayrılmış deri. Eskisi gibi hızlı bir şekilde yaraları kapanıyordu ve bu onu gereğinden fazla rahatlattı. Yüzündeki kesiğin uzunca bir süre iyileşmemesi canını sıkmıştı çünkü.

Yaşadığı bilinç kaybından dolayı çevresini ve olanları algılaması biraz gecikmişti. Öyle ki belinin hizasında koltuğa başını yaslamış sarışını gördüğünde eli telaşla havaya kalktı. Bunu neden yaptığını bilmiyordu. Ona dokunma fikri Kai'yi bu kadar korkutuyor olamazdı. Aksine, şu an birkaç santim ötesinde uyuyan sarışının çatık kaşlarını düzeltmek istiyordu parmaklarıyla. Kolunu havada tutmak istemediği için yavaşça kendi bedeninin yanına yerleştirdi.

Kai ne iş yerine ne de buraya gelirken düşünmemişti. Aklından binlerce düşünce, bunun öncesinde varlığından şüphe ettiği kalbinden hiç tanımadığı hisler geçiyordu. Günlerdir içini kavuran yakıcı duygularla baş edememişti. Ona karşı hissettiği suçluluk duygusu belki de daha önce hiç yaşamadığı bir şeydi. Bunları bir insana ilk kez yaşatmasa da hissettiği şeyler onun için bir ilkti. Bunun farkına varması da epey zaman almıştı. Ona daha fazla zarar vermeden hayatından çıkabilir veya kendini ona teslim edebilirdi. İkinci seçenek onun için hiç kolay görünmüyordu. Kendini birine teslim etmek. Bu benliğine aykırı bir faaliyetti. Ama Sehun'un hayatından çıkmak da girmesi kadar kolay olmamıştı işte. Kendini bulduğu yer yine sarışının yanıydı.


Bulunduğu noktada Kai bir çok açıdan karmaşık hissediyordu. İlk kez ne yapacağını bilemez bir haldeydi. Ne ona gidecek cesareti ne de ondan gidecek gücü vardı. Onunla sıradan bir insan hayatı yaşayamazdı da. En başında Dünya'ya geliş amacı bir insana bağlanmak değil, adem oğullarından almak istediği intikamdı. Bundan vazgeçerse kendisine ne olacağını bilemiyordu. Üstelik Sehun'un onu gördüğünde verdiği tepkileri düşününce onun artık bir şeyleri bildiğinden de neredeyse emin olmuştu. Ona ne tür bir açıklama yapabilirdi? Sehun Kai'nin hayatında varlığını sürdürmesine izin verecek miydi?

Bu soru aklını bir süre kurcaladı. Ne de olsa birkaç saat önce karşısında kendisine bıçak doğrultmuş bir Sehun vardı. Ve onu gözünü kırpmadan yaralamış. O dakikalar zihnini meşgul etti bir süre. Sehun'un öfke dolu gözleri gözlerini bulmuşken karnında kesikler açan bıçağı düşünmemişti bile. Bunu yapmasını istemişti. Sehun'un kendine zarar vermesini istemişti. Böylece hem suçluluk hissi biraz hafiflemiş olacak hem de sarışının öfkesi dinecekti. Fakat Sehun psikolojik olarak uğradığı yıkıma rağmen esmeri ciddi olarak yaralamaktan çekinmiş, ona hayati risk taşıyacak bir şekilde zarar vermemişti. Nefret ediyor ve aynı zamanda korkuyor olmalıydı. Kai, Sehun'un güvenini yeniden sağlayabileceğinden emin değildi.

Daha sonra şu an bulunduğu yere baktı Kai. Hala Sehun'un evinde fakat birkaç saat öncesinden farklı olarak mutfak zemininde değil kanepenin üzerinde. Üstelik kendini yaralayan eller tarafından tedavi edilmiş bir şekilde. Bunu düşündüğünde göğsünde bir sızı hissetti. Ona yaşattığı tüm acılara rağmen Sehun kendi açtığı yaraları saracak kadar merhametliydi. Kai ona karşı sorumlu hissetti. Sarışında bıraktığı acıları yok edecek kadar insan olabilir miydi?

Zihninde kasırgalar oluşturan düşüncelerine rağmen hareketsizce yattığı yerden onu izlerken Sehun'un kaşlarının bir kez daha çatıldığını fark etti. Uykusunda bile korkuları ve düşünceleri yüzünden rahatsız ediliyor olmalıydı. Kai buna engel olmak istedi. Sarışının bu gece yaşananlara rağmen huzurlu bir uyku çekmeyi hak ettiğini düşünüyordu. Elini hafifçe sarışının yüzüne doğru hareket ettirirken bir yanı hala bu konuda tereddüt ediyordu. Orta ve işaret parmakları ileri doğru uzanırken sessiz olmak için harcadığı çabayı takdir etti. Onu uyandırmaktan bu kadar korkuyor olması da normal değildi.

Aradaki santimler milimetrelere indiğinde kendi gözlerini de tıpkı sarışınınkiler gibi kapattı. Parmakları iki kaşın arasındaki kırışıklıkla temas ettiğinde, Kai zihninde yalnızca bir insana iyi hissettirecek şeylere yer verdi. Saniyeler ilerledikçe parmaklarının altındaki kasların gevşediğini ve kırışıklığın dağıldığını hissedebiliyordu. Gözlerini açtığında Sehun daha huzurlu görünüyordu. Parmaklarını onun yüzünden çekerken sarışınla temasının kesilmesini istemediğini fark etmişti. Bu yüzden ilk kez insani dürtülerinden birini bastırma gereği duymadan ellerini yukarı doğru hareket ettirdi. Bu konuda tereddütlüydü. Ne düşünerek bunu yaptığından emin değildi ancak parmaklarının saten bir kumaşı andıran saçlarla buluşmasına izin verdi.

Yumuşak diye geçirdi içinden. Üç beş tel saçın rahatlatıcı bir etkiye sahip oluşunu kabullenmek istemese de parmaklarını onların arasında gezdirdi. Parmakları okyanustaki küçük bir sandal gibi sarışının saçlarında oradan oraya savrulurken gözlerini kapattı.


- SEHUN -


Gördüğü kabus güzel bir rüyaya dönüşürken aniden yaşadığı bu duygu değişiminin uyanmasına sebep olduğunu düşünmüştü. Ancak bilinci yerine geldikten birkaç saniye sonra fark edebildi saçlarındaki hareketliliği. Uyanmasına rağmen açmadığı gözlerine şükretti. Hala uyuyormuş gibi görünmek için hareketsizliğini korudu ancak bu fazlasıyla zor bir görevdi. Saçlarında dolaşan bir el varken ve bu elin Kai'ye ait olduğuna neredeyse yüzde yüz eminken sakin kalmak gerçekten zordu. Ağır ağır nefes alıp vermeye çalışırken gözlerini açmamak için kendisiyle savaştı.

Kai'nin kendine geldiğini bilmek biraz rahatlatmıştı. Ancak saçlarında dolanan elleri onu fazlasıyla geriyordu. Bu davranışta güzel sebepler araması tamamen kendi zararına olacaktı. Saatler önce bir canavar olarak düşündüğü, yaraladığı ve sonrasında tedavi ettiği adamın şu an saçlarını okşuyor oluşu ister istemez bazı şeyler düşündürmüştü. Esmere dair olumlu şeyler. Yine de bunun için erken olduğunu biliyordu. Sehun'un orada uyuyup kalması başlı başına bir hatayken bir de uyandığı anlaşılırsa neler olur tahmin edemiyordu. Sehun, Kai'nin bu davranışının fark edilmesini istemediğinden emindi. Bu yüzden yalnızca beklemeyi seçti.

Bu sırada düşünmeye devam ediyordu. Gidebilecek kadar iyileşmiş miydi? Saatler iyice ilerlediğinde ve uyandığında o hala gitmezse ne olacaktı? Ona gitmesini söyleyebilirdi. Ya da ondan her şeyi anlatmasını isteyebilirdi. Hayır, diye düşündü. Sana efsanevi bir yaratık olduğunu söyleyecek hali yok ya. Bu konuyu hiç açmasan daha iyi. Yine de, Sehun şimdi olduğu gibi onun bu kadar yakınında durmaya cesaret edebileceğinden emin değildi.

On belki de on beş dakika. Ne kadar olduğundan emin değildi ancak saçlarındaki hareketlenme önce yavaşlayıp sonra da tamamen durduğunda onun yeniden uykuya daldığını düşünmüştü. Yine de tedbirli bir şekilde araladı gözlerini. Esmer beden gözleri kapalı ve hareketsizce uzanırken Sehun yine onun masum görüntüsüne kapılıp gideceğinden korktu. Bakışlarını kaçırdı. Fakat saniyeler sonra yine bakışlarının bulduğu nokta o olmuştu. Sehun sahiden onu anlayamadığını düşündü. Onun hakkında bir şeylerden asla emin olamayacaktı. Bunu biliyor ve belki de onu en çok çıkmaza sokan şey bu oluyordu. Esmer el başının üzerinde hala ağırlığını sürdürüyorken fısıldadı sarışın.

"Nesin sen Kai?"

Bir aksilik olmazsa sonraki bölüm final. Okuduğunuz için teşekkürler.

-mars

Deep Breath: LILITHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin