Seni görmediğim zamanlar daha çok yoruluyordum. Enerjim hiç olmuyor. Sense aksine daha mutlu ve enerjiksin. Taehyungla konuşuyorum. "Seni hiç sormuyor bile" dedi. Kalbim bin parçaya bölünürken gülümseyerek "Güzel" dedim. Göz yaşlarımı içime akıttım.
Senden gittikçe daha da uzaklaştım. Parçalandığımdan bir haber. Sadece her şeyin daha iyi olduğuna kendimi inandırıyordum. Akşamları yemek masasına gelmeyi bıraktım. Diğerleri bir şeyler olduğunu anladılar. Taehyung'un beni idare edebilmesini umuyorum ama o yalan söylemeyi beceremez.
Bu yüzden Jin Hyung'a anlattım. Bana hak verdi aynı zamanda da bunun imkansız olduğunu söyledi. Her zaman yaptığım gibi deneyeceğimi söyledim. Sarıldı ve başımı okşadı. "Kendini zorlama Jiminie, akışına bırak" O akşam hıçkıra hıçkıra ağladım. Diğerlerinin duymasını umursamadan. Sorduklarında başım çok ağrıyor dayanamıyorum artık dedim.
Doğruydu aslında sadece ağrıyan başım değil kalbimdi.
Bir aptal gibi ben ağlarken gelip sarılmanı bekledim. Belki bana acırsın diye düşündüm. Bu çok zavallıca. Aynı benim gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Day by day/p.j.m✓
FanfictionSuratın bu kadar yakınken gözlerimi senden nasıl alırım, kokun bu kadar dibimdeyken nasıl içime çekmeden durabilirim, vücudun bir adım ötemdeyken içime dolup taşan sarılma isteğini nasıl engelleyebilirim. Jungkook.. Ben senden nasıl vazgeçebilirim? ...