Elliot'un bana dokunmasıyla uyandım. Sanırım uykuya dalmıştım ve Elliot uyandırmak istememişti. Dün yaşadıklarımız kötüydü o yüzden Elliot'un böyle davranmasını anlıyordum. ''Günaydın.'' dedi duygusuz bir biçimde. ''Günaydın.'' dedim ve telefonuma uzandım. Kimse aramamıştı, büyükannem ve büyükbabam beni artık seviyor muydu acaba? Yada, unutmuş olabilirler miydi? Onları aramak içimden gelmese de bunu yapmak istiyordum. Ama ne kadar istesem de onları arayamazdım. Telefonu tam koyarken bir mesajın geldiğini gördüm ve mesajı açtım. Açtığımda ağızım açık kalmıştı. Sesim ne kadar titrese de mesajı sessiz bir biçimde okudum. Mesaj annemden gelmişti.
Merhaba Flora, biliyorum bunu sana söyleyecek kişi ben değilim büyükannen ama büyükannen bunu sana söylemeye cesaret edemiyor. Söylemenin her ne kadar zor olduğunu bilsem de bunu bilmeye hakkın var. Ne de olsa sonunda öğreneceksin. Flora, büyükbabanı kaybettik. Gerçekten çok üzgünüm ama elimden bir şey gelmez.
Telefon birden elimden düştü aynı zamanda gözlerimden bir damla da yanağıma düştü. Elliot yanıma geldi ama onu ittim çünkü yapacak hiçbir şeyim yoktu. O bu acıyı bilmiyordu. Beni anlayamazdı, anlamasına da gerek yoktu. Artık kalbim katılaşmıştı. Onu ittiğim gibi dışarı ağlayarak çıktım. Ben ne zaman mutlu olacaktım? Veya insanlar ne zaman hayatıma girip sonsuza dek benimle kalacaklardı? Büyükbabamsız koskocaman bir hayat düşünemiyordum.
Kumun üzerinde kendimi ağlarken bulduğumda hemen irkildim. Bu ben olamazdım. Derken omzuma bir elin dokunmasıyla ayağı kalktım. Karşımda Mean duruyordu ve ben berbat gözüküyordum. Şaşırmış olsam da şuan içinde boğuştum bu duygu yüzünden belli olmuyordu. Ona kocaman sarılmaktan başka bir şey yapamadım. İkimizde birbirimize hiç bir şey demeden sarılı kaldık. Sonra ben kendimi çektim biraz şaşırmış gibi gözükse de ''Gitmeliyim.'' diyerek Gavin'in yanına gittim. Beni bir tek o anlardı çünkü kardeşini yaşadığı halde kaybetmişti, kaybederken sarılamamanın tadını biliyordu. Çok acı bir duygu olmasına rağmen elinden bir şey gelmemesinin tadını da biliyordu. İkimizde yaşıyorduk bu acıyı.
Gavin'in kapısının önüne geldiğimde biraz durup beni görmek isteyeceğinden emin olmak istedim. Ama daha çok bekleyecek vaktim yoktu. Canım fazlasıyla yanıyor ve ben buna bir çare bulamıyordum. ''Gavin!'' diye seslendim. Dışarı çıkan kimse olmayınca bende kapıyı usulca açtım. Gavin koltukta öylece yatıyordu. Ona dokunduğumda hemen kalkıp saçlarını düzeltti. ''Gavin konuşmamız lazım lütfen.'' dedim hızlı bir şekilde. ''Dinliyorum?'' dedi.
Gavin'e herşeyi anlattığımda tekrardan hıçkırarak ağladım. Bulmam gereken sırları, hastalığımı, büyükannem ile büyükbabamın beni bırakışını ve büyükbabamın ölüşünü... Susup sadece beni dinlemesi beni rahatlattı. Ama kalbim hala acıyordu, hala buzlaşmıştı. Gavin gözlerime bir süre baktıntan sonra gözlerini başka bir yöne çevirdi. Haliyle benimde yapacak bir şeyim yoktu, yavaşça kalkıp kapıya yöneldim. Gavin arkamdan, ''Dur!'' diye seslenince durup arkama baktım. Elinde bir anahtarla bana doğru geldi. ''Bunu sana vermemi isteyen bir adam vardı.'' dedi. ''O kim?'' diyerek devam ettirdim konuşmayı. Kafasını sallayarak bilmediğini söyledi. Teşekkür ettim ve oradan ayrıldım.
Eve doğru gelirken Mean aklıma geldi. Onu orada bırakmıştım acaba nereye gitmişti? Eve geldiğimde Mean evde koltukta oturup Elliot ile konuşuyordu. ''Merhaba! Siz tanışıyor muydunuz?'' diye sordum. Elliot ağızını açmışken Mean ''Evet.'' dedi. Güzel dercesine başımı salladım ve kendi odama çıktım. Mean ve Elliot nereden tanışıyor olabilirlerdi ki?
Odama geldiğimde ilk işim üstümü değiştirmek ve yatakta uzanmak oldu. Tüm hayatımı gözümün önüne getirdiğimde iyi bir şeyin olmadığını fark ettim. Ama artık öyle olmayacağına dair kendimi avutuyordum. Daha sonra Gavin'in bana verdiği anahtar aklıma geldi. Çantamın içinden anahtarı alıp incelemeye başladım. İncelerken bulduğum kutuyu hatırladım. Hemen aşağı inip kutuyu almaya gittiğimde Mean üzgün görünüyordu, Elliot ise sadece bana bakıyordu. Onlara daha fazla bakmadan kutuyu alıp odama çıktım. Şuanda sadece büyükannem ve büyükbabamın bu sırrını çözmek için uğraşacaktım. Ve bu sırların bu kutunun ve anahtarın başlangıcı olduğunu hissediyor gibiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz Aşk
RomanceSiz hayatınızda diğer insanların mutluluğuyla mutlu olup kendinizi düşünmeyi unuttunuz mu? Acınası gözlerin hep üstünüzde olduğu günlere gözlerinizi açtınız mı? İşte bu hikaye de hepsini yaşayacak, hissedeceksiniz. Umarım beğenirsiniz...