Arkadaşlık Anlaşması.

3.7K 148 11
                                    

Aynanın karşısına geçip üstümdeki yeşil elbiseye baktım. Joseph gerçekten iyi bir seçim yapmıştı. Bukleli saçlarımın önlerindeki tutamları arkada birleştirip tutturmuştum. Daha doğrusu Aubrey yapmıştı. Sonra da benim zorumla hazırlanmak için odadan çıkmıştı. Joseph mı? O Zach'le birlikte gittikten sonra bir daha gelmedi. Gelmediğine göre aşağıya tek başıma inmem gerekecekti ha? Aynada son kez kendime baktıktan sonra arkamı dönüp kapıya yürüdüm ve odadan çıkmak için açtım. Giyinmiş bir şekilde karşımda duruyordu. Çok... şık olmuştu. Belki biraz yakışıklı.

" Çok.. güzel görünüyorsun." Şaşkınlıkla bakıyordu. Sonra kendini toparlayıp alaycı bir şekilde güldü " Sanırım doğru elbiseyi seçebilmişim."

" Niye aşağı inmedin?"

" Seni almaya geldim." Hiç bir demeden yanından geçip ağrımaya başlayan bileğime aldırmadan merdivenlerden inmeye başladım. Ayak seslerinden anladığım kadarıyla o da peşimden geliyordu. Ziyafetin yapıldığı salonun önüne geldiğimizde arkamı dönüp yanıma gelmesini bekledim. Sonra yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirip " Büyük evlilik oyunumuzu oynayalım mı?" diyip koluna girdim. Cevap vermesine fırsat kalmadan yaverler kapıyı açmışlardı bile. Bizi görenler gülerek selam verdiler. Bazıları evliliğimizden dolayı tebrik etti. Leydilerin hepsinin bana ters bir şekilde baktığını görebiliyordum. Demek ki Joseph leydiler konusunda haklıymış. Nihayet yanımızdan ayrıldıklarında masanın üstünde duran kadehlerden birini alıp bir yudum aldım. Neşeli çalan müzik bir anda kendini hüzünlü bir müziğe bıraktı. Gerçekten, her ziyafette dans edilmek zorunda mı? Joseph'a bakmadan " Dans etmek zorunda mıyız?" dedim.

" Büyük ihtimalle evet. Hadi." Bileğimden tutup diğer leydilerin ve şövalyelerin dans ettiği alana götürdü. Elimi avucunun içine alıp diğer elini belime koyunca zorunlu olarak ben de elimi omuzuna yerleştirdim. Dans etmeye başladığımızda " Konuşmamıza devam edelim mi?" dedi.

" Gerçekten şimdi mi konuşmak istiyorsun? Dans ederken?"

" Konuşmak için harika bir zaman. Güven bana."

" İşte o biraz zor olacak." diye mırıldandım. Joseph kararlı gözlerle bakmaya devam edince " Tamam, konuşalım." demek zorunda kaldım.

" Haklısın, biraz dengesiz davrandım." Kaşlarımı kaldırdım " Biraz?"

" Tamam, birazdan fazla. Ama kabul et, sen de kibar biri sayılmazsın." Diyecek bir şeyim yoktu. Ne diyebilirdim ki? Haklıydı.

" Evet, sayılmam."

" Ölene kadar beraber yaşayacağız." Kaşlarımı çattım " Nereye varmaya çalışıyorsun?"

" Demek istediğim, artık bizim için de barış yapma zamanı gelmedi mi? Tıpkı krallıklarımız gibi?" Cevap vermemi beklemeden devam etti " Birbirimize aşık olmadığımızı biliyorum. Ama en azından arkadaş olamaz mıyız? Bu yıllar kavga ederek geçmez. Düşünsene, 60 yaşına geldiğimizde bile kavga ettiğimizi? " Son cümleyi söylerken gülmüştü. Ben de güldüm. Gerçekten komik bir görüntü oluşuyordu. Ben gülerken devam etti " Barış yapmaya var mısınız Leydi Katerina?" Bunu söylerken hala gülümsüyordu. Çekici bir şekilde. Ben de gülümsedim " Varım Prens Joseph.

**

" Leydim?" Arkamı dönüp baktığımda kocaman bir şekilde gülümsedim " Aubrey, çok güzel görünüyorsun."

" Sayenizde leydim. Bir isteğiniz var mı?" Elimdeki kadehi gösterip " İhtiyacım olan tek şey yanımda." Dedim. Sonra masadaki diğer kadehlerden birini alıp ona uzattım " Bana katılır mısın?"

Joseph'ın Ağzından

" Duyduğuma göre Albian Prensesiyle evlenmişsin." Elimdeki şarap kadehinden bir yudum aldım " Yanlış duymamışsın amca."

" Bu bir antlaşmamı?" Etrafı izlemeyi bırakıp ona baktım " Ne demek istiyorsun?"

" Bu kadar çabuk olmasının başka nedeni olamaz diye düşünüyorum."

" Ben çabuk olmasını istedim. Beklemeyi sevmem, bilirsin."

" Yani bu bir aşk evliliği?"

" Kesinlikle öyle." Bir kahkaha atıp şarabından içti " Joseph Craster, demek aşık oldun ha?" Sadece gülümsemekle yetindim. Ama amcam devam etti " Belki sevgili karını bana göstermek istersin?" Fazla aramama gerek kalmadan gördüm onu. Aubrey'le bir şeyler içiyor, bir yandan da gülüyordu. Bakışlarımla işaret ettim " Orada."

Amcam gösterdiğim yere baktı " Yeşil elbiseli mi?" Başımla onayladım. Amcam kaşlarını kaldırıp şaşkınlıkla " Çok güzel bir kadın." dedi. O anda fark ettim. Sarı saçları uzun ve bukleliydi, harikaydı. Gözleri ışıl ışıl bakıyordu. Gülüşü...çok..güzeldi. Harikaydı. Yan bir şekilde gülümseyerek " Evet. Evet öyle." dedim. Hala hayranlıkla ve şaşkınlıkla ona bakarken " Joseph, şu leydi hangi krallıktan?" diyen Zachary'nin sesiyle irkildim. Dönüp "Hangisi?" diye sordum.

" Katerina'nın konuştuğu." Tekrar dönüp onlara baktım ve anında kahkahayı bastım. Zach kaşlarını çatarak baktı " Neye gülüyorsun?"

" O bir leydi değil, Aubrey. Katerina'nın yardımcısı." Hızla dönüp tekrar onlara baktı " Hayır, sen yanlış biliyorsun."

" Zach.."

" Bir hizmetçi olamayacak kadar güzel!" Gülmeye devam ediyordum.

" Gülmeyi kes!" derken o da gülüyordu. Zach birden " Nereye gittiler?" diyince oldukları yere baktım. Yoklardı. Elimdeki kadehi ona verip " Ben bakarım." dedim ve salondan çıktım.

Katerina'nın Ağzından

Odaya girer girmez yatağın kenarına oturup ayakkabılarımı çıkardım. İncinmiş bileğimi ovarken kendi kendime " Bu kadar acımak zorunda mısın?" dedim. Kapının açılmasıyla başımı kaldırdım. Joseph içeri girip " İyi misin?" dedi.

" İyiyim, sen niye geldin?"

" Seni göremeyince merak ettim." Vay, demek prensimiz endişelenebiliyormuş ha? Tam düşündüğümü söylemek üzereydim ki yaptığımız anlaşmayı hatırlayıp sustum.

" İyi olduğumu gördüğüne göre in aşağıya. Baban kızmasın."

" Önemli değil. Bitmek üzere zaten. Ayrıca ben çok yorgunum." derken üstündeki tişörtü çıkarınca bakışlarımı kaçırdım. Fark etmiş olmalı ki kıkırdadı. Kalkıp dolaptan geceliğimi aldım ve bölmenin arkasına geçip üstümü değiştirdim. Bölmenin arkasından çıktığımda çoktan koltukta yattığını fark ettim. Yatağa yatıp gözlerimi kapamaya hazırlanırken " Zachary'nin Aubrey'i bir leydi sandığını biliyor muydun?" diyen sesiyle daha uyumadığını anladım.

" Zaten öyle."

" Nasıl?" Sesinden meraklandığı anlaşılıyordu.

" Her kadın bir leydidir." Biraz sustuktan sonra devam ettim " Yardımcım olduğunu duyunca ne dedi?"

" Şaşırdı."

Gülümsedim " Şaşırması normal. Aubrey bu gece çok güzeldi."

" Sen de öyleydin." deyince gülümsemem şaşkınlıktan dolayı yüzümde dondu. Cevap vermeyince " İyi geceler Katerina." dedi. Yutkundum ve kekelememeye çalıştım " İyi geceler."

Uzun olmadığının farkındayım ama tıkandım ve daha fazla yazamadım. Akşama kadar okulda olmamın da buna pek faydası olduğu söylenemez. O yüzden hazır olduğu anda hemen yayınlayacağım yeni bölümü. Yorum yapanların sayısı azaldı bu arada fark etmedim sanmayın :D size iyi okumalaaaaar bir dahaki bölüme görüşürüz :D

Kingdom LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin