Esasında hiç öyle olmaması, hatta tam tersi olması gerekirken, ne yazık ki inanç sistemlerinin nerdeyse hepsi de, insanların zihninde bir psikolojik bariyer örerek, onları çaresizce boyun eğmeye sürüklemektedir.
Bu durum; çok nadiden inanç sistemlerinin yapısından kaynaklanır. Genellikle "Din Bariyeri", dini yanlış yorumlayan ya da onu kendi çıkarları için kullanan insanlar, gruplar ya da sistemler tarafından oluşturulur.
Din, hemen her dönemde "Korku" ile eşdeğer bir olgu olarak kabul edilmiştir. İnanç gibi, ruhu en üst düzeyde besleyen o eşsiz kaynak, tıpkı trafik cezasını ödemekten korktuğu için, istemese bile zorla kurallara uymak zorunda kalan bir insan tipi çıkarır ortaya.
Korku üzerine inşa edilen kaleler yıkılmaya mecburdur. Korku; sevgiyi yok eder öncelikle. Sevginin olmadığı yerde nefret vardır. Nefret, bencilliğe açılan kapının anahtarıdır. Bencillik, sadece kendi çıkarları için yaşamak demektir ve bir insan sadece kendini kurtarmak, paçayı sıyırmak için inanıyorsa, korku kültürü onun en özel ve el değmemiş alanlarını ele geçirmiş demektir.
İnanç, bir sektöre dönüşebilir. İnsanların en zayıf ve korunmasız alanı çok kolaylıkla ele geçirilebilir. Bu öylesine sinsi bir zehirdir ki; insanları böler, ayrıştırır, "Siz" ve "Biz" diye sınıflar ortaya çıkarır.
Eşitliğin bir yanında "İkilik", diğer yanında ise "Teklik" vardır.
Yunus Emre; "Yaratılanı severim, yaratandan ötürü" derken, bir başkası çıkıp "Allah yarattı" demeden sırf inancı yüzünden insanları katledebilir ve bunu da dini inancının bir gereği olarak yaptığını iddia eder.
Çelişkiler, taraflardan birinin yanıldığını göstermiştir her zaman. Bir taraf kesin yalan söylüyordur ama hangisi?
İster dini açıdan, isterse felsefi ya da bilimsel açıdan yaklaşın; "Dualite" denen ikilik prensibi, insanın varoluşuna tamamen aykırıdır. Her şey birbiri ile bağlantılıdır ve aslında tek bir gerçek vardır. "Sen" ya da "Ben" değil, "Biz" vardır. Bir başkasının hikâyesi bizimkine benzemiyor diye, onu dışlamak ve kendini yüceltmek, teklik prensibine aykırıdır.
"Kim olduğun ya da ne olduğun önemli değil" der bilge insanlar. Ama dualiteye yenik düşmüş zihinler, her zaman bir taraf ararlar kendilerine. Bu yüzden bitmez dünyada savaşlar... Bu nedenle açlık hüküm sürer, felaketler hiç eksilmez bu yüzden...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yobazite - Raflarda
Non-FictionBiz... Din tüccarlarının cennetten arazi satmak için kandırdığı müşteriler... Doktorların önce hasta edip, sonra da tedavi ettiği masum kobaylar... Medyanın "Az Sonra" ninnileriyle mışıl mışıl uyuttuğu reyting oyuncakları... ... Açalım gözümüzü ve...