YEDİ
Sabah herkesi uyandırmak için odaya gelen Kate ciyak bir sesle bağırmaya başladı. Uyandırmak için en iğrenç sesi ile:
"Kalkın kızlar!!! Bugün büyük gün, kural günü."
Bunun üstüne herkes yavaş yavaş ve istemeyerek ayağa kalktı.
' Basliyicam kural gunune' diyerek soylendi Ingrid Erken kalmaya alışık olsa bile burada bu yatakta bu insanlarla olmak yerine uyumak istedi. Burada olmayı unutmak . Kardeş ile beraber olduğu rüyaya dönmek istedi. Kate bütün güzellikleri bozmuştu.Üstelerinde dün giydirdikleri kıyafetler vardı aslında onunla uyumuşlardı. Hepsi. Soylendigi gibi Sıra oldular. Kate önlerinden yürüdü. Hepsine tek tek baktı. 'Güzel ve Çirkin ayrımı yapmiyor herhalde ' diye düşündü Ingrid. yemekhaneye gittiler. Hepsinin yüzünde kahvaltı yapacakları düşüncesi eşliğinde bir gülümseme vardı. Hepsi sandalyelere oturdu. Bütün kızlar ve erkekler. Kate siyah mini bir elbise ile odaya girdi . Yine cok guzeldi ve Max yine ona hayran olmus bir sekilde bakiyordu. Kimsenin yüzüne bakmadan dün onları izlediği üst kata çıktı ve konuşmadan etrafına bakındı. Kate asildi ve dik bir duruşu vardı. Alt sınıfta olmayan bir duruş. Buna özgüven de diyebilirsiniz.
Beklenmedik bir anda merdivenlerden havalı ve hızlı bir şekilde birisi çıktı. Bütün dikkatler "Kral Düzeninin" yakışıklı çocuğundaydi. Bu çıkan kişi dün Ingridin gördüğü kişiydi ama Ingrid önce anlamadı çünkü sadece sırtını görmüştü. Dün giydiği kot aynıydı sadece ceketini giymisti. Beyaz tenliydi ,düz ve kahverengi saçları vardı. Güldüğünde yüzünde gamzesi belli oluyordu. Cenesi ve yuzu. Resim gibiydi. Cizilmis gibi. Ingridin arkasında oturan kızın dediklerini Ingrid duyuyordu ama duymamayı isterdi. Çünkü o yakışıklı çocuğu övüyordu. Ingrid hiçbir zaman erkek meraklısı olan kızlardan olmamıştı ve olmak istemiyordu. Bu cocuk farkliydi.
"Havalı girişimi mahvettin Liam."
'Demek adi Liam' diye gecirdi icinden Ingrid. Gözlerini kaçırmadan bakıyordu. Kate bunları söyledikten sonra Liam da bir süre Ingrid'i baktı
"Özür dilerim prenses bir daha ki sefere seni sırtımda taşırım." Dedi ve güldü. Herkes parlak beyaz dişlerini görmüştü.
Kate ciddiyetini hiç bozmadan dikkatleri üstüne toplamak için öksürdü ve konuşmaya başladı.
"Hiç biriniz burada olma nedeninizi bilmiyorsunuz ve merak ettiğinizin farkındayım. Zaten burada toplanma sebebimiz bu. Sizlere önceli..."
"Kate uzatma artık . Kızlar ve erkeler siz kral için çalışacaksınız. İtiraz etmek gibi bir hakkınız yok. Şimdi hepiniz ana koridordan düz gidin , çok büyük bir kapı göreceksiniz ve oradan sırayla girin."
Liam bunları söylerken Kate ona sinirle bakıyordu çünkü sözünü bölmüştü ve Kate bunu seven biri gibi görünmüyordu. Ingrid çocuğu söylediği şeylerden dolayı sevmiyordu . "İnkar etmek hakkınız yok" sözleri kulaklarında çınladı.
Herkes sıraya girip ana koridora çıktı. Büyük kapıyı görmemek mümkün değildi ve bu zamana kadar neden fark etmediğini düşundü Ingrid. O kadar beyaz yer arasında kocaman metalik gri bir kapıydı. Sıranın başında Amy vardı. Korkuyor gibi görünüyordu çünkü kapısı bile korkutucu olan bir yerin içinin ne kadar korkutucu olacağını düşünmek bile tüyleri diken diken ediyordu.
Kapıda beklediler ve bir süre sonra içerdekiler tarafından kapı açıldı. Maske takan bir sürü insan. Askere benzemiyorlardı ama yine de maske takıyorlardı. Bu maskeler biraz daha farkliydi.
Karsılarında Liam ve Kate vardı.
"Oturun" dedi Kate.
Mavi koltuklar vardı ve hepsi parlaktı. Arkaları yatıktı. Otururken uyumak gibi. Ingridin gözleri hemen Max i aradı. Maxi uzun zamandır görmüyordu ve şuan onu yanında istiyordu. Max i buldu ve hiç konuşmadan kenara çekti.
"Max ne yapacaklar bize? Ben o koltuklara uzanmak istemiyorum." Konusurken etfara bakti Ingrid. Izlenmek istemiyordu.
"Sakin ol Ingrid. Ben yanında olacağım tamam mı. Şimdi beraber o koltuklara gideceğiz ve olanları öğreneceğiz. Suan karsi cikamayiz. Simdi olmaz. Lutfen sakin ol. Sana söz veriyorum buradan beraber çıkacağız." Sonrasında sıcacık bir sarılma.
Beraber mavi koltuklara gittiler ve gözlerini kapattılar. Korkudan kendisi kapanan gozler. Ama hiçbir şey olmadı yani şimdilik. Herkes koltukları doldurmuştu ve bekliyordu. Ingrid yanında yatan çocuğa baktığı anda yanına gelen bir şey olduğunu fark etti. Yanına gelen kişi Liamdı.
"Senin adın ne ?"
"Ingrid."
"Korkmuyor musun? yani neler yapabileceğimizden."
"Hayır tabi ki senden ve kralından korkmuyorum."
Ingrid bunları söylerken aslında korkuyordu ama korktuğunu söylerse onu küçümseyeceklerdi ve bunu göze alamazdı. Burada ezilemezdi. Liam koltukta yatan Ingrid in kulağına yavaşça eğildi ve sessizce"Korkmalısın küçuk kız çünkü buradan kimse evine dönmedi." Dedi. Söyledikten sonra arkasını dönüp gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Denek
Teen FictionIngrid o günün geleceğini biliyordu . herkes gibi o da gitmek istemiyordu çünkü giden kimse geri dönmüyordu... "Korkuyor musun , sana yapacaklarimizdan?" "Hayır korkmuyorum ne senden ne de senin gibi kralından" Kulağına eğilip şöyle dedi Liam "Kork...