Sehun: Luhan!
Aç şu kapıyı!
Luhan: Tüm mahalleyi ayağa kaldırdın Sehun! Ne yaptığını sanıyorsun!
Sehun: Kapıyı açmadan hiç bir yere gitmiyorum!
Luhan: Annemler gelecek şimdi Sehun
Sehun: Ooo daha güzel
Onlar bana kapıyı açarlar o zaman bekleyeyim ben
Luhan: Sehun Tanrı aşkına derdin ne!
Bırak artık şu zile basmayı
Başım ağırdı
Sehun: Hadi kapıyı açta konuşalım
Luhan: Ne konuşaksın?
Sehun: Sen aç, konuşunca görürsün :)
Luhan: Peki bekle
Sehun: Bekliyorum :)
Luhan, son kez aynada üstünü düzeltti ve yüzündeki gülümsemeyi engelleyemeyerek kapıyı açmak için salona indi. Sehun'u çoktan affetmişti ama onun kendisi için uğraşırken ve çabalarken görmek hoşuna gidiyordu ve ondan utandığı için ayrılmasınında intikamını alıyordu. Chanyeol'a çok şey borçluydu. Nasıl olmuştu bilmiyordu ama Luhan'ın sevdiği kişinin Sehun olduğunu anlamıştı ve sonra Sehun'un da onu sevdiğini söylemişti. Sadece bunu kendine itiraf etmekte çekindiğini de söylemişti ve Luhan'ı kıskanırsa belki farkında varır ve kabullenirdi. Chanyeol ile son buluşmalarında bilerek Sehun'un sürekli takıldığı kafeye gitmiş ve biraz samimi davranmışlardı. Son gelinen duruma bakılırsa, Chanyeol'e gerçekten büyük bir teşekkür borçluydu Luhan.
Yüzündeki sırıtmayı sildi, dış kapıyı açtı. Kapıyı açmasıyla, dudaklarında hissetiği sıcaklık onu şaşkına çevirmişti. Daha ne olduğunu anlamadan, Sehun geri çekilmişti ve alınların birbirine yaslamıştı.
" Şoktan çıkman için sana üç saniye veriyorum. Üç saniye sonra tekrar öpeceğim ve sen karşılık vereceksin." Sehun, nefesini Luhan'ın dudaklarına vererek konuştuğunda, Luhan'ın göz kapakları çoktan Sehun'un yakınlığından dolayı yarılanmıştı. Sarhoş olmuş gibi hissediyordu. Bedeni uyuşmuş gibiydi ve ah dudakları alev alev yanıyordu. Kalbinin durumundan bahsetmeye gerek bile yoktu çünkü Sehun'u dışarıdan onu duyduğuna emindi.
Bu öpücüğe henüz hazır değildi, önceden bedenini buna hazırlamalıydı fakat geriye doğru saymaya başlayan Sehun ona hiç yardımcı olmuyordu.
"3." dedi Sehun, başını biraz eğip, Luhan ile dudaklarını aynı hizaya getirirken.
Luhan yüzüne çarpan Sehun'un nefesiyle, gözlerini çoktan kapatmış ve kendini ona bırakmıştı.
"2." Sehun, dudaklarını, Luhan'ın dudaklarına değdirerek konuştu.
"1" Sehun, Luhan'ın dudaklarını ele geçirdiğinde, Luhan'ın cevap vermesi gecikmemişti. Aldığı karşılıkla, Sehun'un dudaklarının kıvrıldığını hisseden de Luhan'da gülümsemişti. Hala kapının önünde olduklarını üşüyen teninden anlayan Luhan, istemeyerek geri çekilmişti. Sehun, anlamayarak Luhan'a bakarken, gözlerini Luhan'ın dudaklarından çekemiyodu.
"İçeriye gel." Sehun'u içeriye davet etti ve geçmesi için kenera çekildi.
"Beni eve mi atıyorsun?" Sehun yamuk gülüşüyle sorarken, Luhan kızarmış ve Sehun göğsüne yumruk atarak. " Kes sesini!"diyerek yapmacık bir sinirle Sehun'u terslemişti.
Salonun ortasına geldiklerinde, Sehun Luhan'a sordu.
"Eee sevgilim, odanı göstermeyecek misin?"
Sevgilim, kelimesi Luhan'ın kulaklarında uğuldarken, kendi kendine mırıldındandı. "Sevgilim."
Oy ve yorum lütfen:) Finale son 3 bölüm...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DESKTEXT!//HUNHAN
FanfictionFizik dersinde canı sıkılan Luhan, elindeki kalemle sıraya anlamsız şekiller karalıyordu. Sonra aklına, arkadaşı Kyungsoo'nun yaptığı ve ona ballandıra ballandıra anlattığı şey geldi. Neden olmasındı? Eline ispirtolu bir kalem aldı ve sıranın üstüne...