4.Bölüm-Tercihlere Saygı Duyarım.

2.8K 108 26
                                    

Hey Herkese merhabaa! Umarım hikayeyi arkadaşcağızlarınıza öneriyorsunuzdur çünkü bu hikayenin okuycusunun az olmasını istemiyoum :( Öyle bir manyağım ben işte.

Yorum ve vote için teşekkür ediyorum.

Yanımda olanlara özel olarak teşekkür ediyorum.

Sizi seviyorum.

İyi okumalar :)

Kabinin üstünde duran küçük vücuduna baktım. Oraya nasıl çıktığıyla alakalı hiçbir fikrim yoktu. Duvarın kenarına oturmuş, gülerek bana bakıyordu. O etekle cesaret edip oraya çıkmıştı.O kısa etekle oraya çıkmamalıydı. Bacaklarının çoğunu görüyordum. Utançla başımı öne eğdim. Bu çok ayıp bişey geliyordu. Başka erkekler nasıl olurda kızların bacaklarına bakabilirlerdi ki bu çok kabaydı.

Kıkırdadığını duydum. Bu kıkırdaması diğer kıkırdamalarına göre çok güzeldi. Oraya nasıl çıktığını bile bilmiyordum. Tanrım! Oradan düşebilir ve bir yerini incitebilirdi.

Başımı yerden kaldırmadım 'Ora-da-dan inme-lisin. İncin-nebi-bilirsin.'

Derin bir nefes alışını duydum. 'Beni tutarsan inebilirim.'

Başımı refleks olarak ona çevirdim. Ah! Onu tutamazdım. O etekle hiç tutamazdım. Gülümsüyordu. Sürekli olduğu gibi yine gülümsüyordu. Güzel bir gülümsemesi vardı. Her kızın gülümsemesi güzeldir. Kollarını bana doğru uzattı. Onu tutarsam bu dar kabinin içinde iki kişi olacaktık, yakalanırsak insanlar yanlış şeyler anlayabilirdi. Başımız belaya girerdi.

'Özür di-dilerim ama s-seni tutamam.' diye mırıldandım.

O kısa eteğini önemsemeden bacak bacak üstüne attı ve ben yine başımı öne eğdim. Acaba bu kaba bir davranış mıydı? Yani onu tutamadım. Burada olmamalıydı bile. Beni ağlarken görmesi garipti. İnsanlar genellikle beni gülümsememle ya da ifadesiz suratımla görürlerdi.

'Ha-Harry yoksa bana da mı kızgınsın?' dedi sesi birazcık katı çıkmıştı.

Başımı iki yana salladım. Ona kızgın değildim ama onla arkadaş olmak düzgün bir davranış gibi gelmiyordu. O ve ben farklıydık.

'O zaman beni tut.' dedi yine başım iki yana sallandı.

'Tutmazsan kendim inerim ve incinirim.'

Başımı ona kaldırdım ve yüzüne sabitledim. Kollarını birbirine dolamış, çatık kaşlarla bana bakıyordu. Ne kadar kaba bir davranış olsa da derin bir havayı ağzımdan dışarı boşalttım ve kollarımı ona uzattım. Gülümsedi ve oda kollarını bana uzattı. Onu kavradım ve oda kendini aşağı bıraktı. Vücutlarımız birbirine değerken ayakları yere değdi.

Gülmeye devam ederken kollarımın yanında duran elleri kollarımı sıktı 'Vay canına! Kasların var.' dedi hayretle.

Yanaklarımın kızardığını biliyordum. Bundan nefret ediyordum. Yanaklarımın kızarmasından nefret ediyordum. Bana böyle şeyler söylememeliydi.Küçücük bir kabinin içindeydik ve çok yakındık. Bu çok fazlaydı.

'Buras-sı erkekle-ler tuvale-titi burada olma-maman lazım.'

Omuz silkti ve kollarını boynuma dolayıp beni kendine çekti. Kokusu çok güzeldi. Greyfurt gibi kokuyordu. Ellerimi nazikçe beline yerleştirdim. Sanırım Grace sarılmayı çok seviyordu. İsmi çok güzeldi. Elleri çok nazikti.

'Yine kekeliyorsun. Bu sorunu aşmamız lazım. İkimiz arkadaşız arkadaşlar birbirlerinden çekinmez ve utanmaz.'

Başımı salladım. Başını göğüsüme koydu sonra geri çekilip elleriyle gözlerimin altına sildi. Hemen gözlerimi kaçırdım. Kızlar ağlayan erkeklerden hoşlanmazlardı. Ağlamam yanlıştı. Her şeyde küçük bir bebekmişim gibi ağlıyordum. Bu beni zayıf gösteriyordu.

Şansın Kötü Tarafı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin