Bölüm 15-sensiz

25 5 1
                                    

         Bunalıma girmiş gibi bir şeyim şu an.O günden sonra bir daha konuşmadık.Sanırım ayrıldık.Onu affetmedim.Affedemedim.Bu yaptıklarından sonra nasıl affedebilirim ki?Her karesini ezberlemeye çalıştığım yüzün sesini unutuyorum resmen.Okula gelmiyordu.Ama bu gün geldi.Sabah her zaman ki saatte kalktım.Üzerimi giyip okula gittim.Koridorda yürüyordum.Dolabımın yanına gelince durdum.Kitaplarımı alıp dolabı kapattım.Önümde biri belirdi birden.Zaten koridorun köşesindeydi dolabım.Şaşırmadım yani hep oluyor.Elimdeki kitaplar yere düştü.Çarptığım kişinin kim olduğuna bile bakmamıştım.Hemen yere çömelip kitapları toplamaya başladım.Sonra karşımdakinin eliyle elim üst üste geldi.Bir erkekti.O da benim gibi çömelmişti.Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.Tanınmadık bir yüzdü.Daha önce okulda onu hiç görmemiştim.Sanırım yeniydi.Bir ara gözüm koridorun öteki tarafına takıldı.Batu Uzay'la konuşuyordu.Çarptığım çocuğa;

"Özür dilerim ve yardım ettiğin için teşekkür ederim."dedim ve Batu'yla Uzay'ın yanına doğru yürüdüm.Tam gururumu ayaklar altına alıp Uzay'ı çağıracaktım ki Hande'yle Alev geldiler.Ben koridorun ortasında öylece kalmışken Alev Uzay'ın koluna girip yanağını öptü.Uzay beni görünce kolunu istemsizce geri çekip yanıma doğru geldi.

"Az önceki çocuk kimdi?"

"Pardon?Sana hesap vermek zorunda olduğumu hiç sanmıyorum."

"Bak kızım..."deyip kolumu tuttu ve ardından devam etti;

"...sen benim rüzgarımsın,sakın başkasına eseyim deme.Yoksa olacaklara katlanır."dedi ve gitti.Gittikten sonra arkamı dönmedim ve hafifçe tebessüm ettim.Sonra arkamı dönüm.Biraz önce çarpıştığım çocuğu kolundan tutup götürürken bana baktı ve göz kırpıp arkasını döndü.Köşeyi döndüler ve görüş alanımdan çıktılar sonra.Bir an çocuğa neler yapabileceğini düşündüm.Dövebilirdi,eziyet edebilirdi, hatta okuldan attırabilirdi.Hemen arkalarından koştum.Çocuğun yakalarını tutup onu duvara yasladı.Ben;

"Uzay,sen ne yaptığının farkında mısın?Bırak şu çocuğu!"diye bağırdım.

"Nazlı sana söyledim.Sen benimsin o kadar."

"Ya sadece çarptım ona.O da benim kitaplarımı toplamama yardım etti.Olan bu yani.Lütfen, bırak gitsin. "dediğimden sonra Uzay çocuğu yavaşça bıraktı.Çocuk yere düştü.Sonra duvara tutunarak kalkıp koştu.Ben de bu sırada Uzay'ın yanına gittim.

"Beni kıskanman hoşuma gidiyor ama yine de artık benimle ilgili bir kıskançlık duygusu beslemen doğru değil bence."

"Ne yani, sen benden ayrıldın mı?"dediğinde yüzümü bir ateş sardı.O kadar masum söyledi ki."Hayır seni hala seviyorum."diyesim geldi.Tabi ki öyle bir şey söylemedim.

"Uzay."dedim.Başka tarafa bakıyordu. Ağlamaklı sesimi duyunca hemen kafasını bana çevirdi ve;

"Lütfen ağlama.Sana olan zaafımı kullanma.Lütfen, yapma."

"Biliyor musun?Benim akıllıca yaptığım hiçbir şey olmadı.Hatta seni bile deli gibi sevdim ben.Ama bu yaptıklarından sonra seni hemen affedemem.Çünkü beni sevsen de artık bunu bana hissettiremezsin. Tamam,bana sonra aşık olmuşsun ama yapamıyorum.Bu anlattıklarından sonra inanamıyorum. Özür dilerim.Zaten ben asla mükemmel değilim. Onun için başka birini bul, ben senin rüzgarın değilim artık."dediğimde içim cız etti.Kalbimin yanık kokusunu duyabiliyordum.Sonra gözünden bir yaş damla düştü ve ;

"Kendin olmakla o kadar meşgulsün ki ne kadar mükemmel olduğunun bile farkında değilsin sen."dedi ve arkasını döndü.Sonra bana geri dönüp;

"Bu arada,asla başka birini bulmayacağım.Sende benim rüzgarım olmaktan asla kurtulamayacaksın.Tamam mı?"dedi ve devam etti;

"Sen benim asi prensesimsin.Onun için asla başka birini bulmayacaksın.Oyarım o adamı o kadar."dedi ve bu sözleri fısıldadığı kulağımdan uzaklaşıp gitti.Ben de öteki yöne gittim.

Dersimiz Fizikti.Herkes sınıftaydı-Uzay'ı kastediyorum tabi ki-.Hoca sınıfa girdi ve;

"Evet çocuklar bu gün sözlünüz var çalıştınız değil mi?"dediğinde sınıftan çıt çıkmadı.Herkes Can'a bakıyordu.Ben de. Can'ın dersi kaynatmaktan aldığı belgeleri var.Gerçekten var.Kendine belge yapmış salak.Neyse ne diyordum?Can ayağa kalkıp;

"Ben başlayabilir miyim?"diye bağırınca herkes elini yüzüne sürüp"Allah belanı versin Can!!"dedi.Sonra Can sınıfı süzüp söze tekrar girdi;

"Hadi hocam sorun."dedikten sonra hoca;

"Evet Can.'Hücre bölünmesi neye denir?'"söyle bakalım.

"Hocam daha zor bir soru sorsaydınız ya.Tabi ki hücrenin bölünmesine denir."dedikten sonra sınıfta bir kahkaha koptu.Hoca ayağını yere vurarak;

"SESSİZ!!!"diye bağırdı.Herkes sustu ve tekrar gülmeye başladı.Sonra hoca Can'a sert bir bakış atıp;

"Hemen sınıftan çık git."diye bağırdı.Sınıf bir an sustu.Sonra Can lafa girdi;

"Tamam hocam."dedi ve kapıya doğru yürüdü.

"Can!!!Hemen yerine otur."

"Hocam siz dediniz."

"Ben sana şuradan atla desem sen atlayacak mısın?"

"Atlayayım mı?"dediğinde herkes gülmeye başladı.

"OTUR YERİNE!!!!"diye bağırdı hoca ve herkes bir kez daha güldü.Bu ders böyle geçti.Teneffüs zili çaldı.Tam kapıdan çıkarken arkamdan birisi kolumu tuttu.Arkamı döndüğümde onun Uzay olduğunu gördüm ve;

"Ne var?"dedim sert ve umursamazca.

"Dediğimi unutma."dedi ve kafasıyla kapıyı işaret etti.Kapıya döndüm.Kapıda, sabah çarptığım çocuk vardı.Sanırım Uzay onun için öyle söyledi.Her neyse işte.Çocuğun yanına gittim.Bana;

"Selam.Direk konuya girsem sorun olmaz değil mi?"

"Hayır.Aksine sevinirim."

"Güzel.Ben seni ilk gördüğümde etkilendim. Uzay'ın bana saldırması hariç.O  biraz tuhaftı.Sanırım hala senden hoşlanıyor ama beni ilgilendirmez tabi.Ha, bu arada ben Rüzgar."deyip elini bana uzattı.Bende elini sıkıp;

"Ben de Nazlı."dedim.Ardından Rüzgar;

"Biliyorum."dedi gülümseyerek.Biraz tuhaftı ama benim gibi tek solukta destan yazabildiğine göre iyi anlaşacağız gibi.

Aşkın Karanlık Yüzü#Wattsy2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin