~35.BÖLÜM ~

6.8K 248 91
                                    

"Ateş bırakır misin artik kolumu. Saçmalıyosun."

Hala kolumdan tutup yürümeye devam ederken bir anda beni duvara itmesiyle duvarla onun arasında kalmıştım. Multimedya da var

"Ateş amacın ne? Ne diye getirdin beni buraya Napicaksin birkaç ay öncesi gibi... "

"Birkaç ay öncesi umrumda değil. Sana uyarımı son kez yapıyorum."

"Ne uyarısından bahsediyosun"

"Benimle hiç tanışmadığın zamana dön"

Bu söylediği şey kalbimi paramparça ederken onun bakışları ayni soguklukla bana bakıyordu.

Onu yavaşça itip kendimden uzaklaştırdığımda hala ayni şekilde bana bakıyordu. Belki de ne söyleyeceğimi merak ediyordu.

"Madem öyle istiyosun. Benim için ne kadar zor olsa da zorla yapışacak halim yok. Dediğin gibi olsun.."

Arkama bakmadan yürümeye başladım. Arkami dönmeyecektim. Eğer dönersem dayanamayabilirdim.

Hızlı hızlı yürümeye başladığımda ateşinde görüş alanından çıkmıştım. Her ne kadar ona kırılsam da gelip sarılmasını beklemiştim ama gelmemişti.

Klasik ateşi bu. Hep ben, hep ben pesindeyim. Neyim ben onun için.. arkamdan neler söylüyo mesela yada benim hakkımda hic konuşuyo mu? Bence ciddiye alıp ismimi bile kullanmamıştır.

Biraz yürüdükten sonra kendime taksi bulup nereye gideceğimi bilmez bir şekilde etrafı izlemeye başladım.

Biraz düşündükten sonra okulun kütüphanesine gidebileceğim aklıma geldi. Okul 24 saat açık olduğundan okulda kalma şansım vardı.

Okula geldiğimde birkaç öğrenci hariç kimse yoktu. Bende kütüphanenin en köşesine geçip düşünmeye başladım.

Ne yapicaktim. İşsiz ve evsiz kaldım. Ateşin dengesizlikleri yüzünden ortada kalmıştım.

Sabah uyandığımda her tarafım tutulmuş bir şekilde kalkmıştım. Tüm gece uyudum desem yalan olurdu. Bi ara koltuktan düştüğümü bile hatırlıyorum.

Saate baktığımda saat 9 olmuş. Bir iki kişi daha kütüphaneye girmişti. Ben ikinci öğretim olduğumdan dersim beşte başlıyordu. Beşe kadar iş aramalıydım.

Okuldan çıkıp alışveriş merkezlerinde dolaşmaya başladım. Ateşin evine kesinlikle gitmemekte kararliydim. Bana değer vermeyen bir insanin peşinden koşup yüzsüzlük yapmayacaktım.

Saat ilerlemiş ve ders saatim yaklaşmıştı. Mecburen elim boş bir şekilde okula doğru yürümeye başladım. Okula yaklaştığımda gözüme yan tarafındaki kafe takıldı. Part time garson aranıyor yazısı tüm alıcılarımı harekete geçirdi.

İçeriye girip konuşmaya başladığımda beni pek begenmeselerde kafedeki açık yüzünden almış gibi görünüyordu. Ne soylediysem burun kivirmaktan başka birşey yapmamışlardı.

"Yarin görüşürüz o zaman"

"Peki görüşürüz."

Ordan direkt okula geçtiğimde girer girmez gözüme ateş çarptı. Bende ki de şans. Yaninda kerem vardı. Tam benim olduğum tarafa döndüğünde bende hemen kendime gelip hızlıca dersimin olduğu bloğa doğru yürümeye başladım.

Sınıfa girdiğimde gözde sırasında oturuyordu. Beni gördüğünde yüzündeki gülümseme yayıldı. Yanina geçip sohbet etmeye başladık.

Gozdeyi seviyordum ama ateş hakkında çok konuşmamıştım. Kubradan sonra kimseye guvenmemem gerektiğini yeterince anladım.

Sıkıcı bir okul günü sonunda kütüphaneye geçtim. Benim için uyku vakti çoktan gelmişti.

PATRONUMLA BAŞIM BELADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin