"Vay canına burası senin evin mi? Güzelmiş. Ne kadar? Ay soru sormak yasaktı, unutmuşum. Ama kızım ya sende öyle bi yasak koydun ki tam yerinde yani. Bin tane sorum var unuturum diye ödüm kopuyor. Uff bir yere falan mı not alsam? Bugün meraktan ölmezsem hiç bir zaman ölmem valla."
Anahtarla kapıyı açarken Lilly'nin sabırsızlığı beni güldürüyordu.
"Nefesin insanları hayatta tuttuğunu biliyor muydun?"
Dalga geçerek söylediğim sözleri ciddiye alarak sesli bir şekilde derin nefesler aldı.
" Doğru ya unutmuşum. "
Bu haraketiyle büyük bir kahkaha koydum. Tabi bu sırada elimdeki anahtarlar yere düştü. Yere eğilip anahtarları kaldırdığım sırada arabasinda bizi izleyen Jack'i farkettim. Ama o benim gördüğümü farketmemişti.
İçimden kocaman bir 'Yuh' çektikten sonra hızlıca kapıyı açtım. Lilly'i hızlıca içeriye çektikten sonra kapıyı kapatıp kilitledim. Koşarak arka kapıyı da kilitledikten sonra tüm pencereleri kapatıp kalın siyah perdeleride çektim. Son perdeyi çekerken dışarı bakmayı da ihmal etmedim.
Arabanın camindan kafasını çıkarmış bir duvar boyunca cam olan ama biraz önce kalın perdesini çektiğim odama bakıyordu. Sonra gözleri yavaş yavaş aşağıya indi ve pencereden ona bakan beni gördü. Başta irkilsede sırıttı. Gözlüğünü takmadan önce bana göz kırpıp gitti. Ve ben öylece kaldım. Öyle ya Lilly'nin ağzının açık olduğunu ve elindeki not defterini çok sonra farkettim.
"Sorularımı sıralayabilir miyim artık? "
Lilly'nin sesiyle kafami sallayip yukarı kata çıkmaya başladım.
"Henüz değil. Benimle gel, daha görmediğin şeyler var." daha sonra Lilly'nin duymayacağını bildiğim bir şekilde mırıldandım. "Mesela ben gibi.."
Beraber yukarı kata çıktık. Benim odamın çaprazındaki ikinci en büyük oda boştu. Şuanlık misafir odası olarak kullanıyordum. Ama bundan sonra Lilly'nin olması en mantıklısıydı.
Lilly'i çekiştirip odaya soktum. Lilly başta anlamsız baksa da sonra yüzü aydınlandı ve gülerek konuşmaya başladı.
"Anlamak ben seni. Sen dayanamamak benim cazibeye. Ama olmaz. Biz daha yüzük takmak ikimize. Sonra naynaş-ninaş var."
Naynaş-ninaş kısmını bana işaret parmağını munzurca sallarken melodi şeklinde söylemişti. Bende gülmekle yetinmeyip cevap verme istedi duydum.
"Ah ben nasıl beklerim o zamana kadar." Elimi umutsuzca alnıma koydum. "Üstelik onu kendi odasına atmama ramak kalmıştı."
Lilly kahkahalarla gülerken ima ettiğim şeyi anlamasını bekledim. 1....2......3
"Bir dakika NE!"
"Doğru duydun, burası artık senin odan. İstediğin gibi düzenleyebilirsin, bu da benden sana hediye."
Lilly not defterine hızlıca bir kaç şey daha not aldıktan sonra koşup boynuma sarıldı.
"Senin gibi bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıyım."
Biraz sonra öğreneceklerinden sonra da böyle düşünebilecek misin bakalım? Kollarımı beline dolarken gergin bir gülümseme gönderdim. "Bende."
Lilly'i kendi odama çekiştirirken kendimi fazlasıyla kasıyordum. Acaba nasıl bir tepki vericekti? O yatağıma oturup suratıma büyük bir gülümsemeyle bakıyordu. Derin bir nefes aldım.
"Şimdi benim herkesten gizlediğim Alexis'i görmeye hazır mısın?"
Lilly anlamasada kafasını salladı. " O zaman bekle duş alıp geliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gizli Prenses
Novela Juvenilİki kraliyet. Gizli olan bir prenses ve gizli olan bir prens. Erica Alexis ve James Jack. Güzeller güzeli prensesimiz kendini o olduğu için seven birini bulmak umuduyla tüm güzelliğini makyaj ve salaş kıyafetler arkasına gizler. Onun tersi olan pr...