DARK RAIN 10. BÖLÜM

345 22 13
                                    

DARK RAIN

10. BÖLÜM

YAZAN: DARKK SEHUN

2 ay sonra...

Kai geniş dans salonunda sonuna kadar açılmış yüksek sesli dubstep müzikle dans ederken gözleri aynadaki bedenindeydi. Sert ve seri hareketleri ustalıkla havada süzülürken terler alnından damlalar halinde yanaklarına doğru ilerliyordu.

Kaç saat olmuştu? 3, 4 veya 5 bilmiyordu. Sadece sabah 4 de buraya geldiğini anımsıyordu. Sonrasında ise soluksuz bir şekilde çalışmaya başlamıştı. Her gün kendine bu şekilde eziyet ediyordu. Kendisi böyle düşünmese de üyelerin dediği buydu. Ama herkes kendine oyalanacak bir şey bulmak zorundaydı. Çoğu zaman yurtta duramıyorlardı bile. Hep kullanılan o klişe cümle "duvarlar üzerime geliyor" kesinlikle onlar için en uygun olan kelime idi.

Sehun dan sonra.. Grup dağılacak hale bile gelmişti neredeyse. Sonrasında ise şirketten süresiz olarak toparlanma zamanı gelmiş ve çocuklar öylesine serbest bırakılmıştı. Zaten hiçbir şey yapacak halde de değillerdi. Kai yarası iyileştikten sonra dansa geri dönmüştü. Ama bu herhangi bir hazırlık için değil, kafa dağıtmak ve her şeyden uzaklaşmak içindi. Chen hala yürüyemediği için her gün fizik tedaviye gidiyordu, Minseok ise hep onunla beraberdi ve yardımcı oluyordu. Chanyeol hala tam toparlanamamış bir haldeyken eve gelen psikolog Baekhyun ve onu tedavi ediyordu. Gerçi hepsi bir kaç seans orada bulunmuşlardı. Suho geçen hafta bırakmıştı. Diğer ikisi ise hala devam ediyordu. Luhan'ın ise Çin de bir doktora gittiğini biliyorlardı.

Luhan Sehun' un gidişinden beridir toparlanamamıştı. Uyuyamıyordu ve 5-6 kilo kadar vermişti. Bu gidişata dayanamayan ailesi ve üyeler ise onun Çin'e dönmesi konusunda hemfikir olmuşlardı. Luhan ise çok karşı çıkmış ama sonrasında ise kabul etmişti. Çünkü hepsi biliyordu ki birbirlerini görmek her şeyi daha da katlanılmaz kılıyordu. Bu yüzden cenazeden sonra mümkün olduğunca az birbirlerini görüyorlardı. Daha acıları çok tazeydi ve katlanılması çok fazla zordu. Kyungsoo ise... kimse ondan haber alamıyordu. Nerede olduğunu ne yaptığını bilmiyorlardı. Sadece arada Suho'ya iyi olduğuna ve onu aramamaları gerektiğine dair mesajlar atıyordu.

Kai tüm bunlar aklına dolarken daha da hızlanmaya başladı. Müzik kulaklarında çınlıyordu. Bir süre daha bu şekilde devam edip artık kulak uğultusundan müziği duyamamaya başladığında gözleri de karararak dengesini kaybetmesine sebep oldu ve bir anda kendini yerde bulacakken sırtına çarpan vücut ve bedenine dolanan kollarla birlikte inildedi. Kim olduğunu bile seçemeyecek kadar başı dönüyordu.

"Tanrım Jongin, kendine ne yapıyorsun böyle sen?!"

"T-taemin.." zorlukla fısıldarken Taemin onu hemen kaldırıp odanın kenarındaki minderlere uzandırdı ve hemen kalkıp yüksek sesli müziği kapattı. Ve hemen raflardan su kapıp tekrar arkadaşının yanına döndü.

"Sen yüksek sesli müzikle çalışmaktan nefret edersin. Ne yapıyorsun böyle sen? Ne zamandan beridir buradasın?" Suyu açıp şişeyi dudaklarına dayadı ve küçük bir yudum almasını sağladı.

Biraz daha bekleyip Kai'in daha da toparlanmasını sağladıktan sonra tekrar su içirdi ve sorularının cevaplarını alabilmek için kaşlarını kaldırdı.

"Unutmam gerekiyordu Tae. Düşünmemem gerekiyordu. Uyuyamadım. Saat 4 falandı sanırım emin değilim."

Taemin onaylamaz bakışlarla ona baktıktan sonra yanında getirdiği çantasının içinden streç filme sarılı bir sandviç çıkarıp açtı ve eline tutuşturdu. "Bunu hemen yiyorsun. Sonra da yurda dönüp bir güzel dinleniyorsun. Akşam da beraberiz. İtiraz yok."

DARK RAINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin