"Oo sonunda Doruk beyler teşrif etti." Adının Kaan olduğunu hatırladığım çocuk'un sesiyle barın geneli bize döndü. Doruk elimi bırakmayarak arkadaşlarının oturduğu masaya doğru ilerlemeye başladı. Bende arkasından takip ettim. Yıl başında olduğu gibi herkes bir bana bir de Doruk'un tuttuğu elime bakıyordu. Bunu pek umursamadan masadakileri selamlayarak Doruk'un yanına oturdum. Oda elini omuzuma atarak beni kendine yaklaştırdı.
"Ee nasılsın Su?" Aralarından en sıcak kanlı olan Selendi sanırsam.
"İyiyim sağol siz?"
"Ay bizde iyiyiz galiba." Yanında oturan Ufuk şaşırmış gibi yaparak Selene döndü.
"Neden galiba sıkıldın mı bakalım bizden ?" Selen yanındaki Ufuk'un yanağına bir öpücük koyarak konuşmaya başladı.
"Ya aşkım lafın gelişi o." Buna biraz şaşırmıştım. Pek sevgiliye benzemiyorlardı. En azından geçen hafta. Ama en azından Nisa ve Efe'nin sevgili olmadığına emindim. Nisa değilde Efe fazla ciddiydi zaten. Ve bana hep soğuk bakıyordu sanki. Umursamayarak Doruk'a döndüm.
"Bu gece şarkı söylemeyecek misin."
"Imm bilemiyorum. Şimdi sahneye çıkacağımda tüm kızlar bana hayran hayran bakıcak falan hiç gerek yok." Kafamı yasladığım omuzundan kaldırarak ona döndüm.
"Hadi ya bak sen. Hep öyle mi oluyor?"
"Doruk Bayraktar şarkı söylüyor tabikide hayran hayran bakıcaklar."
Elimle omuzumdaki elini atarak tek kaşımı kaldırdım."Ee bekletme o zaman sayın Doruk Bayraktar." Elini tekrardan omuzuma atarak beni kendine çekti.
"Tamam tamam gel şaka yaptım. Hemende sinirlenirmiş uyuyan güzelim. Hadi gel dans edelim biraz yani istersen." Uzattığı elini tutarak ayağa kalktım. Doruk'un elini bırakmayarak dans edenlerin ortasına geçtik. Doruk'un orkestranın oraya anlamadığım bir şeyler söylemesiyle çalan şarkı yerini daha sakin bir şeye bıraktı. Kollarıyla belimi saran Doruk'un boynuna bende kollarımı sardım. Gözlerim onun gözlerine kenetlemiştim Bir insan bu kadar güzel bakabilir miydi? Gözlerinin başkalarına bakarkenki donukluğu bana baktığında yerini ışıltıya bırakıyordu. Ya da bana öyle geliyordu. Kafamı tam olarak yetişemediğim omuzuna yaslayarak anın tadını çıkarmaya başladım. Doruk'da saçlarıma küçük bir öpücük koyarak kafasını kafama yasladı. Saatlerce böyle kalabilirdim. Ama pek uzun sürmedi. Keyfim Selin ve takımınım bara girmesiyle kaçtı. Kafamı onları daha rahat görebilmek için kaldırdım. Her zaman ki gibi boyundan dolayı belli bile olmayan eteklerini giymişlerdi. Yaptıkları makyajdan bahsetmiyorum bile. Ve malesefki fazla güzellerdi. Doruk nereye baktığımı anlamış olacakdıki eliyle kafamı tekrardan omuzuna yaslayarak belimdeki kollarını daha sıkılaştırdı. O sırada göz göze geldiğimiz Selin'e masum bir gülüş attım. Tamam pekte masum sayılmazdı. O da sadece gözlerini kısmakla yetindi. Efe'nin onları bizim masaya çağırmasıyla oraya döndüler. Ve ne yazık ki oraya oturdular. Efenin yaptığına anlam veremeyerek kafamı çevirdim.
"İstersen oturallım mı uyuyan güzel. Çünkü etraftakilerin sana olan bakışları sinirlerimi bozuyor. Niye böyle kısa giyiyorsan." Doruk'a gamzelerimi göstererek evet anlamında kafamı salladım. Elimi tekrardan elinine alarak masaya döndük. Oturduğumuzda Selin'in gözlerinin üzerimizde olması sinirlerimi bozsada belli etmedim.
"Ne zamandır gözükmüyordun Doruk." Selinin konuşmasıyla tüm gözler ona döndü.
"Öyle mi sana öyle gelmiş."
Selin tekrardan sinsice gülümseyerek konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katastrof
Teen Fiction"Sana bir şey söyleyeyim mi?" Dedim ve sırıttım. Bakışlarımı suratından çekip tavana odakladım. "Şu hayatta bir kez olsun kendimi şanslı hissettim. Oda ellerin saçlarıma ilk kez değdiğindeydi." Sanki söyleyeceklerimi unutmuşum gibi duraksadım. Oda...