#Milky Chance-Stolen Dance
*
Damarlarımda dolaşan eroinin içimde yarattığı fırtınaya karşın gözlerim sessiz ve içimde ölen milyonlarca nörondan kimsenin haberi yoktu. Koluma girmiş yanımda yürüyen kızın bile. Mavi-yeşil gözlerinde kaybolduğum kız, Dünya,benim pis dünyamdaki en temiz şey.
Onu diğerlerinden ayıran özellik neydi bilmiyorum ama garip bir şekilde beni kendine çekiyordu. Beline kadar gelen uzun sarı saçları vardı ve ben saçlarıyla oynamayı çok seviyordum. Her zaman dümdüz, yumuşaklar.Dolgun pembe dudakları,özellikle de şu an kırmızı rujla, çok güzel. Boyu normalde benim omuzlarımdaydı ama bu gece topuklu ayakkabı giymişti.
Bu gece onun için özel olduğundan kendine özen göstermişti, liseden mezun olup herkesi s.ktir etmeden önceki son gecesi, mezuniyet gecesiydi bu gece.
Tüm gününü harcayarak hazırlanmıştı ve dizlerinin bir karış üstünde biten siyah bir elbise giymişti. Beyaz boynuna birkaç küçük safir taşın dizili olan gümüş bir kolye takmıştı. Bense onun aksine siyah pantolon, beyaz gömlek, siyah bir ceket ve yine siyah ayakkabı giymiştim. Saçlarımı özensizce taramış ve dağınık bırakmıştım. Kısacası bu gece benim için önemsiz olduğu için öylesine giyinmiştim,bu gece Dünya'nın gecesiydi,umarım eğlenir.
Bakışlarımı tekrar yüzüne çevirip "Heyecanlı mısın?" diye sordum, ne kadar saçma bir soru sorduğumu anlamamsa birkaç saniye sürdü. Heyecanlı olsa ne olacaktı ki?
"Hayır.Heyecanlanmam için hiçbir neden yok." dedi sesindeki heyecanı saklayamayarak. Cevap vereceğim sırada parti için özel olarak süslenmiş olan salona girdik ve Dünya'nın kolumu çekişiyle sol tarafa yöneldik. Akın'ın gözlerinin Dünya'ya kilitlenmesi elimi yumruk yapmama sebep oldu ama hemen geri açtım.
Bu çok normal bir şeydi,Dünya okulun en güzel kızıydı.Beyaz dişlerini göstererek Esin, Ayça, Akın ve Nur'a gülümseyip "Merhaba." dedi. Kendimi salonda tanıdığım şu dört kişiye selam vermek zorunda hissedip ben de "Merhaba."dedim.Cevap küçük bir sessizliğin ardından koro halinde bir"Merhaba." olarak geldi. Normalde susup izlemekle yetindiğim için konuşmama biraz şaşırdılar. Takılmadan başımı çevirip etrafa bakındım. Birkaç dakika sonra Dünya sohbete katılırken ben de dans eden çiftleri izlemeye koyuldum. Açıkçası kız muhabbetleri ilgimi çekmiyordu.
'Kim kiminle birlikte?' konuşmalarıyla geçen saçma sapan saatlerin ardından Dünyayı 1 gibi eve bıraktım ve kendi evime gittim.
Her zaman olduğu gibi Nurdan Hanım ve oğlu,Arda, gittiği için ev boştu.Kendime bir kahve yaptım ve odama çıktım.Aynanın karşısında kendime baktığımda bir çift altları morarmış gözle karşılaştım. Lensler gözüme batmaya başladığı için çıkarttım ve gümüş rengi gözlerimi inceledim.
İnsanların gözlerimi görünce beni canavar zannetmelerini istemezdim bu yüzden lens takıyordum."Gözlerini saklayabilirsin ama ya vücudun?İnsanlar sana acıyarak bakıyor.Sana bakanların karşısında iradesi zayıf bir kız görüyorlar, bir eroinman." içimdeki öküz beni böyle yargılıyordu işte,beni yargılamayan tek kişi Dünya'ydı."Belki o da eroinman olduğu içindir." ağlayacağımı hissediyordum,birkaç küçük damla gözlerimden aktığında dayanamayıp hızlıca aynanın karşısından çekildim ve yatağımın altındaki çekmeceden küçük bir uyku hapı aldım.Çift kişilik yatağa uzandım ve garip rüyalarla dolu bir geceye gözlerimi kapattım.
Bulunduğum yer buz gibi olmasına rağmen yanımdaki bedenin soğukluğunu hissediyorum. Nerdeyse buz tutmuş gibi.
Bir şey gözlerimi sıkıyor,ellerimi gözlerime götürüp etrafımı göremememi sağlayan şeyi çıkarıyorum. -Küçük bir bez parçası.-
Sonra yavaşça başımı çevirip baktığımda yanımdaki soğuk bedenin Dünya'ya ait olduğunu fark ediyorum. Koluna saplı bir şırınga var ve elinin üstünde benim elim var gözlerim yavaşça kendi vücudumda gezindiği zaman benim de kolumda bir şırınga olduğunu görüyorum. Düşüncelerim hızlı beynimde dolanırken gözyaşlarım da iri damlalar halinde akmaya başlıyor ve tekrar kör oluyorum.
Acı, iğnelerini vücuduma batırırken kendimi ilk kez böylesine çaresiz hissettim.
*
Bölüm pek içime sinmediği için tekrar düzenlendi.
