Selam ✋ 11. Bölüm e hoşgeldiniz... Geçen bölümde de söylediğim gibi bu bölümde kiminiz bu kadarı pes diyeceksiniz kiminiz de belki bu duruma sevineceksiniz o sizin duygu ve düşüncelerinize bağlı. Yorumlarını bekliyorum müziği açıp kendinizi bölümün içine bırakın gerçekten bölümle çok uyumlu oldu. Keyifli Okumalar diliyorum... ❤ ☕
Demet hanım baktı yüzüne Zeynep'in çok şaşkındı... Kızının hiç yanaşmadığı konulardı oysa, hep kendisi açar Zeynep kapatmaya çalışırdı. Şimdi ise kızı evlilik planları yapıyordu. Ne diyeceğini bilemedi Demet hanım sustu bir süre... Tekrar kızına döndü sonra kelimelerini toparlayarak konuşmaya başladı :
"İyi düşündün mü kızım ?"
"Evet anne, bu soruyu kendime çok sordum ama hep aynı yanıtı aldım. İnsan gerçekten seviyorsa ve gerçekten seviliyorsa bunun bi adı olmalıydı. Sen zaten Borayı kendi evladın gibi görüyorsun, bugüne kadar bi yanlışını da görmedin. Razı olacağını bildiğim için sana bunları söylüyorum yoksa böyle bir konuyu kesinlikle açmazdım. Şimdi ise zor olan görev sana düşüyor babama benim sana söylediklerimi senin de ona söylemen gerekiyor."
"Heeh ben daha bunun şokundan çıkamadım bir de babanın vereceği tepkiyi düşünmek bile istemiyorum."
"Annem babam seni dinler sen onun 20 yıllık eşisin onu bir tek sen ikna edebilirsin."
"Bu çok ciddi bir mesele Zeynep öyle he deyince olmuyor. Babanın keyifli bir anını yakalamak lazım ki öyle açalım."
"Yaparsın sen annem benim bir tanem."
"Boraya hemen bir şey söyleme biraz Zaman geçmesi lazım."
"Tamam annem."
Demet hanım Zeynep'in odasından çıktıktan sonra Zeynep yatağında mutluluktan zıplamaya başladı. Bir an önce bu haberi Boraya vermek istiyordu, ama annesinin sözünü dinleyerek bir süre bu konuyu açmamaya karar verdi. Yufka yürekliydi aslında babası ama tek kızıydı sonuçta, zordu biricik kızını ele göndermesi... Nasıl dayanırdı baba yüreği ? Nasıl izin verirdi yuvadan uçup gitmesine ? Zordu... Çok zor...
Düşünmek istemedi Zeynep bunları... Düşündükçe içi sıkılıyor mutluluğunun kapılarını kapatıyordu. Düşünmek istediği sadece sevdiği adamla evlenmek istediğiydi. Başka bir şey düşünmek istemiyordu Zeynep... Gözlerini kapattı kötü düşüncelerini bir kenara atıp kendini uykuya bıraktı.
***
Kaçıncı kadehti bilmiyordu Kerem... Ama biten her bardağını yeniden dolduruyordu. Bu gece kendini kaybedene kadar içmek istiyordu sadece... Hiç bir şey hatırlamak istemiyordu bugünden geçmişine kalan... Hepsi bu gece silinip gitsin istiyordu hafızasından... İstediği sadece hayatına tertemiz bir sayfa açmaktı içinde bol miktarda mutluluk olan... Çünkü geçmişi acı veriyordu, kendisine yapılan haksızlıkları yeniden hatırlamak yeniden yaşamak istemiyordu. Kim isterdi ki zaten ? Kimse ! Biten bardağını yeniden dolduruyor, bir içişte bitiriyordu. Elleri titriyordu artık, kendini kaybetmiş gibiydi. Dokunsalar ağlayacak değil de dokunsalar yıkılacak gibiydi. Ayağa kalkmaya çalıştı Kerem, o kadar sarhoştu ki burnunun ucunu göremiyordu. Sandalyeyle birlikte yere yığılıverdi, hiç tanımadığı insanlar koştu yardıma... Ayağa kalktı Kerem zar zor dışarı attı kendini. Nereye gittiğini bilmeden yürümeye başladı, bu şehrin karanlık sokaklarında kaybolmak, bir daha geri gelmek istemiyordu sadece. Şu an elinden tutacak birini bulsa bir daha bırakmazdı diye düşündü Kerem... O kadar sevilmeye sevmeye ihtiyacı vardı ki yalnızlığına bir kez daha isyan ediyordu Kerem. Aklından bir türlü çıkmayan kahverengi gözlere ne demeli ? İmkansız olduğunu bilse de çıkmıyordu işte... Daha fazla yürüyecek takati kalmadı Keremin... Oturdu bi banka uzattı ayaklarını, kapattı uykuya yenik düşen gözlerini...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mahalle Kızı #Wattys2015
Fanfiction" Benim Mahallem Ailem Gibidir... Bakkalı, Marketi, Kasabı, Pastanesi, Pazarı... En Önemlisi De İnsanları Çok Cana Yakındır... Benim Mahallemde Şen, Şakrak, Çocuk Sesleri Hiç Eksik Olmaz. Heleki Keyfim Yerindeyse Sokağın Ortasında Roman Hava...