Bölüm 12

64 9 0
                                    

Asya'dan

Sinemaya gitme fikrini bile duyduğumda tedirgin olmuştum. Ve şimdi gidiyorduk. Herkes arabalarına biniyordu. Ben yine Anıl'la gidecektim. Ama hayır bu sefer olmaz kimse benim yüzümden zarar görmemeli. O yüzden ben yürümeliydim. O sırada otoparkın ortasında öylece kaldığımı unutmuşum. Anıl'ın sesiyle kendime geldim. ''Asya hadi gelsene''
''Yok ya ben yürüyerek gidiyim.''
''Saçmalama Asya gel şuraya.''
''Hayır ya yüruycem ben.''
''Ya tamamda niye?''
''Çünkü... öyle işte.''
''Bana düzgün bir cevap verir misin Asya?''dediğinde kendimi daha fazla tutamadım.''Ya korkuyorum anlıyor musun? Arabaya binersem eğer bi daha benim yüzümden kaza yaparız diye korkuyorum. Yine sana benim yüzümden bir şey olacak diye korkuyorum Anıl. Zaten bi kere yaptım o hatayı arabada yine çenemi tutamazsamda saçma sapan her şeye burnuma sokup benim yüzümden yine sana bisey olmasından korkuyorum Anıl.''dediğimde gözümden bir damla yaş akmasıyla Anıl'ın beni kendine çekmesi bir oldu. ''Korkma ben artık sana bir şey olmasına izin vermeyeceğim bana bir şey olmaz zaten. Tamam mı? Sen yeter ki iyi ol.''dediğinde ise kendimi garip bir şekilde güvende hissetmiştim. Babam bizi terkettiği günden beri ilk defa bir erkeğe güveniyordum çünkü.

Kulağıma takılan kulaklıkla birden irkildim. Yalın- Kasma çalıyordu. En sevdiğim şarkı bu. Ama Anıl nerden biliyor?'' Şimdi gözlerini kapat Asya.''
''Tamam ama neden?''
''Bana güvenmiyor musun?''bu beklemediğim bi soruydu ve birden affalasamda ''Evet güveniyorum.''dedim. ''O zaman şimdi gözlerini kapat.''
''Tamam kapattım.''dedi. Bana belimden tutarak yön verdi. Ve kapının açılma sesi duyuldu. Araba kapısının.''Anıl korkuyorum lütfen yürüyerek gidiyim ben. Film başlmadan gelirim valla.''dedim sesimin ağlamaklı çıktığının farkında olarak.'' Bak Asya şimdi bu arabaya binmezsen farklı yollar denemeye başlayacam. Hiç birine mi binmeyeceksin? Şimdi gel beraber bu sorunu aşalım ne dersin?''sesi biraz kısık geliyordu müzikten dolayı ama bütün dikkatimi ona verdiğim için dediklerini anlıyordum. ''Tamam haklı olabilirsin. Ama yine de korkuyorum.''dedim ama yinede yenik düştüm ve arabaya bindim.

**************

Ece'den

Biz alışveriş merkezine çoktan geldik. Ancak Anıllar yoktu. Bunların başına yine bir şey gelmiş olmasın ya. Hemen sağ tarafımdaki Ozan'a dönerek''Ozan Anılları arasana. Bak hala gelmediler. Ya bişiy olursa. En sok böyle olduğunda hepimiz hastanelere dökülmüştük.''
''Ece sakin ol. Arıyorum.''dedi ve telefonunu eline aldı. Biz bu sırada sinema salonlarının önündeki sandalyelere oturmuştuk.

''Alo abi nerdesiniz?''
''Geliyoruz yoldayız. Asya'nın biraz inadı tuttuda.''dedi Anıl. Sesini duyabiliyorduk çünkü Ozan daha Anıl'ı ararken elinden telefonu alıp hapörleri açmıştım.''Tamam bak adam gibi saģına soluna baka baka sür. Tamam mı lan?''
''Tamam babiş''dedi Anıl Ozanla dalga geçerek. Yok ama ben anladım bu çocuk akıllanmayacak. Daha sonra Ozan telefonu kapattı.

20 dakika sonra

Eveet sonunda astsolislerimizde geldiğine göre artık filme girebiliriz. Son olarak romantik komedi de karar kılmıştık. Girdiğimiz film gerçekten güzeldi. Bizimkilere baktığımda onalarında beğendiklerini anladım. Canlarım benim ya onalr olmasaydı ben ne yapardım?

Filmden çıktığımızda az önceki Dilara yoktu. Bişiy olmuştu sanki. Ya da aklına kötü bir şey de gelmiş olabilir. ''Benim gitmem gerek ufak bir işim var''dedi Dilara.''Nereye gidiyorsun Dilara?''
''Ya işte işim var halledip gelcem ben.''
''Bizde gelelim.''
''Olmaz''dedi ve eline telefonunu aldı. Eli titremeye başlamıştı. Telefonunu tekrar çantasına koyduğunda benim telefonuma bildirim sesi geldi.

Gönderen: Değişik
Ece bugün 1 Mart dedemin uzun uykuya daldığı gün. Şimdi gitmezsem bana küser .

Yaa tabii ya bugün Kerim dedenin öldüğü gün. Bugün tam iki yıl oldu. Ben nasıl unuttum ya. Ama onu tek başına gönderemezdim. Bende destek olamazdım yanında. Ancak Dilara bana Anıl hastaneden çıktıktan sonra okulda Berk'e de olayı anlattığını söyledi. '' O zaman Berk gelsin seninle Dilara.''
''Tamam tamam ben giderim siz takılın''dedi Berk. Bizimkiler meraklı meraklı Dilara ve Berk'in arkasından baktıktan sonra direkt bakışlarını bana döndürdüler. Sökül der gibi bi halleri vardı.

O değilde korkmaya başladım ha. Yarım saattir öylece oturuyoruz. Hiç konuşmadan. Allahım sen beni kurtar. Zaten hep her şey benim üstüme kalıyor ya. Yeter valla yeter. Aha buldum.''Bana bakın eğer böyle susmaya devam ederseni' ve bana tip tip bakmaya devam ederseniz size işkence çektiririm. Mağlum AVM deyiz.''dedim ve hepsi birden saçma sapan konulardan konuşmaya başladılar.

Allahım yarabbim ya ben ne kadar zeki bir şey oldum böyle. Ancak bi tek Ege konuşmuyordu. Gözlerini bir yere dikmiş öylece o noktaya bakıyordu. ''Ege''
''Efendim''
''Konuşmak ister misin?''
''Hangi konuda?''diyip bana hafif kaşlarını çattı. Ama Ege'nin içinde bir çocuk yattığı çok belliydi. Kaşları çattığında bile ürkütücü olamıyordu çünkü.'' Bilmem. Derdini falan anlatmak istersen ben her zaman burdayım.''
''Sağol Ece. Yani ailevi durumlar diyelim biraz karışık da. Yani ben bile olayın içinde olmama rağmen bazen anlamakta zorluk çekiyorum.''
''Oww. Fenaymış ama eğer anlatırsan açılırsın. Olayın içinden beraber çıkarız.''dedim ve sağol anlamında kafasıni salladı. Bu sırada bir öksürük sesi duydum. Ses Ozan'dan geliyordu.''Helal Ozan helal''dedim ve güldüm. Bu hareketinin yapmacık olduğu çok belliydi çünkü. ''Siz ne ara bu kadar samimi oldunuz?''dedi Ozan.'' Ozan Ege'yi mi kıskanıyorsun?''
''Yok artık. Daha neler? Ben mi kıskancakmışım ha ha ha ?'' Ozan'ın bu tepkisine hepimiz gülmüştük.

''Ee şimdi napıyoruz?''diye sordu Anılcıkım.''Bilmem Anılcıkım sana bağlı.''
''Ne alaka ?''
''Yani diyordum ki yaraların acımıyorsa lunaparka gidelim.''
''He yok ya acımıyor sen dert etme benim canım küçük kuzenim''
''Bencede iyileşmişsin artık''diyip güldüm. Şaka maka Anıl'ın bana böyle demesini bile özlemişim.

Dilara'dan

Ece benim işim var dememden analamdığı için ona mesaj attım ve sonunda anlayabildi. Geçen yıl Ece'yle beraber gitmiştik benim tontişimi ziyarete. Bu yıl da Berkle gidiyorduk. Dedem Ege hariç bizimkileri tanıyordu. Ki benim bizimkileri dedemden kıskanıp evden kovduğum olmuştur. Ne kadar bana gıcıklık olsun diye yapmış olsa da. O günler aklıma gelince yüzümde ufak bir tebessüm oluşmuştu.''Ne oldu? Neden gülüyorsun?''dedi Berk bu arada araba kullanırken.'' Berk hatırlıyor musun? Bir keresinde hep beraber dedemlere gitmiştik. Sonra ben alttan alttan sizi kıskandığımı söylemiştim de dedem bana gıcıklık olsun diye sizi sürekli övüyordu falan bende o gün sizi evden kovmuştum.''dedim ve anında yanağımdan yaşlar süzüldü.

Mezarlığa geldiğimizde dedemin mezarı direkt girişte sağ taraftaydı. Ben hemen diz çöküp ''Dedem bak biz geldik bu yıl da Berk'le geldik seni ziyarete. Ama sende çok uyudun be dede hayır yani seni bi daha görmem için benimde mi bu kadar uzun uyumam lazım? Bence sen kalkmalısın artık. Ayrıca o sana çarpan arabanın şoförünüde ben hallettim sen merak etme. Hem hep sen derdin ya benim senin gibi bir torunum olduğu sürece sırtım yere gelmez diye. Ben sırf bu yüzden seni buraya da yüz üstü yatırcaktım ama öyle olmuyormuş işte. Neyse dedem ben yine çok konuştum. Sen burda kendine iyi bak olur mu? Ben yine gelcem.''diyip kalktım ve hızlı adımlarla arabaya doğru ilerledim Berk de arkamdaydı.

Gözlerim çoktan kızarmıştı bile.

Berk'ten

Dilara'nın ne yaşadığını en iyi ben anlarım. Insanın sevdiğini kaybettiğinde içinde bir boşluk olduğunu. Annemi kaybettiğim zaman benim hissettiklerimi şu an Dilara yaşıyordu. Bir parçanın toprağın altına girmesi iğrenç bir his.''Dilara'...''

Arkadaşlae kusura bakmayın bu bölüm biraz gecikti ama hem telefonum bozuldu hem de sınav haftamdı. Kusura bakmayın. Ve oy vermeyi de unutmayın lütfen.

İki Dudak Arasında Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin