İYİ OKUMALAAR,BİRAZ GECİKTİ SWDFG -DUYGU
Göz kapaklarım kapandığında içeriden gelen ani çığlık sesiyle ikimizde yerimizden fırlamıştık.
‘’Lanet olsun neler oluyor?!’’ Ben bağırırken Justin kilidi açmıştı.Salona girdiğimizde Candice ağlıyor,Jack ona teselli oluyordu.George ise duvarı yumrukluyordu.
‘’Neler oluyor?’’ Justin benden önce konuştuğunda Jack cevap verdi.
‘’Samantha.O yok.Nerede bilmiyoruz.Ve bir not bulduk.’’ Elindeki notu bize uzattı.Notu elime aldığımda korkudan ne yapıcağımı şaşırmıştım.
‘’BENDEN KURTULDUĞUNUZU SANDINIZ DEĞİL Mİ? BEN HERYERDEYİM VE GEÇEN YAZ NE YAPTIĞINIZ BİLİYORUM.BUNU KÜÇÜK BİR TEHDİT OLARAK GÖRÜN.VE DİĞER NOT; KORKMA RAIN,HİÇBİR ŞEY SENİN HATAN DEĞİL.’’
Yaşlar gözlerimden hızla inerken bana sarılan Jack omzumu sıvazlıyordu.
‘’Ağlama bebeğim,hepsi geçicek.’’ Kulağıma fısıldarken az da olsa rahatlamıştım.
‘’S-samanthayı aramalıyız.’’ Kekeleyerek mırıldandım.Jack benden ayrılınca Justin ile göz göze geldim.Hemen gözlerini kaçırdı.
‘’Dağılalım.Georgia ve kocasına gerekli açıklamayı biriniz yapsın.Ben tek başıma gidicem.Dikkatli olun.’’ George titreyen sesiyle ağzında bir şeyler geveleyip evden hızla çıktı.
Göz yaşlarımı sildim ve Candice’a döndüm.
‘’Sen onlara haber ver ve Jackle beraber arka araziye göz atın.Biz ormana gidiyoruz.’’ Dedim ve Justin’in kolundan çekiştirerek evden çıkarttım.
‘’Tanrım,biz bunu hak edicek ne yaptık?’’ Kendi kendime fısıldarken Justin elini ağzıma götürüp kapatmıştı.
‘’Sanırım bir ses duydum.’’ Birkaç metre ilerideki çalıdan sesler yükselirken çığlık atma duygumu bastırdım.
Rüzgar ağaçları estirince Justin elini ağzımdan çekti.
‘’Sadece rüzgarmış.Hadi gidelim.’’ O elimden tutup ileri çektiğinde hızlı bir şeyin arkamdan geçtiğini hissettim.Hemen arkamı döndüm.Biraz bakındıktan sonra kimsenin olmadığını görünce rahatladım.Tekrar önüme döndüğümde Justin yoktu.
‘’Justin?’’ Fısıldayarak karanlık ormanda etrafıma bakındım.
‘’Justin?!’’ Bu sefer bağırmıştım ve ağaçların altındaki yarasa sürüsü üstümden geçmişti.
Korkudan titriyordum.
‘’JUSTIIIIIIN!’’ Bütün ormanda sesim yankı yaptığında geri gelen hiçbir işaret yoktu.Belki de hepsi ölmüştü? Tanrım,bana yardım et.
Göz yaşlarım hala akmaya devam ederken hıçkırmaya başladım.
‘’GEORGE! JUSTIN! LÜTFEN CEVAP VERİN,SESİMİ DUYAN YOK MU?!’’ Hıçkırıklarım daha yüksek sesle çıkarken bir ağacın altına oturmuştum.Soğukluk tüm vücuduma yayılırken dişlerimin birbirine çarptığını yeni fark etmiştim.
‘’Samantha?’’ İlerden bana doğru gelen Samanthayı görmemle cılız sesimle ona doğru yürümüştüm.Üstündeki kıyafetler kan içindeydi.
Çığlığım bütün ormanı doldururken bunun bir kabus olmasını diledim.
‘’Rain,y-yardım çağır.’’ O yere düşerken göz yaşlarım hızlanmaya devam ediyordu.Başımı salladım ve ormanda koşmaya başladım.
‘’Biri yardım etsin! Samanthayı buldum! Tanrım kimse yok mu?!’’ Etrafta deli gibi bağırırken boynumdaki sıcak nefesle hemen arkamı döndüm.Justin’i görünce hemen sarıldım.
‘’N-nereye kayboldun? B-ben çok k-k’’ Kekelemeye devam ederken Justin beni susturmuştu.
‘’Arkamdan geldiğini sanıyordum.Ormandaki patikadaydım.Çığlığını duyunca geldim.Korkma,geçti.Samantha nerede?’’ Hıçkırıklarım azalırken bir tür şokta olduğumu farkettim.
‘’Ç-çok uzakta değil.B-bu yolu takip et.Ben bekleyeceğim.’’ O hızla gösterdiğim yöne doğru koşarken ne tür bir bela içinde olduğumuzu düşünüyordum.
-
‘’Şimdi iyi misin?’’ George,Samantha’nın başında bekleyip kendine gelmesini bekliyordu.Sam başını salladı ve bana döndü.Aslında onunla birlikte herkes bana döndü.
‘’Rain hayalet görmüş gibisin.Biraz dinlen.’’ Samantha gülerek fısıldarken herkesin bakışları da onu onaylıyor gibiydi.Georgia teyze lafa atladı.
‘’Tatlım gerçekten kötü görünüyorsun,bir şey mi oldu?’’ Kafamı iki yana salladım.
‘’H-hayır ben sadece şey-‘’ Onlara anlatsam bana deli gibi davranıcaklarından korkuyordum.Şoku yeni anlatmıştım ve bu iyiye işaretti.Bu yüzden aklıma gelen ilk yalanı söyledim.
‘’Sam’i öyle görünce başım döndü.Beni kan tutarda.’’ Georgia teyzenin kocasının –bizibulanadam- Sam’e söylediği sözlere gözlerim açılmıştı.
‘’Kızım senin gece yarısı ormana gitme sebebin ne? Hayvanlar bu saatte çok saldırgan olur,neyse ki kurt görmedin.’’ Evet,bildiğiniz üzere Georgia teyze ve kocasına da yalan söylemek zorunda kalmıştık.Birini öldürdüğümüz için bizi takip eden bir sapık peşimizde mi deseydik? Zaten Samantha ona saldıranın kim olduğunu görememiş.Bu demek oluyor ki kendini gizlemekte çok iyi.
‘’Hadi Rain sen dinlen en iyisi.George,Justin,ben ve Jack; Samanthayla ilgileniriz.Solgun görünüyorsun.’’ Candice konuşurken onlara çaktırmadan yapmacık bir şekilde gülümsedim.
‘’Ben iyiyim.’’ Kafamı salladım ve içeride kaldığımız odaya girdim.Arkamdan gelen Justin kolumu tuttu.Dudaklarını alnımda hissedince titremiştim.
‘’Çok ateşin var,Rain neden üşüdüğünü söylemedin?’’ Koltukta duran battaniyeyi vücuduma sardı.
‘’S-seni bulduğumda şokta gibiydin.Durmadan sayıklıyordun ve hıçkırık seslerin ormanı dolduruyordu.’’ Dediğinde başımı öne eğdim.
‘’Bilmiyorum.Sadece hepinize bir şey oldu sandım.’’ Dedim nefesimi vererek.
‘’Beni önemsediğine asla inanmam.’’ Göz göze geldiğimizde kızarmıştım.
‘’Önemsiyorum.Sadece sen beni buna inanacak kadar sevmiyorsun.’’ Lafım üzerine susmuştu.Üzerimde ki yorgunlukla beraber ne diyeceğini umursamadan yatağa girip gözlerimi kapattım.