'GİRİŞ'

110 20 16
                                    

Gözlerim sımsıkı yumulu...
Gökyüzünde uçuyorum..
Kollarım her bir zerreyi içine hapsederken kafamı yukarı kaldırıyorum..
Kuşları görüyorum..
Kendime bakıyorum..
Ellerimdeki, kollarımdaki, bacaklarımdaki her yerimde varlığını belirten ipler canımı acıtmış..
Olsun..
Şimdi fark ediyorum.

Tekrar kapatıyorum gözlerimi..
Bu sefer daha sıkı ama..
Gök kokusu ciğerlerime nüfus ederken mutluydum..
Birden kuşlarım duruyor..
Benim kanatlarım duruyor..
Kaşlarım çatılmış, gözlerimi açıp tekrar göğün yukarılarına bakıyorum..
Kuşlarım durmuş.
Hareket etmiyorlar.
Hepsi bir kafesin içine hapsolmuş..
Demir kafese çarpıyorlar..
Gözümden damlayan yaş çatlak dudaklarımı eritiyor..
Kollarımı sallıyorum, ayaklarımı çırpıyorum..
Gidemiyorum..
İplerin diğer sahipleri kafeslerinde acı çekiyorlar..
Ben acı veriyorum..
Ben canlarını yakıyorum.
Bana bağlı olana acıyı tattırıyorum.

Yavaş yavaş yere süzülüyorum..
Kuşlarım kafesini kırmış..
Özgürlerdi artık..
Ben yoktum..
Acı yoktu..
İplerim sarkıyor dört bir yanımdan..
Sanki onlar da benden kurtulmak ister gibiydi.

Gözlerimi son kez yumuyorum..
Kollarımı son kez çırpıyorum..
Ciğerlerime batan nefesi son kez hissediyorum..
Son kez kafamı sonsuzluğa kaldırıyorum..
Hâla gözlerim kapalı..
Hâla içim yaralı.

Bu sefer de deniz var altımda..
Onu da duyuyordum.
Gelme diyordu..
Ben ona yaklaştıkça dalgalarını hızlandırıyordu..
O da benden kaçıyordu..
Çünkü ona da zarar veriyordum.

Denizle buluşuyorum..
Ellerim, kollarım bağlı.
Bu sefer özgür değil.
Tutsaktım.
Mavi sularına tutsaktım.
Dibe doğru gidiyorum.
Tutsak olduğum maviler içime işliyordu..
Kanımla karışıp nefes almamı engelliyordu..
Ama bilmiyordu.
Ben nefesten kaçıyordum.

Ayaklarıma değen ıslak kum parmaklarımın arasından kayıyordu..
Toprak bana acımıştı..
O, bana iyi davranmıştı.
Biraz daha kendimden geçiyorum..
Kuma karışıyorum.
Halbuki yanılmışım..
O da beni istemiyor..
Ayaklarıma batan sert kabuklar, taşlar beni parçalıyordu..
Çünkü ona da zarar veriyordum.
Ben herkes, her şey tarafından sevilmiyordum.
Çünkü ben Yaban Dikeni'ydim.

Bana ne hava..
Ne su..
Ne de toprak zarar verebilirdi.
Beni sadece sıcak yakardı..
Beni sadece ateş isterdi..
Beni yalnızca o kabul ederdi..
Bir dikene yalnızca ateş zarar verebilirdi.

YABAN DİKENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin