Onuncu Bölüm

94 15 0
                                    

Biraz geç geldi kusura bakmayın iyi okumalar.

~~~~~~~~~~~~

Eve geldiğimizde Yusuf çok uykusu olduğunu söyledi benim de uykum olduğundan yatağa girdik fakat şu an uykudan eser yok ve Yusuf sanırım uyuyor.
"Yusuf." Hafifçe ona doğru dönüyorum kapalı olan gözleri bir anda açılıyor.
"Uykum kaçtı." Gülümseyip iyice yanına sokuluyorum.
"Benim de." Alnımı öpüp gülümsüyor.
"Umut içeri de mi?" Sorusunu kafamı sallayarak yanıtlıyorum.
"Hadi gel Umut'u uyandıralım da azıcık eğlence olsun." Yataktan kalkıyor bileğimden tutup kaldırıyor beni. İçeri girince Umut koltuğun üzerinde yüz üstü uzanmış bacağının biri koltuktan sarkıyordu. Yusuf ensesine hafifçe vurunca gözlerini açtı.
"Uyuyamadınız demi?" Diyor oturur pozisyona geçerken ikimiz de kafamızı sallayarak onaylıyoruz Umut'u.
"Bende uyuyamadım dışarı çıkacaktım ama siz uyumadığınıza göre gerek kalmadı." Yusuf Umut'un yanına oturup geniş sehpaya ayaklarını uzatıyor Umut da aynısını yapınca ikisinin bacakları arasında ki boşluğa oturuyorum ayaklarımı da koltuğun üzerine uzatıyorum. Sert zemin o an fazla rahat geliyor.
"Biz dövme yaptırdık Umut hemde birbirini tamamlıyor yan yana durunca dövmelerimiz." Çocuksu bir sevinçle konuşunca Umut da gülümsüyor.
"Oo güzel olmuştur kesin." Cümlesinin sonunda ayağıyla başımı okşuyor fazla iğrenç bir durum ama samimi geliyor. Yusuf kolunu gösteriyor Umut'a biraz inceleyip bana dönüyor tişörtüm bol olduğu içim omzumu rahatlıkla gösterebiliyorum.
"Erkek olan beni simgeliyor kız olan ise Esin'i." Umut kafasını sallayıp koltuğun kolunda ki sigara paketini alıyor. Yaktıktan sonra Yusuf'a uzatıyor Yusuf geri çevirmiyor tabiki alıp yakıyor.
"Niye bu kadar çok sigara içiyorsunuz ki?" Yusuf dumanı üfleyip tavana bakıyor.
"Bir sebebi yok başladık her hangi bir nedenle şimdi bırakmak zor zaten bırakmak istemiyorum da ihtiyaç duyduğum da içiyorum." Umut da aynen diyor kısık bir sesle ne kadar saçma gelsede bir şey demiyorum.
"Kız sen niye saçlarını kestin?" Umut'un sorusuyla Umut'a bakıyorum.
"Bakması zor oluyor ya." Umut bir erkek olmasına rağmen saçları fazlasıyla uzundu hatta Yusuf'un saçlarından bile uzundu.
"Anladıım." Gülümseyip sigarasını içine çekiyor.
"Eee başka ne yaptınız bu gün?" Umut merak ettiğinden sormamıştı bu soruyu, konuşmak istiyor gibiydi kafasında ki bir şeyi dağıtmak istiyor du ya da.
"Gezdik sonra dövme yaptırdık Mehmet'e sen ne yaptın anlatacak bir şeyin var gibi." Yusuf'da anlamıştı durumu Umut gülümsüyor ama bu gülümseme gözlerine varmıyor acı çekiyor belli.
"Feraye ölmüş." Yusuf'un duyduğu şeyle birlikte gülümsemesi soluyor kim olduğunu bilmiyorum ama bu Feraye önemli biri belli.
"Yanına mı gittin nasıl öğrendin?" Konuşmalarını bölmeden bir şeyler çıkartmaya çalışıyorum ama fazla karışık geliyor.
"Aradılar gittim mahallesinin mezarlığına gömdük." Umut'a baktığımda gözlerinden süzülen bir kaç damla yaşı elleriyle siliyor. İçimi dolduran sarılma isteğine engel olamıyorum ayağa kalkıp Yusuf'la arasında duran boşluğa giriyorum boynuna kollarımı doluyorum. İlk başta bir tepki vermiyor kollarını belime dolayınca kötü bir şey yapmadığımı fark ediyorum bir anda tepemizde kaslı bir kol hissedince gülümsüyorum. Üçümüzde sım sıkı kenetlenmiş bir şekilde biraz duruyoruz Yusuf geri çekilince Umut'ta geri çekiliyor üçümüzde yan yana oturup sehpaya ayaklarımızı uzatıyoruz.
"Feraye beni büyüten kişi." Umut sessizliği bozuyor sanırım bana açıklama yapma gereği duyuyor.
"Anladım." Yusuf'a baktığımda kafası omzumda uyuyordu.
"Annem beni yetimhanenin önüne bırakıp gitmiş iki yaşına kadar orada kalmışım sonra Feraye yalnız yaşamaktan bıkmış beni almış yanına anne dedirtmemiş Feraye dedirtmiş. Annem nerde diye sorduğumda her şeyi anlatmıştı beni yetimhaneden aldığını annemin beni bırakıp gittiğini, sekiz yaşındaydım sorduğumda, hiç saklamaya çalışmadı anlatıverdi sevdiğini belli etmezdi kimseye seni seviyorum dememiş hayatı boyunca, bir tek bana demişti beni okutmaya çalıştı en çok istediği şey beni o diplomayı alırken görmekti gittim Feraye ben veteriner olacağım dedim bir gün gülümsedi ol paşam ol dedi hayatımın en önemli yıllarıydı onunla geçirdiğim yıllar ondan sonrası basit çok basit." Boşta kalan omzumu da Umut doldurdu Yusuf her zaman ki gibi kusursuz bir ifadeyle uyuyordu Umut gözlerini tavana dikmiş öylece duruyordu yüzünde ki turuncu çiller sanki tek tek özenle yerleştirilmiş gibiydi.
"Biliyorum saçma gelecek ama biyolojik anneni ya da babanı aradın mı hiç?" Bekliyor bir kaç dakika sorum karşısında şu durumda çok aptalca böyle bir soru sormak ama merak ettim.
"Hayır Feraye demişti bulmak istersen arayalım diye istemedim istemiyorum da onlar beni isteseydi bırakmazdı neden zorlayayım ki? Anlat bakayım seninkiler nerede?" Haklıydı istemiyorlarsa zorlamamak gerek.
"Beni de dayım büyüttü annem ve babam ben daha dokuz yaşındayken ayrıldılar babam başka biriyle evlendi e haliyle annemde başka biriyle evlendi ikiside hayallerindeki hayata kavuşmuştu annemin kendine benzeyen bir kızı oldu babam da hayallerindeki aslan parçasına kavuşunca bana tekmeyi bastılar, yatılı bir okula gönderdiler orada olay çıkartıp rahat durmayınca babam okuldan alıp bir güzel dövdü beni, ardından annemle senden çıkacak kız böyle olur temalı kavgalarını ettiler annem de dayanamayıp bir güzel benzetti beni, benzetmeklede yetinmeyip eline ne geçtiyse fırlattı bana, camdan ince bir kül tablasıda buna dahil, kül tablası kırılıp camları belime ve bacaklarıma saplandı,ben sevilmeyen çocuklardandım fakat çoğundan daha şanslıydım öldürülüp yok sayılmadım öldürülmek istenmişimdir çoğu kez fakat öldürecek kadar bile umurlarında değildim. Sonra bir gün dayım geldi yurt dışında yaşıyordu tatil için gelmişti bundan on üç yıl önce annem yine ona buna sinirlenmiş benden çıkartıyordu bütün hıncını dayım geldi kurtardı beni onun elinden, aldı yanına okuttu büyüttü beş yıl önce de öldü." Hiç bölmeden dinledi beni.
"Var ya bu koltukta oturan herkes şanssızlar olarak özenle seçilmiş gibi." Cümlesini bitirince biraz kıkırdıyor.
"Valla yaa ne güzel bulmuşuz bir birimizi." Bende kıkırdıyorum.
"Eee Yusuf'u seviyor musun?" Seviyor muyum? Seviyorum galiba sevmek istemiyorum ama seviyorum bırakıp gitmesinden korkuyorum o yüzden inkar ediyorum sevmek istemiyorum diyorum.
"Seviyorum galiba değişik bir şey benim hissettiğim korkuyorum sanırım."
"Neden korkuyorsun Yusuf'tan mı?"
"Hayır bırakıp gitmesinden."
"Gitmez ama bırakır senin haberin bile olmaz ama o gitmez seni seviyor ya da sana ihtiyacı var bilmiyorum ama sana büyük şeyler hissettiği belli." İlk gördüğümde ne kadar uyuz bulmuştum oysa yanımda ki turuncu saçlı oğlanı şimdi benimle konuşuyor ve bu iyi hissettiriyor.
"Belki de bundan korkuyorumdur."
"Belki de." Gözlerini kapatınca konuşmamızın burada bittiğini anladım konuşmadım bir omzumda Yusuf bir omzumda Umut gözlerini kapatmıştı, bende daha fazla dayanamayıp gözlerimi kapattım.

~~~~~~~~~~~~~~~~~

Gözlerimi araladığımda yanımda Yusuf'da Umut'ta yoktu kalkıp çöplüğe dönen evi toparladım, bir şeyler yeyip Yusuf'un odasına girdim üzerimi değiştirmeye karar verince bayadır banyo yapmadığımı fark ettim Yusuf'un odasının kapısını kilitleyip banyoya girdim hızlıca banyomu olup çıktım. Üzerime Yusuf'un benim için aldıklarını geçirip saçlarımı taradım zor da olsa alışmıştım kısa saçlara en azından her yönden kolaydı kısa saç, çabuk taranıyor şekil vermene gerek yok ooh en rahatı. Dağıttığım odaya baktım herşey tam da Yusuf gibiydi oda bile Yusuf gibi kokuyordu neden bilmiyorum ama Yusuf'u düşününce içime dolan huzur yerini hafif bir sızıya bıraktı içimde ki aptal duyguyu kapı dışarı edip odayı toparladım komodinin üzerinde ki küçük kağıt dikkatimi çekince kağıda yöneldim. Elime alınca pek aşina olmadığım el yazısı dikkatimi çekti yatağa oturup kağıdı okumaya başladım.

Esin,
Bu yazıyı gördüğünde büyük ihtimalle banyodan çıkmış etrafı toparlamış olacaksın, ben bizim intikamımızı almaya gidiyorum güzelim. Sakın güçsüz olduğun için seni yanımda götürmediğimi düşünme, sen dünyadaki en güçlü kadınsın seni yanımda götürmedim Ege'den sonra sevdiğim birine daha zarar gelmesini kaldıramam çünkü, bana kız ama bekle beni ben en en yakın zamanda geri geleceğim ve pürüzsüz bir hayata başlayacağız. Umut senin yanında olacak ben yokken ona güven çünkü ben seni emanet edecek kadar güveniyorum, zaten bunun öteside olamaz. O boncuk damlaların aktığı güzel gözlerinden öpüyorum güzelim.

Seni Seviyorum.

Sonunu okuduğumda fark ediyorum ağladığımı, gözlerimi siliyorum gitmişti o da ama herkesten farklı olarak geri geleceğine dair söz vermişti endişelenmiyorum onun için çünkü gelecek beraber pürüzsüz bir hayata başlayacağız. Sessiz damlaların yerini hıçkırıklar alırken zorla ayağa kalkıyorum omzumda ki dövmeye bakıyorum gelecek gelmeli kalbime giren en büyük hançer onun ki oldu ama gelip kendisi sökecek kendisi onaracak o yarayı. Odadan çıkınca Umut karşımda duruyordu.

"Gitti ama geri gelecek." Gözlerim gözleriyle buluşunca onun da ağladığını fark ediyorum.
"Gelecek." Sesi zar zor çıkıyor, bir anda kendime engel olamayıp bağırıyorum.
"Neden izin verdin?" Kollarını bana dolayınca içimdeki ağlama isteği daha da artıyor.
"Engel olmaya çalışsaydım benim de ona ihanet ettiğimi düşünecekti." Haklıydı Yusuf hayatın ona attığı büyük tekmelerden sonra zor güvenen biri haline gelmişti ve Umut yapması gerekeni yapmıştı. Beni kucağına alıp içeride ki koltuğun üzerine yatırıyor.
"Uyu hadi ben yarım saate geleceğim." Üzerime ince battaniyeyi örtüp çıkıp gidiyor. Gözlerimi kapatsam da uyuyamıyorum ağlamaktan uyuşuyor bedenim. Yattığım yerden kalkıp Ege'nin odasına giriyorum, dolabı aralayıp fotoğraf makinasını alıyorum açmamla omzuma başını koymuş uyuyan Yusuf'u görüyorum Umut çekmiş olmalı, ilerletince çekindiğimiz saçma ama güzel fotoğraflarla karşılaşıyorum fotoğraflar bitince yeniden başa dönüyorum ezberlemek ister gibi hepsine tek tek dakikalarca bakıyorum, ben seviyorum Yusuf'u çok seviyorum herşeyden çok seviyorum, ondan öncekiler saçma bir rüyaymış gerçek tam anlamıyla Yusuf'muş gelsin ilk işim ona bunu söylemek olacak. Ya gelmezse diyor beynimin karamsar tarafı hızla boğuyorum o karamsar tarafı.
Gelecek, gelmeli.

~~~~~~~~~~~~~~~

13052016

Son Saniye Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin