17.Bölüm- Senin...

1.9K 76 26
                                    

Biliyorum geç geliyor yarına yb yetiştirmeye çalışacağım.

Vote ve yorumlar için teşkkürleerr.

Bi dahaki bölüm ithafenler yapacağııım =)

İyi okumlar.

NOT: KÖTÜ BİR BÖLÜM OLDU

Önümdeki çelik kapıya baktım. Annemle kavga ettikten sonra izin almak hayli zor dolmuştu bir de kavgayı 'Grace'le konuşma.' adlı konu üstüne yaptığımız için annem izin vermemekte diretti. Ondan beş altı kere özür diledikten sonra Grace'e benim için bir şans daha vermesini istemiştim. Zorlada olsa bunu kabul edip beni onaylamıştı. Değiştiğimi biliyordum ama aslında bu isteyerek gelişmiyordu ben büyüyordum ve değişiyordum bu kontrol dışı bişeydi. Farklı hisler tadıyordum.

Okuldaki günüm kısa ve öz geçmişti. Wade'i görmedim ya da beni döven çocuklardan birini... Tabi mutlu olduğumu söylemem gerekecek çünkü Steven da yoktu ve bu nedensizce beni mutlu etmişti. Grace'i bir daha görmemiştim ama bana 'Geç gelme.' diye bir mesaj atmıştı ve bende vazgeçmediğini anlayabilmiştim.

Önümdeki çelik kapı gıcırtıyla açıldığında Grace karşıma çıktı. Küçük bedenini eşofmanla süslemişti. Bu haliylede gayet hoş duruyordu. Onu çok fazla eşofman giyerken görmezdim.

'Neden kapıyı çalmıyorsun?' diye sordu.

'Şey... Çalacaktım.' dedim gülerken.

Kaşlarını çattı ve kapıyı sonuna kadar açarak beni içeri davet etti. Bugün onun kolundan tutuşum ve içeri çekişim kabaydı ama bu konu hakkında hiçbir şey dememişti rahatsız olmadığını anlamıştım zaten. Belki de içten içe sevinmişti.

Çantamı koltuğun yanına bırakıp koltuğa oturdum. Grace de hızla yanıma gelerek kendimi yanıma bıraktı.

'Bugün seni görmedim.'

Omuz silkti. Omuz silkmek bile onda çok güzel duruyordu. Sırıttı 'işlerim vardı.'

Onu onaylarcasına başımı salladım. İşlerinin olması beni meraklandırmıştı ama soramazdım. Aramızda birkaç günlük soğukluk girmişti ve ben onla kendimi eskisi gibi hissedemiyordum. Aslında ne hissediyordum bilmiyorum bile ama yine de onla bu kadar samimi konuşma hakkını tanıyamıyordum.

'Agness'la konuştuğunuzu gördüm.'

'Evet konuştuk.'

Agness ona umarım söylememiştir yoksa bir de bu saçma şeylerle uğraşıp Grace ondan uzak tutmam gerekecek. Uzat tutmaktan bahsediyorken yani Grace ona saldırabilir ondan bahsediyorum.

'Seni kimin bu hale getirdiğini söylemiyor ama biliyor.'

Sustum. Küçük vücudunu bana yaklaştırdı ve başını omzuma koydu.

'İstesem sana söylettirebileceğimi biliyorsun değil mi?'

Uyarıcı bir ses tonuyla konuştum.

'Grace lütfen.'

Hızla yerinden kalktı ve soğuk gözlerini bana dikti. 'Hadi yemek yiyelim.' Arkasını yürürken 'Sonunda öğreneceğim.' diye mırıldandığını duydum.

Yemek gayet güzel olmuştu. Grace görüşmediğimiz günlerde neler yaptığını söylemişti ve beni merak ettiğini ama bana çok kızıp gelmediğini söylemişti. Ona hak veriyordum bende kendimi çok kızmıştım. Aslında Grace olmadığı zaman ne kadar yalnız olduğumu farketmiştim. Tabi bunları Grace'e söylemedim sadece çok fazla özür daha diledim ve kızdığımı söyledim. O ise elini yanağımdaki geçmek üzere olan morluğun üzerinde gezdirip böyle şeylerin olabileceğini söylemişti.

Şansın Kötü Tarafı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin