BÖLÜM 1 ; GÜNEŞİN DOĞUŞU

425 63 50
                                    

  

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  


   İşte! işte yine sabah oldu. Yine güneş  tam önümde   ışıl ışıl parlıyor. Gözlerimi kamaştıra  kamaştıra  uyandırdı beni. Diğer çocukları yataklarında onları alarm sesi ya da annesi uyandırken  beni ise her gün  doğan kocaman bir güneş. Ve yine yorucu bir gün daha . Hiç uyanmak istemiyorum....

  Kendimi  tanıtamadım size. Ben Zümra. Babamla birlikte  yaşıyorum. Henüz  barınacak düzgün  bir evimiz olmadı. 14 yaşımdayım. Babam engelli , sol kolu yok. Bu yüzden herhangi bir yerde düzenli olarak çalısamıyor  .Annemse ben küçükken ölmüş.  Annemle  babam annem ölmeden  önce boşanmışlar. Önceleri annemle  kalıyormuşum ama o da ölünce babam beni yanına almış. Maddi yönden pek şanslı sayılmayız.  Hatta hiç  .Babamın tahtadan yapılmış  bir hurda arabası var. Geçimimizi bu hurda arabasıyla sağlamaya   çalışıyoruz. Babam engelli  olduğu için ben de ona yardım ediyorum. Her gün onunla İstanbul sokaklarını gezer dururuz.  Yaptığımız iş epeyce yorucu. Kazancımızda az buz karnımızı doyuruyor işte. Babam hep elinden gelenin daha fazlasını yapmaya çalışıyor. Eli kolu olmadığı  için kendini suçlu   hissediyor. Onun kendisini böyle   hissetmesi beni çok üzüyor. Babamın tek hayali beni okutmak , Tek hayali benim doktor olabilmem . Bana hep  bir gün doktor olursam onun kolunu iyileştirebileceğimi söyler. Onun tek umudu bendim . 

  İşte şimdi yanımda mışıl mışıl uyuyor. Üzerinde bir karton var. Şimdi onu uyandırmam lazım ama o kadar  tatlı uyuyor ki kıyamıyorum. Derken birden uyandı ve beni tek kolunun altına aldı ;

  -Günaydın doktor hanımcığım !!

  +Günaydın babaaa . bak geç oluyor hemen kalk !

   Babam uyandıktan sonra kahvaltı etmek için bakkala gittim. Bayat ekmek varsa bayat ekmek istedim .  Bakkal Şerif Amca bir önceki günden kalan ekmekleri bize karşılıksız veriyor . Yanına da biraz peynir  koymasını istedİm en ucuz olanından. Borç defterimize yazdırdım. Defterdeki borçlar o kadar birikmişti  ki  nasıl ödeyeceğimizi  bilmiyordum. Ama bildiğim tek şey vardı ; o da birgün böyle bir deftere hiç ihtiyaç  duymayacağımız. Sonra Şerif Amca 'ya teşekkür ettim ve bakkaldan çıktım. Babamın yanına gittim .

  -Bak baba , bugünki ekmekler fazla bayat değil. Yanına peynir de aldım. Mis gibi yeriz şimdi!  

  +Oh oh .Bügun   ballıyız galiba!  

  Bir bankın üzerinde baba kız kahvaltımızı ettik. Aradan çok geçmeden bizim emektarı yerinden çıkardık ve   yola koyulduk. Hurda arabasını bir ağacın arkasında muşamba altında saklarız geceleri. E malum güven  olmuyor. Arabamızın etrafı süslerle dolu. Arabanın dış  görünüşü   önemlidir  benim için. Bizim arabamız  farklı olmalı. Bu yüzden elimden geldigince bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Genellikle çöplerden  topladığımız ambalajların güzel ve ilgi çekici  kısımlarını yırtıyorum . Sonra bir güzel temizliyorum.  Yapıstırma kısmı biraz   zor ama çözümü çoktan buldum tabiki.  İncir ağaçları vardır ya hani kocaman  yaprakları olan. O  kocaman yaprakları topluyorum. Kopardıktan sonra bilirsiniz arasından beyaz , süt kıvamında bir şey akıyor .Böyle yapış yapış . İşte bende o yapışkan olma özelliğini kullanıyorum. Şöyle ki  yapraktan akan o sıvı kısmı ambalajın arkasına akıtıyorum , çok beklemeden yani sıvı kurumadan arabanın  tahta kısmına yapıştırıyorum. İşte bu yapıştırma yöntemi belki de diğer yapıştırıcılardan daha kuvvetlidir .

PERVASIZ HAZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin